Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır. (Prof. Dr. Ömer Adil ATASOY, Av. Hanife ÖZDİL Hukuk Fakültesi Dergisi Yıl 3 Sayı 1 - Haziran 2017 (1-19) 3) 6098 sayılı TBK 223/2 madde hükmü incelendiğinde; Alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar arasında 25.12.2006 tarihinde yetkili araç satış bayiliği sözleşmesi düzenlendiği, aracın 18.02.2008 tarihli fatura ile davacı bayiye satıldığı, davacının aynı zamanda yetkili servis olduğu aracın garanti belgesinde garanti süresinin 2 yıl ya da 60.000 km. olarak belirtildiği, taraflar arası sözleşmenin (40.) maddesinde bayinin ürün kriterlerine uymayan malı satıştan önce davalıya bildirmesi gerektiği, bu ürüne ilişkin talimat isteyeceği, böyle bir durumda davalının ön onayı olmadan bu tür ürünü satamayacağı aksi durumdan kaynaklanan istek ve zararlardan bayinin sorumlu olacağının belirlendiği, sözleşmedeki bu düzenleme ve aracın garanti süresine göre davalı vekilinin hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerine itirazının yerinde olmadığı, davacının araç arızasını elindeki cihazla tespiti mümkün iken aracı satıştan önce muayene yükümüne uyup sorumluluğunu yerine getirmeyerek sözleşmenin (40.) maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle davanın reddine...
Sayılı 17.05.2022 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir." verilen kararın eksik inceleme ile verilen işbu karar hakkaniyete, hukuka ve kanunlara son derece aykırı olduğunu, aracın alındıktan 6 gün sonra ayıplı olduğu ortaya çıktığını, TKHK md. 10'da yer alan karinenin aksine dair hiçbir delil dosyada bulunmadığını, Yerel Mahkeme kararında gerekçe olarak; "Davaya konu araç 04.02.2021 tarihinde satın alındığı, satıştan sonra davaya konu araçta arıza meydana geldiği, mahkememizce alınan 10.03.2022 tarihli bilirkişi raporuyla dava konusu araçtaki arızanın ayıp niteliğinde ve satıştan önce var olduğu tespit edilemediği..." yazıldığını, aracı satın aldıktan sonra 6 gün içinde tamamen kullanılamaz hale geldiğini, davalı tarafından aracın teslim tarihinde ayıplı olmadığı ispatlanması gerektiğini, davalı tarafından cevap dilekçesi ile sunulan delillere bakıldığında aracın ayıplı olmadığına hiçbir delil bulunmadığını, dava konusu araçla ilgili olarak tesbit bilirkişi raporu ile dosyada...
araç satışından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....
. - K A R A R - Dava, satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının kumaşları süresinde teslim etmediği için müvekkilinin yabancı şirkete reklamasyon bedeli ödemek zorunda kaldığını, teslim edilen malların ayıplı olduğunu bir kısım malın ise hiç teslim edilmediğini belirterek davanın reddini istemiş, karşı dava yolu ile şimdilik 200 Euro alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 2.652.55 YTL için iptaline , fazlaya ilişkin talebin reddine davalının karşı davasının reddine hükmolunan miktarın %40'ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan, reddedilen miktarın %40'ı oranında tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Dava, satıştan kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, gönderilen mallar ayıplı olduğu için müvekkilince 02.01.2006 tarihinde iade faturası düzenlendiğini, davacının malları geri almadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalının TTK.' nun 25/3. maddesi uyarınca süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, kaldı ki davalı yanca reklamasyon faturası (02.01.2006) düzenlendikten sonra 16.02.2006 tarihinde taraflar arasında takibe konu asıl alacak üzerinden hesap mutabakatı yapıldığı, takipten önce temerrüdün gerçekleşmediği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne takibin 8.887.76 YTL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte devamına, hükmolunan miktarın % 40' ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Dava, satıştan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, esas yönden de davaya konu malların davacı tarafından müvekkilince ... kapsamında satıldığı halde müvekkilinin müşterileri tarafından gizli ayıplı olması nedeniyle iade edilen mallar olduğu için takibe itiraz edildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itiraz yerinde görülmemiş davalının savunmasına konu mallar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde tanzim edilen rapor dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, takibin 2.438.909.523.TL asıl alacak üzerinden devamına, icra inkar tazminatı ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu malları davacıdan satın aldığını, bedellerinin faturada belirtilen kadar olduğunu, fatura bedellerinin ödenmediğini, bunun sebebinin ise sözleşmeye göre eksik ve ayıplı mal teslim edilmesi olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
- K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla faturalar ve cari hesap ekstresine istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline istemine ilişkindir. Davalı vekili faturaların içeriğindeki malların teslim alınmadığını, ayrıca müvekkilinin yetkililerinin sonradan haberdar olduğu bu malların eksik ve ayıplı olduğu, gönderilen plastik kapların kapaklarının olmadığı, tek başına kullanılamayacağı, gerekçeleriyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının takip ve dava konusu yaptığı 8 adet açık irsaliyeli faturanın 7'sinin davalı tarafından vergi dairesine ibraz edilerek KDV indiriminde kullanıldığı, bu nedenle davalının faturaların içeriğindeki malları teslim aldığının kabulü gerektiği, sözkonusu 7 adet fatura toplamı üzerinden 87.197 TL borcun davalı tarafından ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....
. - K A R A R - Dava, satıştan kaynaklanan faturalara dayalı bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, alınan bilgisayar programının kullanılamadığını , davacıya iade faturası kesildiğini, hizmet ve mallar kusurlu olduğu için akdin feshedildiğini, malların geri alınması, ödenen paranın iadesi istenmiş ise de bir sonuç alınamadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının faturalı malları 08.05.2004 tarihinde teslim aldığı, teslimden itibaren 9 aydan fazla bir süre geçtikten sonra bakiye borç için ihtarname gönderilmesi üzerine malların ayıplı olduğunu savunduğu, bu savunmanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalının malı ayıbıyla birlikte kabul etmiş sayılacağı gerekçeleri ile davanın kabulüne, 2.070.224.000 TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....