Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. aleyhine 15/05/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince: Dava, haksız fiile dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

    KARŞI OY YAZISI Dava; haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi BK 49. maddesinden kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin kötü niyetli ve kusurlu olduğu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz. Somut olayda davalıların kötü niyetli oldukları kanıtlanmadığına göre mahkemenin manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kararı yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan dairemiz çoğunluğunun bozma kararına katılmıyorum. 02/12/2015...

      Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 24/06/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece davacının adli yardım talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonunda; davalı ... yönünden manevi tazminata yönelik davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, davalı ... yönünden maddi tazminat talebinin reddine, davalı ... yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 22/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... yönünden istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ...'...

        Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun (İİK) 257'nci maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir....

        Mahkemece, maddi tazminat davasının HMK m. 150/5 e göre açılmamış sayılmasına, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüyle 2.000,00 TL manevi tazminatın 05/04/2004 kaza tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine hükmedilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117/2.maddesine göre de İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu iş kazasının 05/07/2004 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesinde 05/04/2004 olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesinin talep edildiği ve Mahkemece talep gibi iş kazası tarihinden önceki 05/04/2004 gününden itibaren faize karar verildiği, bu yönüyle kararın hatalı olduğu açıktır....

          ın müvekkilinin eşi Yasemin Bayram ile ilişkiye girdiği, bu ilişkilerini kayıt altına aldıklarını, müvekkilinin parası ile eşi Yasemin Bayram'ın davalının kredi kartları borcunu ödediğini, müvekkilinin bu durumlar karşısında psikoljisinin bozulduğunu, tedavi gördüğünü, çalışamadığını, tedavi giderleri ve çalışamaması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalıdan 10.000,00.-TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, aile mahkemesince davacının davalı ...'ın aleyhine açmış olduğu maddi tazminat talepli dava yönünden tefrik kararı verilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Bu haliyle, davalı ... yönünden uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... ... 11....

            Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminata (para alacağına) yönelik olup; geçici hukuki koruma istemi de ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda: Dava, iş kazasından kaynaklı müteveffa Davut Gökdemir'in hak sahipleri tarafından açılmış maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir. Manevi tazminat istemi zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir....

            Somut olayda, dava konusu iş kazasının 26/08/2005 tarihinde meydana geldiği, dava ve ıslah dilekçelerinde talep edilen maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş iken; mahkemece maddi ve manevi tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermesi doğru olmamıştır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı ... Müdürlüğü ve davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda, dava konusu iş kazasının 26/08/2005 tarihinde meydana geldiği, dava ve ıslah dilekçelerinde talep edilen maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş iken; mahkemece maddi ve manevi tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermesi doğru olmamıştır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı ... Müdürlüğü ve davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Haksız eyleme dayalı tazminat davalarında olay tarihinde bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/1. maddesine göre öngörülen zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve her halükarda on yıldır. Dosya kapsamına göre; davacı sadece sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak çek karnesi düzenlenmesi sebebiyle değil, ayrıca davalı bankanın bu sahte kimliğe dayalı olarak düzenlenen ve sahte olduğu anlaşılan çek yaprakları bedelinin ödenmesi talebine ilişkin 25/07/2012 tarihli yazısı nedeniyle de maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Şu halde, son haksız eylem tarihi olan 25/07/2012 itibarıyla zamanaşımı süresinin dolmadığı açıkça anlaşılmakta olduğundan mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu