WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun yanında davacı şirketin ayrı bir hükmî şahsiyeti bulunduğundan şirket aleyhine yapılan icra takipleri nedeniyle şirket ortaklarının veya yakınlarının mallarının satılması nedeniyle uğranılan zararların da munzam zarar hesabında dikkate alınması doğru olmamıştır. Yine mücerret defter incelemesi ile, icra takip dosyaları ve temlikler getirilmeden ve akıbetleri bizatihi dosyalarından dayanağı belgelerle birlikte tetkik edilmeden, munzam zarar hesabı yapılması, keza davacı şirketin aynı iş döneminde yüklendiği diğer işlerin akıbetinin ve varsa davacının uğradığı zarara bir etkisinin olup olmadığının denetlenmemesi suretiyle eksik inceleme ile hükme varılması da hatalı olmuştur....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince kısmen kabulü ile HMK'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiş; bu karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince ek karar ile hükmün miktar ve değeri itibariyle kesin olduğundan bahisle temyiz talebinin reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı ek kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz istemine ilişkindir....

      CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zaman aşımına uğradığını, munzam zarar iddiasının afaki olduğunu, davacının munzam zarar talebinin koşullarının oluşmadığını, talebin TMK 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, emsal nitelikteki Yargıtay 11....

      Burada kanıtlanacak olgular geç ödeme ile davacının maruz kaldığı zararı doğuran vakıalar ve bu vakıalar nedeniyle uğranılan fiili zarardır.----------- Somut olayda; davacı tarafından dava dilekçesinde kendi durumuna özgü şekilde açık ve somut olarak oluşan bir zarar olgusuna dair bir iddiada bulunulmadığı, davacının ispata yeter herhangi bir delil sunmadığı, bilirkişi incelemesinin taktiri delil olup dosyadaki iddialar gözetildiğinde mahkememizce bilirkişi raporu alınmasının gerekli görülmediği, ıslah dilekçesinde talebin değişikliğe uğramadığı, ekonomik koşullar nedeniyle genel ve soyut hususlardan ziyade davacının geç ödeme nedeniyle kendisinin şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/722 Esas KARAR NO:2023/737 DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 22/09/2022 KARAR TARİHİ: 28/09/2023 ------ maddesine göre---- adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız -----Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: I.İDDİA:Davacı vekili; müvekkiline ait ---- plakalı araç ile davalı sigortalı tarafından sigortalı olan -------plakalı aracın sebep olduğu 14/06/20109 tarihli kaza nedeniyle hasarlandığını, ------- plakalı aracın kusurlu olduğunu, ----- tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen tazminatın ödenmediğini, müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL'sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. ll....

          Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 gün ve 1996/5-144 esas 1996/503 karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir....

            Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....

            CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TBK 72. maddesi uyarınca tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın geçmesi ile zamanaşımına uğradığı, davacılar tarafından davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığı, Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi uyarınca zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, Davacının alacağını ileri sürerek yasal yollara başvurması karşısında davalı müvekkilin de yasal itirazlarını sırf davacıyı zarara uğratmak kastıyla ve kötü niyetle yapıldığının davacı tarafından ispat edilmesi, davacının uğramış olduğunu iddia ettiği munzam zararını ve miktarını somut delillerle kanıtlaması gerektiği, paranın değer kaybetmesi kanun koyucu tarafından faiz oranları belirlenirken dikkate alındığını, bu nedenle yüksek enflasyona dayanarak munzam zarar talep edilmesi, kanun...

              a 28.12.1990 tarihinden itibaren 12.02.1992 tarihine kadar yasal faizi ile 12.02.1992 tarihinden itibaren de kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak verilmesine, munzam zarara yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri 1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; konumu itibarıyla çok değerli olan dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin uzun yıllar alınamaması nedeniyle müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradığını, munzam zarar talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. 2....

                Davalı vekili; dava konusu talebin zamanaşımı sebebiyle reddi gerektiğini,yapılan ödeme ile müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği munzam zararı somut olarak ispat etmek zorunda olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafından talep edilen munzam zararın ancak fiili ödeme tarihindeki gerçek zarar ile tahsil edilen faizli tutar arasındaki farktan ibaret olacağını savunarak davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi, tüm dosya kapsamına göre; tazminat ödeme tarihi olan 2012 itibariyle aşkın zararın bulunduğu hususunun davacı tarafından ispatlanamadığı, hasardan sonra davacının tekneyi tümüyle terk ettiği, gerekli bakımları yapmadığı, hasar bedelinin geç ödenmesi teknenin mevcut halinin korunması için bakımın yapılmasına engel teşkil etmeyeceği, bu şekilde bakım yapma görevinin davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu