Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/1072 KARAR NO : 2022/365 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/11/2019 KARAR TARİHİ : 21/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ..., ..., ... ve .... ... .... imalatını gerçekleştiren yüklenici olduğunu, ......

    Esas sayılı dosyasına konu alacağın, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazı nedeniyle ancak 10/01/2022 tarihinde tahsil edilebildiğini, işbu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ve karşılanamayan zararın tahsili amacıyla başlatılan kısmi alacak davası olduğunu, her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklansa da davaya konu uyuşmazlığın alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olduğundan uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, munzam zarar sorumluğunun kusur sorumluluğuna dayandığını, munzam zararın ayrı bir dava ile on yıllık zamanaşımı süresi süresi içerisinde her zaman istenilmesinin mümkün olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden başlayacak 3095 sayılı kanunun madde 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir....

      Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmüne haizdir. Munzam zarar talep edebilmek için, bir para borcunda borçlunun temerrüde düşmesi, borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının ortaya çıkması, borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olması ve borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasında illiyet bağının bulunması gereklidir. Yine munzam zararın tazmin edilebilmesi için davacı - zarar gördüğünü iddia edenin uğranılan zararın varlığı ile miktarının kanıtlanması gerektiği, bu zarar kanıtlandığı takdirde borçlunun ancak kendisinin geç ödemeden kaynaklı hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat etmesi halinde zararı ödeme yükümlüğünün ortadan kalkacaktır....

        Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve munzam zarar istemine ilişkindir. 1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 119/ğ maddesinde dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun bulunması gereği ifade edilmiş olup, somut olayda dava dilekçesinde davacı tarafın talebinin açık olmadığı, talep edilen tazminat ve munzam zarar miktarlarının ne olduğunun anlaşılamadığı görülmekle, hakimin davacı talebini açıklattırması gerekmektedir. 2-HMK'nun 297/2 maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır. Bu halde mahkeme, taleplerin her biri hakkında ayrı ayrı karar vermek zorundadır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/03/2022 NUMARASI : 2020/68 ESAS - 2022/126 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 21.12.2014 tarihinde düzenlenen sözleşmeye dayalı olarak davacının davalı aleyhine Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasında 72.766,80 TL'nin 21/12/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğini ve kararın kesinleşmesinden sonra davalı hakkında Konya 7....

          Munzam zarar talep edebilmek için, bir para borcunda borçlunun temerrüde düşmesi, borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının ortaya çıkması, borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olması ve borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasında illiyet bağının bulunması gereklidir. Yine munzam zararın tazmin edilebilmesi için davacı - zarar gördüğünü iddia edenin uğranılan zararın varlığı ile miktarının kanıtlanması gerektiği, bu zarar kanıtlandığı takdirde borçlunun ancak kendisinin geç ödemeden kaynaklı hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat etmesi halinde zararı ödeme yükümlüğünün ortadan kalkacaktır.----------------- sayılı kararına göre; Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır....

            Davacı defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat yoluyla alınan serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi raporunda özetle, Munzam zararı ispat yükü altında bulunan davacı şirketin 10 yıllık ticari defter saklama/ibraz etme zamanaşımını ileri sürerek ticari defterlerini ibraz edemeyeceği beyanı karşısında, davacının munzam zarar talebine ilişkin takdirin Mahkemeye ait olacağı kanaatini bildirmiştir. Davalı defter ve kayıtlarının incelenmesi ve tüm dosya kapsamı incelenmesi için alınan serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi nitelikli hesap bilirkişisi raporunda özetle, Davacı tarafın ticari trial ve defterlerini sunmadığı ve de dosyada mevcut kayıt ve belgelere göre davacının uğradığını iddia ettiği munzam zararının tazmini için aranılan zarar verici fiil ile mal varlığından gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağına rastlanamadığından bu hususta hukuki takdir ve değerlendirme mahkemeye ait görüşlerini bildirmişlerdir....

              Yine munzam zararın tazmin edilebilmesi için davacı - zarar gördüğünü iddia edenin uğranılan zararın varlığı ile miktarının kanıtlanması gerektiği, bu zarar kanıtlandığı takdirde borçlunun ancak kendisinin geç ödemeden kaynaklı hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat etmesi halinde zararı ödeme yükümlüğünün ortadan kalkacaktır. ----- ------ sayılı kararına göre; Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez....

                Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı munzam zararın giderilmesi istemlidir. Davacı vekili;davacı şirket ile davalı idare arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin sözleşme uyarınca yüklendiği edimini süresinde yerine getirmesine rağmen hakediş alacaklarının davalı belediye tarafından sürekli olarak geç ödendiğini, bu sebeple davacının zarara uğradığını iddia ederek şimdilik 20.000,00 TL munzam zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; ihale sözleşmesinde belirtilen hak edişlerin ödeme zamanına ilişkin düzenlemenin kesin vade içermediğini, davacının ihtar göndermek suretiyle davalıyı temerrüde düşürmediğini, bu sebeple temerrüt faizi isteyemeyeceği gibi temerrüt faizini aştığı iddiasıyla munzam zarar talebinde de bulunamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir....

                Davacı vekili 14/03/2021 tarihli dilekçesinde ; dava dilekçesinde talep ettikleri 500,00 TL'nin; 150,00 TL'sinin menfi zarar, 150,00 TL'sinin müspet zarar ve 200,00 TL'sinin munzam zarar tazmini için talep ettiklerini belirtilmiştir, CEVAP ; Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır. DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; eser sözleşmesi kapsamında, işi sözleşme ve eki şartnamelere aykırı ve eksik ifasından kaynaklı menfi,müspet ve munzam zarar ile ceza şart alacağı istemine ilişkindir. Davacı vekili delil olarak; ihale sözleşmesine, davalı ile imzalanan alt yüklenici sözleşmesine, faturalara, ödeme belgelerine, ihtarnameye, ... ile yapılan alt yüklenici sözleşmesine, geçici kabul eksikliklerine ait tutanaklara, tanık, bilirkişi , keşif ve yemin deliline dayanmıştır. Dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurunun yerine getirildiği, anlaşamamaya dair son tutanağın sunulduğu görülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu