Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı, 466 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü nedeniyle haksız el koyma nedeniyle tazminat istenemeyeceği gerekçesi yerine, elkoyma işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK'nın 144/1-c maddesi gereğince değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş olması gerekçesi itibariyle yanlış, sonucu itibariyle doğru kabul edildiğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamış, ''466 sayılı Kanun gereğince tazminat'' olan dava türünün "Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat" ve "18.03.2015" olan dava tarihinin "01.01.2003" olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir....

    Ceza Dairesinin 24.09.2012 tarihli ilamıyla dava zamanaşımı sebebiyle TCK'nın 102/4, 104/2. maddeleri gereğince ortadan kaldırılmasına ve nakil aracının iadesine hükmedildiği, davacının buna dayanarak söz konusu araca el konulması sebebiyle maddi yönden zararının giderilmesi için bu davayı açtığı anlaşılmakla; Haksız el koyma işleminin gerçekleştiği, tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı, 466 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü nedeniyle haksız el koyma nedeniyle tazminat istenemeyeceği gerekçesi yerine, elkoyma işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK'nın 144/1-c maddesi gereğince değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş olması gerekçesi itibariyle yanlış, sonucu...

      Zarar görenlerin haksız eylem failine karşı doğrudan dava açamayacaklarını savunmak, temel haklardan olan ve Anayasa'nın 36 ve .. 13. maddesinde güvence altına alınan " .. " aykırı olacaktır. Zarar görenler isterse, doğrudan kişisel kusurlarından dolayı haksız eylemi gerçekleştiren kamu görevlisine karşı tazminat davası açabilecekleri gibi, isterlerse Devlete karşı da dava açabilirler. Somut olayda davacı, davalının kişisel kusuruna dayanarak dava açtığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı düşüncesiyle değerli çoğunluğun kararına katılmıyorum.15/02/2016...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/09/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 02/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiille kişilik haklarına saldırıldığı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Haksız fiillerden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi de yetkilidir. (HMK'nun 16. maddesi). Davacı, davalının ... 13....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle müspet ve menfi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile 19.164,60 TL zararın tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı,davalı ile aralarında yapılan kira sözleşmesine aykırı olarak mısır satışı yaptığı standının başka yere taşınması ve haksız haciz nedeniyle uğradığı müspet ve menfi zararların tazminini istemiştir....

            Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Antalya 7.Asliye Hukuk Mahkemesince;davacı ve davalının tacir olduğu,davanın konusunun haksız fiilden kaynaklanan ticari zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması nedeniyle Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Antalya 6.Asliye Ticaret Mahkemesi ise; davanın, tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olmayıp haksız fiile dayalı tazminat davası olup uygulanacak hükümlerin BK'nun haksız fiile ilişkin hükümleri olduğu, davanın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

              Bu açıklamalar ışığında, manevi tazminatın yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak ödemesi gerektiği gözetilmeden ve haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartları oluşmadığı halde davacılar lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi, 2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacıların sosyal ve ekonomik durumları, üzerlerine atılı suçların niteliği, tutuklanmalarına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldıkları süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 76 gün süreyle tutuklu kalan davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının bu ölçütlere uymayıp eksik tayini, 3- Davacıların tazminat davalarını ayrı ayrı açtıkları ve mahkemece yargılama aşamasında her iki dava dosyasının birleştirilmesine karar verildiğinin...

                Davacı, davalının kendisine hakaret etmesi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü, davalının eyleminin kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğunu ayrıca bu olay nedeniyle avukat tutmak ve Adliyeye gidip gelmek zorunda kaldığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, tazminat taleplerinin mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının hukuka aykırı eyleminin kesinleşen Ceza Mahkemesi kararı ile sabit olduğu belirtilerek davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Maddi zarar kavramı, haksız eylem nedeniyle kişinin malvarlığında doğrudan meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Davaya konu olayda, davalının haksız eylemi nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü açık olsa da; söz konusu haksız eylem nedeniyle davacının malvarlığında doğrudan bir eksilmenin meydana geldiği söylenemez....

                  Yine her ne kadar istinaf dilekçesinde davanın manevi tazminat davasından vazgeçtiği yönünde bir ifade bulunmakta ise de, bu ifadenin manevi tazminat davasından feragat niteliği taşımadığı, beyanının niteliğinin davanın geri alınması olabileceği, ancak davalının bu konuda açık muvafakati olmadığı,-------- tarihli celsede davacıya sorulmasına rağmen davacının feragat ifadesini kullanmadığı, "ayrıca benim manevi tazminatla ilgili olarak hiçbir talebim yoktur, manevi tazminat başka bir davada görülmektedir, bu davam sadece maddi tazminat ile ilgilidir" ifadesini kullandığı, ancak dava dilekçesinde açıkça davalı---- yönelik manevi tazminat talebinin bulunduğu hususu dikkate alınarak aşağıda gerekçesi açıklanacağı üzere manevi tazminat talebi hakkında da bir değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda; Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır: a)Manevi tazminat talebi yönünden; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 22/02/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair verilen 09/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olduğundan mahkemenin yetkisizliğine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 30/09/2011 tarihli ....Gazetesindeki yazı nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu