Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır....

    Tehdit, bir kimsenin başkasını,kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır....

      Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır....

        Tehdit,bir kimsenin başkasını,kendisinin veya yakınının hayatına,vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala Zarar Verme, Tehdit, Hakaret, Kasten Yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye ..., şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek ya da yakıştırmalarda bulunmak ya da sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun ... şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir....

            Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın katılan ...’ye hakaret ettikten sonra katılan ...’ye de hakaret etmesi biçimindeki eylemlerinin, aynı kasıt altında ve kısa aralıklarla her iki müştekiye karşı işlenen tek bir hakaret suçunu oluşturduğu ve hakaret suçundan bir kez mahkumiyetine karar verilerek cezasından TCK'nın 43. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden, mağdur sayısınca hükümlülüğüne karar verilmesi, 3- Taraflar arasındaki kavganın tanığının olmaması, olayın çıkış sebebine dair tarafların birbirlerini suçlaması ve dosya kapsamına göre ilk haksız hareketin kimden geldiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilemediğinde sanıklar hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/10/2002 tarih ve 2002/4-238-367 E-K sayılı kararı karşısında, haksız tahrik hükümlerini düzenleyen TCK’nın 29. ve 129. maddeleri kapsamında bir değerlendirme yapılmadan sanık hakkında hükümler...

              Sayılı ilamı ile hakaret suçu yönünden verilen cezanın onanmasına, silahla tehdit suçu yönünden iddianame anlatımında sanığın katılanı sopayla tehdit ettiğine yönelik eyleminden söz edilmediğinden yalnız TCK 106/1- 2 maddesi kapsamında kalan tehdit sözlerinden dava açıldığından hükmün yerinde olmadığından bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla kamu görevlisine karşı alenen hakaret suçu yönünden hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır....

              Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır....

                Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça dava dilekçesinde davalı tarafından sosyal medyada farklı tarihlerde yapılan paylaşımlardan dolayı 5.000TL manevi tazminat talep edilmiş olup, ilk derece mahkemesince talep doğrultusunda davanın kabulü ile 28/05/2019 tarihli eylemi nedeniyle 1.000TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 28/05/2019 tarihinden, 17/07/2019 tarihli eylemi nedeniyle 1.000TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 17/07/2019 tarihinden, 04/08/2019 tarihli eylemi nedeniyle 1.000TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 04/08/2019 tarihinden, 19/09/2019 tarihli eylemi nedeniyle 1.000TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 19/09/2019 tarihinden, 09/10/2019 tarihli eylemi nedeniyle 1.000TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 09/10/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, davacının talebi doğrultusunda toplam 5.000TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş olması...

                Borçlar Kanunun 50. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacı yani zarar gördüğünü ispat eden davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. Manevi tazminat bakımından; Borçlar Kanunu’nun 56. (eski 47.md) maddesinde “ Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” denilmektedir. Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir....

                UYAP Entegrasyonu