Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 24/06/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece davacının adli yardım talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonunda; davalı ... yönünden manevi tazminata yönelik davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, davalı ... yönünden maddi tazminat talebinin reddine, davalı ... yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 22/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... yönünden istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ...'...

    Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1- 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 41 (6098 Sayılı TBK'nun 49.maddesi) maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK'nun değişik 72. maddesi) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK'nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür.) tabi bulunduğu belirtilmiştir. Buna karşılık 2918 Sayılı KTK'nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 09/11/2007 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/10/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine, manevi tazminat talebi yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Huzurdaki davada manevi tazminat miktarı belirlenirken; dinlenen tanık beyanları uyarınca davacıların yaşadığı olay sonrası yaşadığı elem ve acının boyutu, davacıların ve davalının ekonomik durumları arasındaki ilişki ve paranın alım gücü gözetilmiş ve maddi durumu ortalama düzeyde olan davacının zenginleşmeyeceği, maddi durumu davacıya göre daha çok daha iyi durumda olan davalının ise fakirleşmeyeceği, ancak yaşanan elemi giderebilecek boyutta olduğu kanaatine varılan miktara haksız fiil hükümleri gereği olay tarihinden itibaren başlayan faiziyle hükmedilmiş olup aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur..." şeklinde belirtilen gerekçeler ile Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 5,000,00- TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiştir....

        nde çalışması ve ayrılması nedeniyle, davalılar tarafından uğradığı haksız eylemler nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasını açtığı, ayrıca 18.11.2014 tarihli oturumda da açıkca beyan ettiği gibi davacının davasının genel hükümlere dayalı haksız fiil sorumluluğuna dayalı olarak açtığı, davanın ise davacı ile davalılar arasında İş Kanunu anlamında bir işçi-işveren ilişkisinden kaynaklı, diğer bir anlatımla iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanılan herhangi bir hakdan dolayı açılmadığı, uyuşmazlığın yaralama, tehdit ve hakaret gibi haksız fiilden kaynaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19/06/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesince maddi tazminat talebine ilişkin asıl davanın ve birleşen 2010/456 E., 2010/336 K. sayılı davanın reddine, manevi tazminat istemine ilişkin birleşen 2010/386 E.- 2010/396 K. sayılı davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.10.2011 tarihli ve 2009/277 E. 2011/479 K. sayılı kararın davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilince temyiz edilmekle, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12.02.2013 tarihli ve 2012/838 E., 2013/2297 K. sayılı kararı ile, "...1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılardan ... ve ...'...

            kısmen kabulü ile 560,28 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, davacının manevi tazminat istemi yönünden ise davalının haksız fiili nedeniyle davacı hakkında icra takibinde bulunularak haciz uygulaması yapıldığı, bu durumun davacının ticari itibarını zedelediği gerekçesiyle davacının kusurlu hareketinin niteliği, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, hal ve şartlar dikkate alınarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizler ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya yönelik istemin reddine karar verilmiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINDA ÖZETLE; İlk derece mahkemesi ''Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE; Asıl dosyadaki maddi tazminat talebinin REDDİNE, Birleşen 2013/153 esas sayılı davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 1- Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, Davacı T1 T3 T2 T4 ayrı ayrı 2.500,00'er TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen 26/12/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, '' dair karar vermiştir. TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: A-Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: 1- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde haksız fiil ile buna dayalı açılacak tazminat davaları ve bu davaların şartları açık bir şekilde düzenlenmiştir. Aynı şekilde yerel mahkeme, gerekçe kısmında haksız fiile dayalı maddi tazminat davasının şartlarını sıralamıştır....

              Dolayısıyla somut olayda tek eylemden hem maddi zarar hem de manevi zarar doğmaktadır. b) Site yöteminin sorumlu olacağı ve müteselsilen güvenlik şirketinin de sorumlu olacağı konusunda uygulamada "ittifak" söz konusudur. c) Sorun davalıların sorumluluk alanında kalan maddi ve manevi tazminat taleplerinden sadece maddi tazminat kısmının kat mülkiyeti hukuku kapsamında kaldığı, dolayısıyla sulh hukuk mahkemelerinin sadece maddi tazminat taleplerini inceleyebileceği ve ancak manevi tazminat talebinin MK'nın 24, BK'nın 58. maddeleri kapsamında olmakla sadece ve doğrudan Asliye Hukuk Mahkemesinde incelenebileceği yönündeki bazı Yargıtay Daire uygulamaları ve çoğunluk görüşüdür. Kuşkusuz bu yaklaşım aşağıdaki nedenlerle tercih edilmemelidir. 1) Öncelikle 634 sayılı Kanunun Ek 1. maddesine göre, bu Kanundan doğan bütün uyuşmazlıklar tartışmasız biçimde ve talebin maddi/manevi tazminat olmasına bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülür....

                Yine TBK 58. maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalıların davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının davalı eşinin TMK.nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Yasanın 185. ve 174. maddeleri, TBK 49. ve 58. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur....

                  UYAP Entegrasyonu