Davalı idare vekilinin istinaf dilekçesi ile özetle; haksız el atma yapılmadığı, zaten acele el koyma kararı alındığı, davacının imzaladığı protokollerle el atılmasına müsaade edip bedelini aldığı, 4277 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bir kısmına el atıldığı halde tamamının tapusunun iptal edilmesinin hatalı olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir. Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırmasız el atma talebinde bulunabilmek için idarenin taşınmaza fiilen el atması ve sahibinin tasarrufunu engellemesi gerekir....
Dairemizce yapılan bu değerlendirmede davacının dava açmakta haklı olduğu, kurumun acele el koyma kararıyla el attığı taşınmaz için iki yıl geçmesine rağmen kamulaştırma davasını açmadığı dolayısıyla yasanın 29.maddesi kapsamında tüm yargılama giderlerinin kurum üzerinde bırakılması, kurum yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 3- Kamulaştırmasız el atma nedeniyle ecrimisil: Davalı kurumun davacının taşınmazına el attığı sabittir. Ancak, kurumun eylemi el koyma kararına dayandığından haksız işgal tazminatı olarak nitelendirilen ecrimisil hesaplanması ve kurumun bundan sorumlu tutulması hatalı olmuştur. Ne var ki, davalı kurumu istinaf itirazı bulunmadığından kaldırma nedeni yapılmamış bununla birlikte davacı vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle reddedilmiştir....
Dairemizce yapılan bu değerlendirmede davacının dava açmakta haklı olduğu, kurumun acele el koyma kararıyla el attığı taşınmaz için iki yıl geçmesine rağmen kamulaştırma davasını açmadığı dolayısıyla yasanın 29.maddesi kapsamında tüm yargılama giderlerinin kurum üzerinde bırakılması, kurum yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 3- Kamulaştırmasız el atma nedeniyle ecrimisil: Davalı kurumun davacının taşınmazına el attığı sabittir. Ancak, kurumun eylemi el koyma kararına dayandığından haksız işgal tazminatı olarak nitelendirilen ecrimisil hesaplanması ve kurumun bundan sorumlu tutulması hatalı olmuştur. Ne var ki, davalı kurumu istinaf itirazı bulunmadığından kaldırma nedeni yapılmamış bununla birlikte davacı vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle reddedilmiştir....
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Öte yandan, kamulaştırmasız elatma nedeniyle taşınmaz mal malikinin, idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza el atması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasından sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceği de kuşkusuzdur. Ne var ki; Mahkemece, davacıların kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davası açtıkları tarihten sonrası için de ecimisil hesaplanmıştır....
"Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davalarında, dava tarihine göre belirlenen taşınmaz bedelinin tahsiline ve bu tarih itibarıyla faize hükmedildiğinden, mal sahibinin el koymaya dayalı tazminat davası ile birlikte, dava tarihinden geriye doğru ecrimisil davası açabileceği taleple bağlı kalınarak ecrimisil belirlenip, taşınmazın yer bedeli ile birlikte idareden tahsiline karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur." (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/5- 243 Esas 2008/246 Karar sayılı 12/03/2008 tarihli kararı) Somut olayda; davacının tapu maliki olduğu, bilirkişi raporuyla davalının haksız olarak taşınmaza el attığının sabit olduğu, malikin haksız kullanım nedeniyle ecrimisil talep etme hakkı olduğu, ayrıca kötü niyet aranamayacağı, kamu hizmetinine tahsis edilmiş olmasının bedel ödenmeksizin davacının Anayasal hakkı olan mülkiyet hakkının sınırlanamayacağı, bu haktan doğan hakların korunması gerektiği, bilirkişi raporunun usul ve yöntemine uygunolduğu anlaşılmıştır....
443 ada 5 parsel sayılı taşınmaza el konulan kısımların dava tarihindeki değerinin ve el atılırken kesilen ağaçların hesaplanarak bu bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı müvekkillere verilmesine, bu tazminat için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ödenmesine, bu talebin kabulüne karar verildiğinde müvekkiller adına kayıtlı taşınmazın el konulan kısımlarının davalı idare adına tesciline, müvekkillin haksız işgal edilen taşınmaz için fiili el atılan tarihten başlamak üzere haksız işgal tazminatının her ay için ayrı ayrı tespiti ve müvekkiline ödenmesine, faizin her ay için yürütülmesine, bu tazminat için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile Avukatlık ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ecrimisil davasında verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 341/2 ve 352.maddeleri uyarınca usulden reddine, kamulaştırmasız el atma tazminatı davasında verilen hükme yönelik olarak ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1- b/1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir....
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1- 120- 96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir....
İstinaf incelemesine konu dava Kamulaştırmasız El Koymadan Kaynaklanan Tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir. 1- ) Ecrimisil talebine ilişkin dava yönünden yapılan incelemede; İstinafa konu ecrimisil miktarının 2248,09 TL olduğu, karar tarihi itibariyle kabul edilen ecrimisil miktarının istinaf edilebilirlik sınırını geçmediği ve kabul edilen miktarın kesinlik sınırının altında kaldığı tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup, bu itibarla kesin karara yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı Yasanın 341 ve 352. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir. 2- )Kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat davası yönünden yapılan incelemede: 6100 sayılı yasanın 355. Maddesi değerlendirildiğinde; Bölge adliye mahkemesinin, incelemesini kamu düzenini ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir.(Benzer yönde; Yargıtay 22....