Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniye uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 399/3. maddesinin, davacıya tazminat davasını "haksız ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasından itibaren” veya "haksız ihtiyati tedbir kararının verildiği davanın reddine dair kararın kesinleşmesinden itibaren" bir yıl içinde açma konusunda bir tercih hakkı tanımadığı, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle zarar görmüş olan davacının, eğer aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararı yargılama sırasında kaldırılmışsa, bu tarihte uğradığı zararı belirleme olanağı olduğundan, tedbirin kaldırıldığı ara karar tarihinden itibaren 1 yıllık sürede tazminat davasını açmak zorunda olduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince de davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 399. maddesine göre, “Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız...

    Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; maddi tazminat taleplerinin "adli tıp kurumu tarafından düzenlenen raporda açıkça iyileşme süresi içerisinde ve sürekli olacak biçimde davacının dava konusu olay nedeniyle başka birisinin bakımına muhtaç durumda olmadığı açıkça belirtildiği" gerekçeleriyle maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, 4.212,24 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 75.809,66 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 80.021,90 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 11/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat taleplerinin ise "davalının davacıya karşı silahla yaralama suçunu işlediği tüm dosya kapsamından sabit olduğu, dava konusu olay nedeniyle davacının elem ve üzüntü duyduğu, dolayısıyla manevi tazminat talebinin yerinde olduğu" gerekçeleriyle manevi...

      Mahkememizce öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin değerlendirilmesi kapsamında aldırılan -----tarihli bilirkişi raporunda tarafların benzer tüketici kesimine hitap etmesi nedeniyle, taraf markaları arasındaki ---------- ibaresi nedeniyle karıştırılma ve iltibas olacağı yönünde görüş bildirildiği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya hem esas yönünden hem tazminat hesabı yönünden bilirkişi heyetine tevdi edildiği bilirkişi tarafından sunulan heyet raporunda davalı ----- kullanımlarının davacıya ait ------ unsurlu markalara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, davacının müspet zararının --- olarak hesaplandığı, itiraz üzerine aldırılan ---tarihli bilirkişi raporunda tazminat miktarının --- oranına göre ----olarak hesaplandığı, bu şekilde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve men'i ile maddi manevi tazminat talebine ilişkin olup, davacının ---- kullanılmakta olduğu, aldırılan bilirkişi raporlarında yapılan...

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, "Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat'' yerine ''Haksız tutuklama nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebi'', 16.11.2016 olan karar tarihi yerine 07.11.2016 ibarelerine yer verilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir....

          Asıl olan, davalının haksız rekabeti ile davacının aktifinde azalma olduğunun iddia ve ispat edilmesidir. Ancak, böyle bir zararın, özellikle de miktarının kanıtlanmasındaki zorluğu dikkate alan kanun koyucu, haksız rekabetin varlığı halinde eylemin yaptırımsız kalmaması için, 6762 sayılı TTK'nın 58-e maddesinde yargıca, maddi tazminat olarak davalının elde etmesi mümkün bulunan menfaatin karşılığına hükmetmek yetkisi vermiştir. Haksız rekabette davacının maddi tazminat istemine konu ettiği zararı, davalının elde ettiği kar miktarı olmayıp, davalının haksız rekabeti nedeniyle davacının elde etmekten mahrum kaldığı kar miktarıdır. Bu zarar, kural olarak tarafların ticari defterleri ve diğer kanıtlarıyla beraber bilirkişi incelemesiyle tespit edilir....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddine Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4061 soruşturma; 2015/40441 karar numaralı ceza dosyası kapsamında, davacı hakkında 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla; Gerekçeli karar başlığında, ''Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' olan dava türünün ''haksız yakalama sebebiyle tazminat'' olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir....

              Dosya kapsamından, her ne kadar davacı gayri resmi eşi olan davalının ortak olduğu şirkette ve beraber bulundukları evde çalışması karşısında ve bilahare davalının haksız eylemlerde bulunması nedeni ile 20.000,00 Tl manevi ve 500,00 Tl maddi tazminat isteminde bulunmuş ve hizmet tespitinin yapılmasını atiye bırakmış isede, dava sırasında davacı vekili 28.10.2011 tarihli dilekçesi ile dava konusu alacağın işçi alacağı olmadığı, davalının haksız eyleminden kaynakladığını belirtmesi nedeniyle, asıl isteminin tamamen haksız fiil iddiasına dayalı olarak açılmış bir tazminat davası olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda İş Kanunundan kaynaklanmayan alacak istemine yönelik uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi...

                Dava, haksız fiil esaslarına dayanmakta olup yetki uyuşmazlığı haksız fiile ilişkin kurallar çerçevesinde çözümlenmelidir. Buna göre; Haksız eylemden doğan tazminat davalarında yetki konusu yürürlükteki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 16. maddesinde; “Haksız bir fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Davaya konu olay ..... ilçesinde gerçekleşmiştir. Davacının yerleşim yerinin de..... ilçesi olduğu dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Davacı eldeki davayı yasa maddesinde belirtilen seçimlik yetki yerlerinden olan haksız eylemin gerçekleştiği yerde açtığına göre davanın esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde yetkisizlik kararı verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

                  Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının davacı adına tescilli bulunan Çaykur ...Turist Çayı markasını Akyar Çay ...Harman Çayı markası adı altında kullanmasının markalar arasındaki benzerlik, karıştırılma ihtimali nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, markaların benzer ve farklı özelliklerini irdeleyen bilirkişi raporuna göre de davalının kullandığı markanın davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ve haksız rekabete yol açtığı, maddi tazminat miktarını hesaplamada yararlanılacak belge ve ticari defterlerin, meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı tarafça süresinde ibraz edilmediği, davacı tarafın maddi tazminat talebi hususundaki iddialarını kanıtladığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının davacıya yönelik haksız rekabetinin menine ve marka hakkına tecavüzün giderilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi...

                    UYAP Entegrasyonu