Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Arasında SA-10154 Sözleşme Numarası ile yapılmış olan Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesinin 20/07/2014 tarihinde düzenlendiğini, toplam 13.000'den fazla kişinin imzalamış olduğu sözleşme ile ilgili olarak müvekkillerinin mağdur edildiğini, müvekkillerinin devre mülk satın almak amacıyla imzaladığı sözleşmeye göre inşaat tamamlandıktan sonra tapuda satış devir işlemlerinin yapılması ve kullanıma açılmasının söz konusu olacağının düzenlendiğini, iş bu devre mülk satış vaadi sözleşmesi'nin tapuda yahut noter önünde resmi şekilde yapılması gerekirken, resmi şekilde yapılmayıp adi yazılı şekilde düzenlendiğini, davacının imzaladığı sözleşmeye dayanarak satış bedelini ödediğini, sözleşmede belirtilen söz konusu taşınmazın inşaatının bittiğini ve kullanıma hazır hale geldiğini, ancak buna rağmen tapuda bir devir işlemi yapılmamış olmasının devre mülk hakkını resmi olarak almasına engel oluşturduğunu, sözleşme kurulurken kötü niyetli davalı tarafından iyi niyetli müvekkilinin iradesinin hata/hile...

İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ön ödemeli konut satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2-Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

    Etaptaki tüm devreleri tamamlayacağını, 31.12.2010 tarihi itibarıyla devre mülkü teslim etmeyi kabul ve taahhüt etmiş, 9. madde hükmü uyarınca devre mülk dairesinde devreye bağlı kat irtifakı tapusunun devredileceği, 10. maddede sözleşmenin fesih durumunda tüketicinin % 20 oranında cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Yapılan adi yazılı sözleşme içeriklerine göre tatil konusu yerde tapu devri ve kat irtifakı kurulması taahhüt edildiğinden sözleşme bu niteliği itibariyle devre mülk satış vaadi sözleşmesidir. Bu itibarla, somut olayda Sözleşme, devre tatile ilişkin olmayıp devre mülk satışına yönelik olduğundan bu nitelikteki sözleşmelerin tapuda resmi şekilde yapılması zorunludur. Aksi halde yapılan sözleşme geçersizdir. Devre mülk dahi olsa taşınmaz satışı resmi şekil şartına tabidir. Adi yazılı şekilde yapılan bu sözleşme Kat Mülkiyeti Kanununda yapılan açık düzenleme uyarınca geçersizdir....

      K A R A R Davacı, 12.07.2012 tarihinde adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış sözleşmesi ile 6 adet devre mülk satın aldığını, davalı şirkete toplam 6 adet devre mülk için toplam 120.000,00-TL ödediğini, sözleşmedeki edimin davalı tarafça yerine getirilmediğini belirterek devre mülk hakkının kullanılamamasından kaynaklanan 2014-2015 yıllarına ait mahrum kalınan bedeller için şimdilik 5.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amaca açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde tanımlara yer verilmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; " Taraflar arasında 14/06/2015 tarih 201615 nolu Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığı görülmüştür. Söz konusu sözleşmenin 2....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ile tapunun iptali istemine ilişkin olarak açılan davada Adana 4....

          Dava, devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ve tapunun iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin içeriğine göre sözleşmenin tapu devrini içeren bir devre mülk sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı 634 sayılı KMK’nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir hak olup, bu hak gayrimenkul hisse devri vaadi de içerdiğinden devrin anılan yasa hükmü ile TMK'nun 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri geçersizdir. Geçersiz sözleşmenin bulunması halinde taraflar birbirlerine verdiklerinin iadesini her zaman talep edebilirler....

          Bu kapsamda; Uygulamada özellikle taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu devre mülk sözleşmelerinde ortaya çıkan uyuşmazlıklar konusunda yeterli açıklıkta bulunmamaktadır. KMK’nun 65. maddesinde devre mülk hakkına uygulanacak hükümlerin sırasına ilişkin getirilen düzenlemede tüketicinin korunması hakkındaki kanunlara bir atıfta bulunulmaması bu yasaların uygulanmasını engellemeyeceğinden uyuşmazlıkların yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda 634 sayılı Kanun’dan sonra yürürlüğe giren 4077 sayılı Kanun ve bu kanunu yürürlükten kaldıran 6502 sayılı TKHK ile bu kanunlara göre çıkartılan yönetmelik hükümleri ve devre mülk hakkının ayni hak devrini içermesi nedeniyle bu husustaki diğer yasal mevzuat doğrultusunda çözümlenmesi gerekmekte olup, uygulamada bu doğrultuda verilen kararlarla şekillenmiştir. Öncelikle uyuşmazlığa konu sözleşmenin şekli ve niteliği hususunun değerlendirilmesi gerekir....

          Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davaya konu devre mülk hissesinin davacı adına tapuda tescili yapılmış olmakla birlikte, tesliminin yapılmamış olduğu, harici devre mülk satış sözleşmesi tapuda pay devriyle geçerli hale gelmiş olsa da, sözleşmeye konu davacıya satışı yapılan devre mülkün fiilen teslim edilerek kullanıldığı veya davacının teslimden imtina ettiğinin ispat edilemediği, tecrübe ve muayene koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmış olduğundan, davacının cayma hakkını kullanarak sözleşmenin feshini ve yaptığı ödemeyi talep hakkının bulunduğu gerekçesiyle, " 1- Davanın KABULÜ ile, taraflar arasında imzalanan 96733 ve 38081 nolu Devre Mülk Satış Sözleşmelerinin süresinde cayma hakkı kullanıldığından FESHİNE, davacının sözleşmelerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, 2- Davacı tarafından ödemesi yapılan 4.995,00 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3- Davacının borçlu olduğu ödeme planında yer alan senetlerin...

          UYAP Entegrasyonu