Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal alım satım sözleşmesi kapsamında ayıplı mal teslimi sabit olup sözleşmede belirlenen emtia bedelinin KDV dahil fiyat olarak mı yoksa KDV hariç fiyat olarak belirlendiği, davacının ödemeye ilişkin edimini yerine getirip getirmediği, ayıp nedeniyle davacının satış bedelinden indirim talep edip edemeyeceği noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edildi. Ayıbın niteliği, niteliğe göre süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, belirlenecek ayıbın niteliği dikkate alınarak TBK'nın 227. Maddesindeki hangi seçimlik hakların kullanılabileceğine ilişkin değerlendirme yapmak üzere tanıklar dinlenmiş ve bilirkişi incelemesi tapılmasına karar verilmiştir. Televizyonun ayıplı olup olmadığı, ayıplıysa TBK'nun 227....

    Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Ayıplı olduğu iddia edilen mobilyaların davacı tarafından beğenildikten sonra davacının istekleri doğrultusunda sipariş üzerine imal edilerek davacıya teslim edildiği somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın İzmir 13.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

      Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında mal alım satımından kaynaklanan bir ticari ilişki olup, cari ilişkinin sürdüğü dönemde davacı tarafça düzenlenen BA-BS formlarının davalı şirket muhasebe departmanına gönderilip, onlar tarafından "uygundur" şeklinde mutabakata varılarak kaşe ve imza altına alındığı, bunun yerleşik ve teamul halini almış bir muhasebe işlemi niteliğinde olduğu, aksinin davalı tarafça ispatlanamadığı, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olay değerlendirildiğinde, davacı tüketici ile davalı satıcı arasında hizmet satımından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanmış kararları da bu yöndedir. Hal böyle olunca, sözü edilen yasanın 23. maddesi hükmü gereğince davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı düşüncelerle görevsizlik kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemenin 22.5.2008 tarihli kararı da, davacı tarafça süresinde temyiz edilmiş olup, davacılar harçtan muaf olduğundan, bu karar kaldırılarak tarafların temyiz itirazlarının incelenmesinde; 1-4822 Sayılı kanun ile değişik 4077 Sayılı T.K.H.K'nun 3. maddesinde kanunun uygulanmasıyla ilgili tanımlar yapılıp, bu arada " bir mal ve hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan ... ya da tüzel kişiyi" tüketici, "Alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları..." mal, "Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki faliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan ... veya tüzel kişileri" satıcı, olarak tanımlamıştır. Aynı yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise, "Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır." hükmüyle kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir....

            AŞ olduğu, diğer davalı üretici ve kendi markası ile ürünü pazarlayan şirket tarafından ürünle ilgili bir garanti de verilmediği, satıcı dışındaki diğer davalılardan maddi ve manevi tazminat talep edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince davanın tüm davalılar yönünden reddine karar vermesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin esastan reddine, davalılar Böske ... GMBH ile Plantaflor ... GMBH vekillerinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının bu davalılar yönünden kaldırılmasına, maddi ve manevi tazminat isteminin davalılar Böske ... GMBH ile Plantaflor ... GMBH vekilleri yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı mal satışından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

              ye teslim edilen malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı mal nedeniyle davacı şirketin maddi ve manevi zarara uğrayıp uğramadığı, varsa maddi-manevi zarar tutarının ne olduğu, davalı ... A.Ş. İle davalı ... ... Ltd. Şti. Arasında bayilik ilişkisi bulunup bulunmadığı, varsa bayilik ilişkisi nedeniyle ve yine varsa davacı şirket zararlarından davalı ... ... A.Ş.'nin sorumlu olup olmadığı, davacı ...'in ayıplı mal nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmasının gerekip gerekmediği, sonuç itibariyle davacılar lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği ile gerekirse tutarının ne kadar olması gerektiği hususlarından ibarettir. Birleşen dava yönünden ise taraflar arasındaki ihtilaf; Çumra İcra Müdürlüğü'nün ......

                - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasında yapılan 31.10.2011 tarihli İthal Kömür Satış Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin 150 ton kömür satın almak için davalıya toplam 55.000-TL'lik çekleri verdiğini, ancak davalının henüz 86.70 ton kömür teslimi yaptığını ve teslim edilen kömürlerin ayıplı olması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, ayıplı malın davalı tarafça ayıpsız misli ile değiştirilmesini, davalının ayıplı malı değiştirmeyip sözleşmeyi feshetmesi halinde ise ödenmiş olan 40.000-TL'lik çek bedelinin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline, davalıya verilmiş ve henüz ödenmemiş 15.000-TL' lik çekin iptaline ve ayıplı mal satışı nedeniyle müvekkilinin uğradığı 5.000-TL manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/246 ESAS DAVA KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) KARAR : İSTANBUL ANADOLU 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİnin 2021/246 Esas sayılı dosyasında verilen karar; davacı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi kapsamında ayıplı ve eksik işler sebebiyle uğranılan zararın maddi ve manevi zararın tahsili ile davalıların adına kayıtlı taşınır ve taşınmazların devir ve satışının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması ve davaya konu alacak miktarı kadar davalı mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması isteminden ibarettir....

                  Ayrıca davalının teslim ettiği malların ayıplı olduğu tespit edilmiş ise de davacı süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemediğinden davacıya teslim edilen ayıplı mal bedelinin toplam bedelden düşülmesi mümkün değildir. Bu durumda davacının menfi tespit davası bakımından davacının verdiği 170.000,00TL'lik çeklerden 134.452,83TL'lik teslim edilen mal bedeli düşüldüğünde 35.547,17TL'lik kısmının bedelsiz kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece keşide tarihi önce olan çekler davalı tarafından teslim edilen mal bedeline sayılarak en son çeke tekabül eden 35.547,17TLyönünden menfi tespite karar verilmesi gerekirken daha fazlasına karar verilmesi ve ayrıca taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacıda manevi zarara sebebiyet vermeyeceğinden davacı yararına manevi tazminata karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu