, araçta gizli ayıp olduğu, ancak onarım süresince davacıya başka bir araç tahsis edilip, araç onarılıp, sorunsuz olarak davacıya teslim edilip, davacı tarafından 242.746 Km. kullanılması karşısında davacının araçtan beklediği faydayı alamadığının kabul edilemeyeceği, neredeyse ekonomik ömrünü tamamlayacak şekilde araçtan faydalandığı, son bilirkişi raporunda gizli ayıp olarak nitelenen arızanın araçta % 8 oranında değer düşüklüğüne neden olduğu belirlendiğinden davacının gizli ayıbı olan ve onarımla uzun yıllar kullanılan aracın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmenin feshi ile bedeli olan 70.000....
Davacı, davalıdan satın aldığı mobilyalarda meydana gelen ayıplar nedeniyle, sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin tahsilini talep ettiği halde mahkemece mobilyadaki ayıpların niteliğinin davacının sözleşmeden dönme hakkını vermediğine ilişkin gerekçe ile davayı bedel indirimi olarak kabul ederek davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dava konusu mobilyalarda ayıplı olduğu dosya içeriği ile ... olduğu gibi bu husus mahkemenin de kabulündedir. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesi ilk fıkrasında ayıplı malın tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında tüketicinin ayıplı mal konusundaki tercih haklarını düzenlemiş, üçüncü 2006/16022-2007/3017 fıkrasında tüketicinin seçimlik haklarından dolayı kimlerin sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. Davacı ayıplı mal satışı nedeniyle bu haklardan her hangi birinin kullanabilir....
AŞ. vekili, dava konusu araçta ayıp bulunmadığını, davacının araçtan gelen ses şikayeti dışında bir iddiasının bulunmadığını, tespit raporunda araç üzerinde detaylı teknik bir inceleme yapılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davaya konu aracın göğüs kısmından gelen sesin imalat hatasından kaynaklanıp gizli ayıp niteliğinde olduğu, ancak araçtaki gizli ayıbın sözleşmenin feshini ve bedel iadesini gerektirir nitelikte olmadığı, tamir yoluyla giderilmesinin mümkün olduğu, tamir bedelinin 1.200,00 TL olduğu, bu nedenle bedelden indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.200,00 TL indirim bedelinin 19/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Uyuşmazlık, ikinci el olarak satılan araçta varlığı ileri sürülen ayıpların açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu, kullanımdan kaynaklı olup olmadığı, davalının araçtaki ayıplara ilişkin bilgilendirme yapıp yapmadığı, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelinin iadesi, verilen senetlerin iptali, manevi tazminat ve ekspertiz bedeli olarak ödenen miktarın talep edilip edilmeyeceği, yargılama giderlerine hükmedilirken hata yapılıp yapılmadığı hususundadır. İlk derece mahkemesince, tarafların sunmuş oldukları deliller, araca ilişkin kayıtlar, ekspertiz raporu dosya arasına alınarak tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, " .... dava konusu aracın radyatör ve yedek su deposu kapaklarının yanlış takılmasından dolayı aracın gizli ayıplı olarak davacıya satıldığı, bu nedenle davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep etme hakkının oluştuğu anlaşılmaktadır....
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Bölge Adliye Mahkemesince araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, davacının masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkını kullanmasına rağmen, araçtaki ayıpların garanti süresi içinde giderilemediği, ayıpların tam ve kalıcı olarak giderilmemesi nedeniyle bu seçimlik hakkın kullanıldığından söz edilemeyeceği, Mahkeme gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. V. TEMYİZ İNCELEMESİ 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, ayıplı malın misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi ve tazminat istemine ilişkindir. 2....
Dava, araçtaki gizli ayıp iddiası nedeniyle, aracın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebiyle birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili araç satıcısı ve ithalatçısı olan şirketlere karşı açtığı davada, araçtaki gizli ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde de sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş, ilave olarak da manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı şirketler vekilleri ise ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleri ile, ayıp iddialarını kabul etmediklerini, talebin zamanaşımına uğradığını, araçtaki ayıp nedeniyle ithalatçı firmadan bedel iadesi talebinde bulunmanın mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
süresi içinde arızalanması nedeniyle tamiri için 2.2.2009 tarihinde teslim ettiğini ancak 30 ... günü içinde tamir edilmediğini, bunun üzerine malın bedelinin iadesi için ... Tüketici Sorunları İl Hakem Heyetine başvurduğunu, ancak cihazın tamir edilerek tüketiciye teslimine karar verildiğini, verilen kararın yasaya aykırı olduğunu belirterek ... Tüketici Sorunları İl Hakem Heyeti kararının iptali ile fatura bedelinin faizi ile istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalı, yargılamaya katılmamıştır....
A.Ş vekili beyanlarında ; ayıp iddiasının süresinde ileri sürülmediğini, talebin iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, yapılan delil tespitindeki belirlenen hususların ve araçta gizli ayıp olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, ayıp iddiası yerinde olmamakla birlikte onarım ve bedel indiriminin hakkaniyete daha uygun düşeceğini, faiz talebinin haksız olduğunu, bu sebeple davanın reddini talep etmiştir. Dava satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı .....'dan BMW marka bir adet araç satın aldığını, daha sonra aracı satmak için yapılan ekspertiz incelemesinde araçta değişen ve boyanın mevcut olduğunun belirlendiğini, davalılara bu konuda ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini, davacının elinde bu şekilde bir hasarın oluşmadığını, aracın teslim edilirken bu haliyle ayıplı olarak teslim edildiğini iddia etmiştir. Davalılardan .. ......
ile davacı arasında imzalandığını müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığını, davacının aracının tamir edilerek davacıya teslim edildiğini, aracın tamirden sonra sorunsuz bir şeklide çalışmaya başladığını, tamir süresince davacıya ikame araç verildiğini, davacı yanın süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.Aracın servis kayıtları getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.Dosya rapor tanzim etmek üzere makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş olup ------ hazırlamış olduğu raporda özetle; araçtaki ayıbın triger kayışının kopması olduğunu ve bu ayıbın garanti kapsamında olmadığını, servis için belirlenen sürenin 45 gün olduğunu, ancak aracın 56 gün boyunca tamirde kaldığını, tiger kayışının kopmasında davacının alabileceği herhangi bir önlem olmadığını, davacının ayıpta bir kusurunun bulunmadığın, ayıp miktarının 31.287,32 TL olduğunu, aracın ayıplı değeri ile ayıpsız değeri arasındaki piyasa değerinin 17.500,00 TL olduğunu belirtmiştir.Dava, ayıplı...
- K A R A R - Dava, satılan mal ayıplı olduğundan sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi ile sözleşmeye istinaden verilen çekin bedelsiz kaldığından çek yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından davacının taleplerinin geçersiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından yapılan ayıp ihbarının B.K.nun 198/3.ve M.K.nun 2.maddesi kapsamında süresinde yapılmadığı ve bu nedenle davacının feshe ve bedel iadesine hak kazanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 16.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....