Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davacı tarafça, dava dışı 3. kişiden satın alınan (harici) aracın muayene işlemlerinin davacı tarafça sahte belgeler ile usulsüz olarak yapılması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemi ile açılan haksız fiile dayalı maddi-manevi tazminat davasıdır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, inceleme görevi Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki dosya, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu kararı ile tetkiksiz olarak yeniden incelenmek üzere Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 25.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı, davalının kendisiyle evli olduğunu bildiği halde eşi ile birlikte olması, evlilik birliğinin bu eylem nedeniyle bozularak kişilik hakkına ağır saldırıda bulunulması nedeniyle manevi tazminat istemiştir. Davalı taraf, davanın zamanaşımına uğradığını, açılan boşanma davasında davacı eşinin bu nedenle manevi tazminatla sorumlu tutulduğunu, aynı eylem nedeniyle yeniden kendisinden manevi tazminat istenemeyeceğini, zira manevi tazminatın bölünmezliği ilkesine aykırılık teşkil edeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkeme, davacı ile eşi arasında görülen boşanma davasında eşin sadakatsizliği nedeniyle manevi tazminata hükmolunduğunu, davalı ve eşin ortak kusuru ile eylemin gerçekleştiğini, aralarında teselsül bulunduğunu, davacının manevi tazminatla ilgili alacağının tümünü eşinden istemekle manevi tazminatın tekliği ilkesi gereği artık davalıdan tazminat isteyemeyeceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir....

      Somut olayda; davacı, davalıların sürücü ve maliki olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda yaralandığını ileri sürerek iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat isteminde bulunmuş olup, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/06/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/04/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince: a)Dava, haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

          Mahkeme, maddi tazminat davası yönünden toplam 6.848,78.- TL maddi tazminatın 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 5.848,78.- TL maddi tazminatın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, başvuru harcı yatırılarak ıslah dilekçesiyle talep edilen manevi tazminat davası yönünden, toplam 5.000,00 TL manevi tazminatın da ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermiştir. İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Davacı yanca talep edilen maddi ve manevi tazminatlar için olay tarihinden itibaren faiz talep edildiğine göre, mahkemece, faize olay tarihi olan 09.08.2006 tarihi yerine; ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

            Davacı ... ve ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 10/11/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.06.2014 tarih 2008/203 Esas 2014/314 Karar sayılı ilamının haksız fiile dayalı maddi manevi tazminat davasına ilişkin olduğu şahsın hukuku ile ilgili olmakla birlikte, tarafların hukuki durumunda sicil ve kayıtlarda değişiklik yaratacak nitelikte olmadığı hakkın özü ile ilgili olmayıp malvarlığında değişiklik yaratacak nitelikte olduğundan kesinleşmeden takibe konulabileceği nazara alınarak, şikayetin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....

                Bu haliyle, istinaf incelemesine gönderilen davadaki talep, nişana dayalı tazminat talebi olmayıp, uyuşmazlık çözümünün haksız fiile ilişkin olmakla davaya bakma görevi genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğu gözetilmeksizin esasa ilişkin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalı erkeğin istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, açıklanan hususlara göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                TBK m.58) maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Davaya konu edilen olayda, davacının, davalı idare bünyesinde doktor olarak çalıştığı, davalı idarenin, davacının ihaleye fesat karıştırdığı ve görevi kötüye kullandığını iddia ederek şikayetçi olduğu, davacı hakkında kamu davası açıldığı; fakat ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda davacının beraat ettiği, ayrıca davacının aynı gerekçelerle iki kez işten çıkartıldığı ve idare mahkemesinin kararları ile çıkarma işlemlerinin iptal edildiği anlaşılmaktadır....

                  Mahkemece, davacı ... için 26.920,23 TL maddi tazminat ile 35.000,00 TL manevi tazminat, diğer davacılar ... ile ... için ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir. İş kazası dayanaklı tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu iş kazasının 11.09.2014 tarihinde meydana geldiği, dava ve ıslah dilekçesi ile talep edilen tazminat istemlerinin her birine olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinin açıkça talep edildiğinin anlaşılmasına rağmen, Mahkemece verilen tazminatlar yönünden faize hükmedilmemesi doğru olmamıştır. Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu