Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ciray tarafından, davalı ... aleyhine 24/07/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın husumetten reddine dair verilen 11/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. - KARAR - Davalılardan ...’ün vekilinden alınmış vekaletnamenin dosya arasında bulunmadığı anlaşılmış olup, mahallinden ikmali mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. 1-Dava, haksız eylem nedenine dayanılarak açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

    Mahkemece, dava konusu sahte çekin icra takibine konulması nedeniyle davacının maddi ve manevi zararının gerçekleştiği, var olan zararı ile haksız eylem arasında illiyet bağı bulunduğu ve bu hali ile BK. 41 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiil nedeniyle tazminat isteminin tüm koşullarının gerçekleştiği,ancak davacı 30.000 TL maddi tazminat istemiş ise de dava dışı Atılım Çorapla ilgili sözleşmenin feshi iddiasından zarar gördüğü hususunu ispat edemediği, yine bu dava için vekiline ödediğini belirttiği vekalet ücretini de talep etmesine karşın vekalet ücretinin vekalet görevinin dava sonuçlanıncaya kadar devam ettiği ve dava sonuçlanınca akdedilmiş olacağı, maddi tazminat olarak haksız fiile dayalı istemlerde ise dava açıldığı tarihte gerçekleşmiş olan gerçek zararın istenebileceği, davacının ispat etmiş olduğu gerçek zararın daha önce açılan davada alınan teminat mektuplarına ilişkin masraflar, takip dosyasına ödenen yediemin ücretinden oluştuğu gerekçesiyle madditazminat...

      Akaryakıt ve Dinlenme Tesisleri Tic. Ltd. Şti ve ... aleyhine 09/06/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 14/09/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/07/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili Avukat .... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; davalının, kendisini hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığını beyan ederek, uğramış olduğu maddi ve manevi zararının tazminini talep etmiştir....

          Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır. Kısaca, tazminat miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır. Somut olaya gelince, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, zarar görenin haksız eylem nedeniyle yaptığı gerçek masraflar göz önünde bulundurulmaksızın, davacı Kurumun onarım giderleri belgelerinde yer alan miktarlar doğru kabul edilmek suretiyle düzenlenmiş olup; soyut nitelikte, denetime elverişli olmayan ve gerçek zararın varlığını ve miktarını tespit edecek nitelikte bulunmamaktadır....

            Altuğgül vekili Avukat... tarafından, davalı ... aleyhine 06/05/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın ... Aile Mahkemesine gönderilmesine dair verilen 18/01/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın aile mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan evlilik dışı dünyaya getirdiği çocuğun sağlık ve eğitim giderlerine yönelik maddi tazminat ve davalının bu süreçteki davranışları nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmaktadır....

              ın geçirdiği iş kazası sonucu % 43,2 oranında işgöremez duruma gelmesi nedeniyle davacı ... için maddi ve manevi, davacı eş Mine Balkan için de manevi tazminat talep etmişler, mahkemece dava kabul edilmiştir. Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla ayni eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Cismani zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir....

                Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 08.12.2010 tarih, 2010/7-530 E, 2010/636 K.sayılı ilamında vurgulandığı üzere, maddi tazminat, bir kimsenin mamelekinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin, eş söyleyişle maddi zararın giderilmesi için sorumlu olan şahıs tarafından yerine getirilmesi gereken edadır. Diğer bir tanımla da tazminat, borçlu tarafından yapılan ve alacaklı mamelekindeki eksilmeyi telafi eden bir edadır. Tazminat Hukukunun bir ilkesi olarak, sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde, zarar veren, zarar görenin malvarlığında oluşan eksilmeyi gidermek durumundadır. O halde, kişinin malvarlığında veya manevi varlığında ortaya çıkan eksilme olarak tanımlanan “zarar”ın oluşması, ona neden olanın tazminat yükümlülüğünü doğurur. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun, “Tazminat Miktarının Tayîni” üst başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrası ile; Hâkimin, olayların özelliklerine ve durumun gereğine göre zararın miktarını tespit edeceği hükme bağlanmıştır....

                  Mahkemece; koşulları oluşmadığından maddi tazminat talebinin reddine, davacının haksız olarak başlatılan icra takibi ve davalarla uğraşmak durumunda kaldığından ve toplum nezdinde küçük düştüğünden bahisle ise; manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....

                    Davacılar, inşaatlarının davalı ... tarafından haksız olarak yıkılması nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararlarının ödetilmesini istemişlerdir. Davalı, inşaatın kamu yoluna tecavüzlü olduğuna dair mahkeme kararı gereğince yıkım yaptıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının zamanaşımına uğramış ve taraf olmadığı mahkeme kararını gerekçe göstererek yıkım yapmasının doğru olmadığı, maddi ve manevi zararın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu