Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 4/A maddesinde tanımlanan ayıplı hizmet sunulduğu iddiasından kaynaklanmakta olup, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz....

    İletişim isimli firmaya başvurulduğunu, garanti süresi devam eden cep telefonunun garanti kapsamında onarılmasının istendiğini, ancak yetkili servisin gerçeğe ve hukuka aykırı beyanlarla ürünün servise uygun olmadığını beyan ederek ürünü onarmadan iade ettiğini, müşteri memnuniyetini engelleyecek şekilde teknik sorunlar yaşanması, gerekse yetkili servisin garanti kapsamında telefonu onarmaması nedeniyle "ayıplı mal" konumuna düştüğünü, Ayıplı telefonu müvekkili şirket yetkililerinin kullandığını, halihazırda söz konusu telefon üzerinde şu an itibariyle hiçbir işlem yapılmamakta olduğunu, telefonların günlük hayatın vazgeçilemez unsurları olduğu dikkate alındığında ivedilikle cep telefonunun incelenmesi ve davalı tarafça, ayıplı mal satma sureti île sebep olduğu zararının giderilmesini ve tüketici hakları kapsamında henüz garanti süresi dolmayan ayıplı telefonunun yenisi ile değiştirilmesini ya da davalıya ödenen ayıplı telefon bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek...

      a iadesine karar verilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir. Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek aracın iadesi tarihinden itibaren avans faizine hükmetmesi gerekirken dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7. maddesi gereğidir....

        Mahkemece, dava zamanaşımına uğradığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı mal nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinin tahsiline yöneliktir. Mahkemece 4077 Sayılı Yasa uyarınca ayıplı mal nedeni ile her türlü zarardan dolayı yapılacak taleplerin 3 yıllık zamanaşımına tabii olduğu belirterek davanın reddine karar verilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir....

          Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Anılan dava dosyasında davalıya, dava dilekçesi ve varsa eklerinin (delilleri) tebliğ edilmediğini, tebligat içerisinden sadece gerekçeli kararın çıktığını, davacının iş bu davadan evvel davalı şirkete göndermiş olduğu ihtarname dolayısıyla konunun davalı şirket iş yerinde yaşanan hırsızlıktan kaynaklanan maddi manevi tazminat talebinin olduğunu ancak Yerel Mahkeme'nin görevsizlik kararına gerekçe olarak belirttiği "ayıplı hizmetten kaynaklı tüketici kanunu kapsamında kalan maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden görevli Mahkeme'nin Tüketici Mahkemesi olduğu" şeklindeki tespitinin hukuki dayanağının bulunmadığını, davacı ile davalı şirket arasında ayıplı bir hizmet söz konusu olmayıp kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının kendi eylemleri ile sebebiyet verdiği hırsızlık olayının söz konusu olduğunu, bu sebeple yargılamada görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemesi olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu beyanıyla görevsizlik kararının kaldırılmasını...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal satışı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı ...Oto.Paz.A.Ş.den satın aldığını araç ile kaza yaptığını, hava yastığının açılmadığını,aracın bu hali ile ayıplı bulunduğunu ileri sürerek araç bedelinin iadesine yada ayıplı aracın bedel indiriminden kaynaklı 2.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            - K A R A R - Davacı vekili, davacının davalıdan satın aldığı kaynak makinasının ayıplı olduğunu, bu makinayla yapılan kaynakların kullanılamaz durumda olduğunu, davacı tarafça yapılan bildirim üzerine davalı tarafından gönderilen teknik servisin arızayı gideremediğini, davacının başka bir kaynak makinası almak zorunda kaldığını, ayıplı kaynak makinası bedeli olan 30.000 Euro'nun 24.000 Euro'luk kısmının davacı tarafından davalıya ödendiğini ileri sürerek ayıplı mal nedeniyle satımın feshi talebinin kabulüne, davalıya ödenen 24.000 Euro satış bedelinin ihtar tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının cayma hakkını süresi içinde ve yasalara uygun biçimde kullanmadığını, makinaların sorunsuz bir şekilde davalıya teslim edildiğini, cihazdan kaynaklı bir sorun olmadığını, sorunun kullanıcı kaynaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

              Şti. yetkililerinin 14.02.2008 tarihinde ilgili cihazı kendisine teslim ettiğini, ancak kurulumunun cihazda sorun olduğundan bahisle yapılamadığını, bu durumun davalılara iletilmesine rağmen sonuç alınamadığını, bunun üzerine davalılara 24.11.2008 tarihli ihtarnamenin keşide edilerek ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini ileri sürerek ayıplı mal sebebiyle sözleşmenin feshine, davalılara ödenmiş olan 7.749,00 Euro taksit, 8.700,00 TL nakit para ile 1.200,00 TL noter masrafının ve 25.000,00 Euro maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, ... Paz. Ltd Şti, davaya cevap vermemiştir....

                Dava, ayıplı mal satışından kaynaklı ödenen bedelin tahsiline ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; koltuk takımındaki sekiz adet kolun üstüne oturulması nedeniyle sünger ve kolon deformesi gerçekleşip kolun çöktüğü ve kullanım hatası olduğu görüşü bildirilmiş ise de; dosyada toplanan delillere göre bu konuda yeterli açık değerlendirme ve tespit yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda davacıya ait koltuk takımındaki sekiz adet kolun üstüne oturularak sünger ile kolon deforme olup koltuk kollarının çöktüğü sonucuna ne şekilde varıldığı konusunda bilimsel bir açıklamanın yapılmadığı, dosyada buna ilişkin bir kabul ve delil de bulunmadığı anlaşılmakla, alınan bilirkişi raporu yetersiz olup bu rapora göre davanın reddine karar verilmesi hatalıdır....

                  Hal böyle olunca, mahkemece davacı tarafından üretimden kaynaklı ayıp olduğu ve bu ayıplı mal nedeniyle zarar meydana geldiği ispatlanamadığından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 90,00 TL harcın istek halinde iadesine, 04/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu