Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, faturalardan kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, takip konusu faturalardaki malın teslim alındığı ancak bir kısım malın ayıplı çıktığı savunmasında bulunarak, akdi ilişkiyi kabul etmiştir. Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı mal bedeline ilişkin faturalar olup dava bu niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkindir. TBK'nun 89/1.(Eski BK m.73/1) hükmüne göre, “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edilir. Bu durumda anılan kanun hükmü uyarınca davacı alacaklının kendi yerleşim yerinde dava ikame edebileceği gözetilerek, işin esasının incelenmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Sayılı dosyası üzerinden verilen karar gereğince onarımının usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, onarımdan sonra oluşan hasarın kullanıcı hatası mı yoksa eksik ayıplı tamirden kaynaklı olup olmadığına ilişkindir. Mahkememizin ... Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davcının ... Gıda Demi ve Lpg ÜR... LTd. Şti., davalının Metro Grossmarket olduğu, davanın ticari satım sözleşmesinden kaynaklı, satılanın ayıplı olduğundan bahisle açılan ücretsiz onarım istemine ilişkin dava olduğu, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davaya konu davacıya satılan telefonun bütün masrafları satıcı davalıya ait olmak üzere ücretsiz olarak onarılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

      , cep telefonun, ayıplı olduğu ve ayıbın donanımsal olup üretimden kaynaklı olduğunun bildirildiği görülmüştür....

        ŞTİ VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, araçla alakalı onarım bedelinin temerrüt faizi ile birlikte ödenmesi yönünde kurulan hükmün netice itibariyle taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, davalının davaya konu olayla ilgili herhangi bir kusurunun bulunmadığını, yerel mahkemece eksik inceleme ve yanlış yorumlama neticesinde davalının davaya konu ayıp iddiasından sorumlu olduğuna kanaat edildiğini, ayıplı mal iddiasında bulunan tarafın, malın ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine sözleşmeden dönme, ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarının haiz olduğunu, sayılan haklardan birini seçmek mecburiyetinde olan tüketicinin durumun şartlarına göre en uygun olanı satıcıya bildirmesi gerektiğini, satıcının talebi karşılamaması halinde aynı taleple görevli ve yetkili mahkemelerde dava açılması gerektiğini...

        Yukarıda ayıba ilişkin yapılan açıklamalar ışığında davacıya satılan malda üretim kaynaklı, davaya konu yangına sebebiyet verecek ayıp bulunmadığı tespit edilmekle yangının çıkış sebebinin kullanım nedeniyle kullanıcıda olduğu tespit edilmiştir. Yine kullanıcı kaynaklı yangının garanti şartlarında yer almadığı anlaışlmakla davanın reddine karar verilmiştir. Davanın tazminat davası olması nedeniyle AAÜT 13/4 maddesi uyarınca AAÜT ikinci kısım ikinci bölüme göre belirlenmiştir....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, İlk derece mahkemesince, bilirkişi raporunda davaya konu olayda davalılara atfedielcek herhangi bir kusurun bulunmadığının belirtildiği, buna göre davalıları herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş davacı tarafça karar istinaf kanun yoluna getirmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8. maddesinde 8. "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....

          Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalı şirketçe davacıya satılan malların ayıplı olduğu, mal bedeli olan 4.484.00 YTL’nin davalı firma tarafından davacı şirkete ödenmesi gerektiği, manevi tazminat talebinin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece ayıplı kabul edilen yangın söndürme cihazlarının birlikte ifa kuralı uyarınca iadesine karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi doğru olmadığı gibi cihazların iadesinin mümkün olmadığı takdirde, yangın söndürücülerin ayıplı değerinin tespit edilerek mahsubuna karar verilmesi gerektiği gözden kaçırılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

            Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı mal bedelinin iadesi ve manevi tazminat istemlidir....

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki iddialarını ve rapora itirazlarını tekrarla, ''özellikle belirtmek isteriz ki, davalı tarafın kusurlu eylemi, yani "ayıplı mal üretmesi", müvekkilimin olası eylemi ile sonuç arasındaki illiyet bağını kopartmaktadır. Çok net olarak belirtmek isteriz ki, söz konusu ürün, ayıplı değil de sağlam üretilmiş olsa idi, müvekkilim velev ki, farzı muhal dikkatsiz de olsa böyle bir olay meydana gelmeyecekti. Olayda, müvekkilime hafif kusur dahi izafe edilemez. Davalı tarafın ise ayıplı mal üretmekle ağır kusurlu olduğu ve üstelik bu ayıplı malların bir kısmının şu anda piyasada satıldığı ve kullanıldığı Sayın Hakimlerin hassas dikkatlerinden kaçmamalıdır....

            Limited Şirketinden almış olduğu 2014 model Nissan marka aracın gizli ayıplı olduğunu, durumun ihtarname ile yasal süresinde davalılara bildirildiğini ileri sürerek satış sözleşmesinin feshi ile aracın davalılara iadesi ve araç bedelinin davalılardan tahsiline, ayrıca 5.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalılar, araçta üretimden kaynaklı herhangi bir ayıp olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, araç satış sözleşmesinin feshine, ayıplı aracın davalılara iadesi ile araç bedeli olan 61.563,26 TL nin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı araç satışı nedeni ile sözleşmenin feshi ile araç bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu