Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın haksız fiif sonucunda davacının uğradığı maddi zarardan dolayı maddi tazminat davası olduğu, dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgelere göre haksız fiilin bulunduğu, davacının zarara uğradığı, haksız fiil ile maddi zarar arasında illiyet bağı bulunduğu ve haksız fiilden dolayı zararın meydana geldiği, yani haksız fiif tarihi itibari ile tazminat alacağının da muaccel hale gelmekle birlikte davacının davasının dava değerinin 100,00- TL olduğu dikkate alındığında miktar itibariyle ihtiyati haciz istemekte davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir..." şeklinde belirtilen gerekçeler ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine, dair ara karar verilmiştir....

Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda "...hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez... bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması..." hükme bağlanmıştır. İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir....

Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda "...hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez... bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması..." hükme bağlanmıştır. İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir....

Dava konusu somut olayın niteliği, dava konusu edilen tazminat miktarı ve mevcut delil durumu birlikte değerlendirildiğinde, haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiğinin açık olduğu, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceğinden geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulunun gerçekleşmiş olduğu, mahkemece dava sonuçlandığında davacının hak ve alacaklarına kavuşmasının tehlikeye düşmemesi amacıyla davalı şirkete ait malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulduğu ancak davacının tazminat talebi ile orantılı ve borçlu şirketin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde "tedbirde ölçülülük" ilkesine uygun bir karar verilmeyerek, davalı şirketin tüm taşınır ve taşınmaz malvarlığı üzerine tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

Mahkemece; 02/07/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan bilirkişi raporu esas alınarak, anılan kira sözleşmelerinde yer alan imzanın davalılardan ...’in el ürünü olmadığının tespitine ve bu sözleşmelerin sahte olduğunun tespitine karar verilmiş ise de; eldeki davanın davalısı ... tarafından davacı aleyhine İstanbul 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/456 esas sayılı dosyası ile haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan maddi tazminat istemli dava açıldığı ve bu davada, anılan kira sözleşmelerinin delil olarak sunulduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davada ileri sürülen sahtelik iddiasının, belirtilen dava sırasında ileri sürülmesi ve incelenmesi gereklidir. Davalı ... tarafından davacı aleyhine evvelden açılmış bir eda davası bulunmaktadır. Davacının anılan eda davasında ileri sürülen bir delile ilişkin olarak sahtelik iddiasında bulunması ve ayrı bir tespit davasına konu etmesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2023 NUMARASI : 2023/39 ESAS DAVA KONUSU : Tazminat (İş Kazasından Kaynaklanan) KARAR : Van 1....

    ın ısrarlı karşı çıkışları sonucunda ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına yönelik taleplerinin Mahkemece kabul görmediğini ve fahiş zararın ortaya çıktığını, ... 2 no'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde açılan davanın beraat ile sonuçlandığını ve kesinleştiğini, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın beraat ile sonuçlandığını ancak zaman aşımından dolayı davanın ortadan kaldırılmasına karar verildiğini, ... Asliye Hukuk (iş) Mahkemesi'nde açılan alacak davasının reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı banka hakkında haksız tutuklama, haksız ihtiyati haciz ve tedbirler sonucu uğradığı zararlar ve 13 sene boyunca yaşadığı mağduriyetler nedeniyle açmış olduğu manevi tazminat davasının kabulüne karar verildiğini, eşi ...'...

      Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminata (para alacağına) yönelik olup; geçici hukuki koruma istemi de ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

      bağlı olarak belirlenen bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal durum ve benzeri pek çok subjektif etkene göre, belirlenen bir tazminat türü olması, maddi tazminat gibi tarafların az çok kadri marufunda olan, miktarı objektif koşullara göre belirlenebilecek bir tazminat türü olmaması, bu nedenlerle, manevi tazminat istemi açısından, alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas "belirli bir miktar alacak" olması koşulu sağlanamadığından, bu tazminat yönünden de ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi isabetli görüldüğünden, davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararına yönelik istinaf taleplerinin (yerel mahkemenin gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere değiştirilip, düzeltilerek) esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

      Haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat istenebilmesi için ihtiyati haciz kararının icra edilmiş olması, kararın haksız olması, borçlunun zararının bulunması ve zarar ile haksız ihtiyati haciz kararı arasında illiyet bağının bulunması koşulları gerekmekte olup, maddi tazminat istemi yönünden haksız ihtiyati haciz koydurmuş olan alacaklı kusursuz olarak sorumludur. Manevi tazminat istemi yönünden ise, alacaklının kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak ihtiyati haciz kararı almış olması şarttır....

        UYAP Entegrasyonu