Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 21.04.2015 gün ve 2012/495-2015/207 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa sahibi tarafından yükleniciden bağımsız bölüm satın alan 3. kişi aleyhine açılmıştır. Arsa yapı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi nedeniyle, tapu iptâl ve tescil istemine ilişkindir. Karar 21.04.2015 tarihli olup, temyizen dosyanın Yargıtay'a geldiği 24.07.2015 tarihi itibariyle, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâflarda verilen kararların temyizen incelenmesi görevi, Yargıtay Yüksek 23. Hukuk Dairesine aittir. Yargıtay Genel Kurulu'nun 09.02.2018 tarih, 2018/1 sayılı kararıyla arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâflar sonucu verilen ve 01.07.2016 tarihinden sonra Yargıtay'a gelen dosyalarla ilgili temyiz incelemesi görevi, Yargıtay 15....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir....
MAHKEMENİN İLK KARARI VE DAİREMİZİN İLK KARARI : Mahkemece ilk karar ile; "arsa sahibi arsa payı karşılığı yapım sözleşmesi gereği kendisine bırakılıp adına tescil edilen bağımsız bölümü 3. kişiye satarak tapuda pay devri yapmış olsa dahi, ayrıca arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden doğan haklarını yazılı temlik sözleşmesiyle devretmedikçe tapuda pay devri alacağın temliki sonucunu doğurmaz. Davamızda da, davalı arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan haklarını yazılı olarak davacıya devrettiğine dair bir belge sunulmamıştır....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil ve tazminat istemine ilişkindir. Dosyada mevcut 12.12.2006 tarihli temliknameye göre davacı-yüklenicinin, davalı-arsa sahibi ile imzaladığı 12.04.2004 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tüm haklarını dava dışı ...'e temlik ettiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, dosyaya sunulan temlikname fotokopi niteliğindedir. Taraf teşkili kamu düzeninden olup mahkemece re'sen gözetilmek zorundadır. Bu itibarla bahsi geçen temliknamenin HMK'nun 216 vd. maddeleri gereğince dosyaya celbinin sağlanması, mevcudiyetinin ve sıhhatinin tespiti halinde davacı tarafın aktif husumet ehliyetinin kalmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm tesisi doğru olmamıştır. 2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde; arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı (818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı) maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak amacıyla konut edinmek değil, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin, bu sözleşmenin kurulması konusundaki amaç ve beklentilerinin, 6502 sayılı Yasa’da tanımlanan tüketici işlemlerinden farklı olduğu izahtan varestedir. O halde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibinin, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır....
Her ne kadar dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket ettiğinden sözedilemeyeceği, amacının salt kişisel ihtiyaçları için kullanma, tüketme amacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, güdülen amaç, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılmasıdır. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü işbu saikinin, 6502 sayılı Yasa'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
, hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporuyla B Bloktaki tamamlanma oranının %40 oranında olduğunun tespit edildiği, yine rapora göre davacı yüklenicinin davalı arsa malikinden inşaat güçlendirme bedeli düşüldükten sonra 24.554,00 TL talep edebileceği, arsa sahibinin ise menfi zarar olarak dört daire ve bir dükkan bedeli olarak 144.000,00 TL tazminat talep edebileceği gerekçesiyle, davacı yüklenicinin tapu iptali ve tescil talebinin kesin hüküm nedeniyle reddine, tazminat talebinin kısmen kabulü ile kısmen reddine, davalı arsa malikinin tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Dava, arsa payı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Mahkemece arsa payı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin .... maddesinde 60 günlük süre yüklenici lehine düzenlenmiştir. Bu süre inşaatın teslim süresine eklenmesi gereken ek süre mahiyetindedir. Bu sürenin teslim sürelerine eklenerek teslim tarihinin (A) blok için ........2009, (B) blok için ....06.2010 tarihi olarak kabul edilmesi ve kira başlangıcının bu tarihten itibaren hesaplanması gerektiği halde 60 günlük süre davacı lehine yorumlanarak bu süre için kira tayin edilip tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ........2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile %50 oranında bütün arsa malikleri ile eşit paylaşılmak üzere 30 dairelik konut inşa edileceğini üç daire üzerine kurulu bloğun orta bölümünde bulunan 85m2 lik net kullanım alanına sahip daireyi davalıların davacıya teslim edeceğini, inşaatın bitimine yakın zemin katta üç dairelik inşaat olması gerekirken dört adet bağımsız bölümü inşa edildiğini, davalıların müvekkile verecekleri katta plan değişikliğine gittiklerini, davacıya verilen zemin kattaki daire aynı kata bir fazla daire yapılmış olması nedeniyle 60 m2 civarında bir alana tekabül ettiğini, dairenin satılması ve kullanılmasının mümkün olmadığını, davacıya verilmesi gereken ancak verilmeyen dairenin ve teslim edilen gayrimenkul arasındaki emsal dairelerin fiyat farkının hesaplanması ve oluşan zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davanın arsa...