"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan babaları ...'e ait olan 2659 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davalı ...'...
(Özuğur,Ali İhsan, Açıklamalı-İçtihatlı Tenkis, Mirasta Denkleştirme ve Muvazaa Davaları, 2005, s.306) Muris muvazaasında, miras bırakan ile sözleşmenin karşı tarafı aralarında yaptıkları bağış sözleşmesini, genellikle satış veya ölünceye kadar bakma akdi ile gizlerler. Görünüşteki sözleşmenin vasfı, tamamen değiştirildiğinden muris muvazaası aynı zamanda tam muvazaa özelliği de taşır. (Özkaya,Eraslan, İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 1999, s.293 ) Muris muvazaası ile taraf muvazaası arasında kasıt yönünden farklılık vardır. İlkinde, mirasçıları, diğerinde ise üçüncü kişileri aldatma ve zarar uğratma kastı vardır. Bu nedenle muris muvazaasında, murisin mirastan mal kaçırmak amacıyla hareket edip etmediği önemlidir. Bunun dışında mirasçıların kim olduğunun önemi yoktur....
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle muris muvazaası iddiasına dayalı olarak açılan alacak davasında davalı adına yapılan temlikin muvazaalı olduğu iddiasının davacılar tarafından kanıtlanamadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değerdir. Somut olayda, dava konusu taşınmazın tümünün keşfen belirlenen dava tarihindeki değeri 996.974.00 TL olup, davacıların payı karşılığı 249.243 TL’dir....
Esasen temlikten sonra muris, 6 yıl daha yaşamış bu süre içerisinde mirasbırakan akde aykırılıktan da bir dava açmamıştır. Ayrıca mirasbırakının davalının eşi olan oğlu Ahmet’e yaptığı temliklere ilişkin olarak açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davaların kabulle sonuçlanmış olması davalıya yapılan temlikin de muvazaalı olduğunu göstermez ve karine teşkil etmez. Öyle ise; yukarıda açıklanan ilke ve olgular çerçevesinde somut olaya bakıldığında; mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olmadığı kabul edilmelidir. Buna göre ikinci el konumundaki taşınmazı temellük edenin iyiniyetli olup olmadığı neticeye etkili değildir....
Hâl böyle olunca, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda asıl olanın mirasbırakanın iradesi olduğu gözetilerek, muris tarafından davalılardan Yaşar’a 29.07.1988 ve 02.07.1999 tarihli resmi akitlerle satış suretiyle temlik edilen 5109 ve 6682 parsel sayılı taşınmazlar bakımından mirasbırakanın gerçek amaç ve iradesinin yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayrı ayrı yapılacak değerlendirme ile açıklığa kavuşturulması, taşınmazların üzerinde bulunduğu belirtilen muhtesatın kime ait olduğunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde saptanması, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı yönünde yapılacak değerlendirme ile harç ve yargılama giderlerinin hesaplanmasında bu hususun nazara alınması, öte yandan, her bir davalıya ayrı ayrı taşınmazlar temlik edildiği, nazara alındığında her bir davalının kendisine temlik edilen taşınmaz bakımından sorumlu olacağının gözetilmesi ve buna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerekirken anılan hususların da gözardı...
-KARŞI OY- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca muris muvazaası nedeni ile tapu iptal ve tescil davası açabilmesi için dava açanın muris tarafından yapılan taşınmaz temlik tarihinde mirasçı olmasına gerek yoktur. Bir başka deyişle, taşınmaz temlik tarihinden sonra mirasçılık sıfatı kazanan kişi de muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açabilir. Ancak, sonradan mirasçılık sıfatı kazanan kişinin belirtilen davayı açabilmesi için murisin taşınmazı temlik ettiği tarihte başka mirasçısının bulunması ve yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amacı ile yapılması gerekir....
Bir başka deyişle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı trafik sicil kaydının ipt...... ve tescil isteğinde bulunulması mümkün değildir. Ancak; Türk Borçlar Kanununun 19. maddesinde genel muvazaa “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” şeklinde düzenlenmiş olup, sözleşmenin bu biçimde yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanma olanağına sahiptir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinin (mülga Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi) uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir....
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İBK’nda sözü edilen muris muvazaasında, mirasbırakan ile sözleşmenin karşı tarafı malın temliki hususunda anlaşmakta, ancak görünüşteki sözleşmenin niteliğinin değiştirilmektedir. Dolayısıyla muris muvazaası aynı zamanda tam muvazaa niteliğindedir. Muris muvazaasında mirasbırakan ile karşı taraf arasında yapılan muvazaa anlaşması mevcut olup, amaç mirasçıları aldatmaktır. Bu muvazaa türünün bünyesinde iki farklı sözleşmenin yer alması nedeniyle nisbi muvazaa niteliğindedir. Çeşitli şekillerde ortaya çıkar; gerçekte bağış olan işlemi satım sözleşmesi gibi, gerçekte bağışlamasına karşın ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi....
Muvazaa davalarının büyük bölümü muris muvazaasına ilişkin bulunmaktadır. 20. Az yukarıda açıklanan Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükmü dışında muris muvazaasına ilişkin bir düzenleme kanunlarımızda yer almamaktadır....