"İçtihat Metni"Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olarak açılan davada ....... Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. ..... Mahkemesince, dava konusu edilen taşınmaz........
Hâl böyle olunca, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda asıl olanın mirasbırakanın iradesi olduğu gözetilerek, mirasbırakana ait taşınmazlar ile mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı, yukarıda belirtilen olgular ve açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Davacılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bir başka deyişle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı trafik sicil kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunulması mümkün değildir. Ancak; Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradelerinin esas alınması gerektiği” öngörmüştür. Sözleşmenin bu biçimde yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanma olanağına sahiptir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...'in, çekişme konusu 134 ada 18 parsel sayılı, 159 ada 35 parsel sayılı ve 160 ada 94 parsel sayılı taşınmazlarını birlikte yaşadığı davalı ...'...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava dilekçesinin içeriği, iddianın ileri sürülüş biçimi, davacı tarafın yargılama sırasındaki beyanları, İlk Derece Mahkemesinin 11.10.2017 tarihli ara kararı birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlık; vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Bilindiği üzere, mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir....
Muvazaa davalarının büyük bölümü muris muvazaasına ilişkin bulunmaktadır. Az yukarıda açıklanan Türk Borçlar Kanununun genel hükmü dışında muris muvazaasına ilişkin bir düzenleme kanunlarımızda yer almamaktadır....
Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçılar, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil davası açabilirler (22.5.1987 tarih ve 4/5 sayılı İBK). . Ayrıca muris taşınmazı yararına mal kaçırmak istediği mirasçına doğrudan temlik etmeyip aracı emanetçi kullanmak suretiyle de devretmek isteyebilir.Bu durumda da dava açılarak muvazaa her türlü delille ispat edilebilir.Ayrıca muris muvazaası iddiasına dayalı davalar terekeye karşı yapılan haksız fiil nedeniyle yolsuz tescil niteliğinde olduğundan zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi değildir. Zira bu muvazaalı işlemin hükümsüz olmasının doğal sonucudur. Muris muvazaasına ilişkin belirlenen yukarıdaki ilkelere göre miras bırakanın kayden hiç malik olmadığı taşınmaz bakımından muris muvazaası hükümleri uygulanamaz.(Y.1.HD 2014/7816- 17199 sayılı kararı)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’in, 12 ada 10 ve 37 ada 4 parsel sayılı taşınmazlardaki 8/32 payını 03.09.2003 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği, 1330 doğumlu mirasbırakanın 08.03.2004 tarihinde öldüğü geride mirasçı olarak davacı kızlar..... kaldıkları, davalı ...’nin ise mirasçı olmayıp 3. kişi konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK’nın 33. (1086 sayılı HUMK 76.) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacıların, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulundukları anlaşılmaktadır....
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bedel istemine ilişkindir. 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İBK’nda sözü edilen muris muvazaasında, mirasbırakan ile sözleşmenin karşı tarafı malın temliki hususunda anlaşmakta, ancak görünüşteki sözleşmenin niteliğinin değiştirilmektedir. Dolayısıyla muris muvazaası aynı zamanda tam muvazaa niteliğindedir. Muris muvazaasında mirasbırakan ile karşı taraf arasında yapılan muvazaa anlaşması mevcut olup, amaç mirasçıları aldatmaktır. Bu muvazaa türünün bünyesinde iki farklı sözleşmenin yer alması nedeniyle nisbi muvazaa niteliğindedir. Çeşitli şekillerde ortaya çıkar; gerçekte bağış olan işlemi satım sözleşmesi gibi, gerçekte bağışlamasına karşın ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi....