K A R A R Davacı, davalıların satışa sunduğu devre mülklerden satın aldığını, ancak devre mülkün teslim edilmediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla kullanım bedeli olarak devre mülk hakkı için şimdilik 3.000 TL,devre mülk için ödenen 441,60 TL,441,60 TL cezai şart ve devre mülkün bugün ki değeri hesaplanarak tespit edilecek müspet zararının şimdilik 2.500 TL’si olmak üzere toplam 6.3383,20 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin Mudurnu ilçesinde yapacağı termal projesinden devre mülk satın aldığını, imzalanan sözleşmede davalının vaatlerini yerine getirmediği, müvekkilinin ise sözleşme ile borçlandığı 8.000,00TL 'yi ödenmesine rağmen davalının edimlerini yerine getirmediğini, tapusunu alamadığını, davalı şirket bağımsız bölümleri 26 ayrı kişiye hisselendirilerek Kat Mülkiyeti Kanununun devre mülk kullanımına ilişkin hükümlerine aykırı olarak bir kişinin kullanımının 15 günün altına düşürdüğünü, devre tatil amaçlı taşınmazın ön ödemeli satışında devir ve teslim sürelerine (f.10) uymadığını beyanla, akdedilen sözleşmenin iptaline, sözleşme karşılığında müvekkilince ödenen bedellerin hakkaniyet ve denkleştirici adalet ilkesi gereği güncel değeri hesaplanarak faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 18/04/2000 tarihli “Devre mülk satış sözleşmesi”nin düzenlendiği sözleşme uyarınca (Sözleşmenin 13. maddesi) bedeli ödenmesine karşın bir çok kez yapılan uyarılara rağmen kullanma ve tasarruf hakkının geçişini sağlayacak olan “devre mülk tapusu”nun alınmadığı gibi, bedelin ve tapu işlemleri için verilen masrafların iade edilmemesi nedeniyle takip yapıldığı, takibe itiraz edilmesi sonucu görülmekte olan davanın açıldığı, 18/04/2000 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 671 nolu “devre mülk satış sözleşmesi”nin düzenlendiği sözleşme uyarınca (Sözleşmenin 13. maddesi) bedeli ödenmesine karşın bir çok kez yapılan uyarılara rağmen kullanma ve tasarruf hakkının geçişini sağlayacak olan “devre mülk tapusu”nun alınmadığı, edimin yerine gelmemesi nedeniyle takip yapıldığı, takibe itiraz edilmesi sonucu görülmekte olan davanın açıldığı, 23.07.2003 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin ile kredi sözleşmesinin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Tüketici Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığını belirterek,genel mahkemelerin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, taraflar arasında "007384 nolu Armutlu Tatil Köyü Devre mülk satış sözleşmesi" adı altında, adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir....
Tüketici Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığını belirterek,genel mahkemelerin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, taraflar arasında "007384 nolu Armutlu Tatil Köyü Devre mülk satış sözleşmesi" adı altında, adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir....
Tüketici Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığını belirterek,genel mahkemelerin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, taraflar arasında "007384 nolu Armutlu Tatil Köyü Devre mülk satış sözleşmesi" adı altında, adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir....
Hukuk Dairesi Başkanlığı 20/02/2020 tarih, 2019/527 Esas, 2020/319 Karar sayılı ilamıyla “dava konusu somut olayda, taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz ise de; satışa konu devre mülk hissesi resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla sözleşme geçerli hale gelmiş bulunmaktadır. Bu durumda, devre mülk satış sözleşmesinin iptaline ilişkin koşulların bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Ayrıca, mahkeme tarafından söz konusu devre mülk satış sözleşmesinin iptal koşullarının oluştuğunun belirlenmesi halinde, taraflar sözleşme gereği birbirlerinden aldıklarını karşılıklı olarak geri verme durumunda olacaklarından, davacı adına tapuda kayıtlı bulunan devre mülkün tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına tescili gerekeceğinden, dava konusu taşınmazın......
Davalılardan Belediye, davaya konu devre mülk sözleşmesinin imza yıllarının 1996-1997 olup davanın 2014 yılında açıldığını, yapının ruhsatının 05.10.1997 de iptal edildiğini, 30.01.1997 tarihinde ihalenin feshedildiğini, belediyenin % 20 ortağı olduğu şirketin feshi için dava açıldığını, ayıplı mallarda zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu belirterek davanın zamanaşımından olmadığı takdirde esastan reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile 15.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş olup hüküm davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, devre mülk satım sözleşmesine dayanmaktadır. Sözleşmeye dayanan davalarda zamanaşımı süresi BK 125. (TBK 146) maddesi gereğince 10 yıldır....