Dava, alacak ve tazminat istemine ilişkindir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca ''konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda'' dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır....
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. maddesinde “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir....
Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca; iş kazası nedeniyle uğranılan Kurum zararları; tedavi giderleri, geçici iş göremezlik ödenekleri, bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının, zarara sebep olan kişilerden tazmini mümkün kısmının, bir başka ifade ile dava konusu alacağın değeri veya miktarının tahkikat aşamasında belirlenecek olması nedeniyle, Kurumun, davanın açıldığı tarihteki tazminat alacağı miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceğinin kabulü gerekir. İş kazası nedeniyle tazminat ve rücu istemli davalarının, kusur oranlarının ve tazminat miktarının belirsizliği nedeni ile belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davada İzmir 1. Tüketici ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak-tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında arsa-hisse satış sözleşmesi düzenlendiği, konut satım sözleşmesi sözkonusu olmadığı, arsa satışından dolayı eldeki davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesine açıldığı anlaşılmaktadır. Tüketici mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. Somut olayda; arsa satışına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat-alacak istemi bulunduğuna göre, 4077 Sayılı Yasa kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, tek taraflı kaza neticesinde davacıların desteğinin vefat ettiğini belirterek,belirsiz alacak niteliğinde olmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların maddi tazminat alacak miktarının tespiti ile davacı ... için 50.000,00 TL maddi tazminat alacağının, davacı ... için 5.000,00 TL maddi tazminat alacağınnı 07.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini yükseltmişlerdir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Mahkemece;" Şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile; Niğde İcra Müdürlüğü'nün 2020/7684 Esas sayılı takip dosyasında 30/12/2020 tarihli icra emrinin 82.186,01TL T6 maddi tazminat, 65.756,35TL T6 maddi işlemiş faiz, 3.868,85TL T4 maddi tazminat, 3.170,45TL T4 maddi tazminat işlemiş faiz, 3.868,85TL T3 maddi tazminat için, 3.170,45TL T3 maddi tazminat İşlemiş faiz, 408.228,35TL T8 maddi tazminat için, 326.620,15TL T8 maddi tazminat işlemiş faiz, 11.484,19TL T6 maddi tazminat vekâlet ücreti, 96,28TL T6 maddi tazminat işlemiş faiz, 3.868,85TL T4 maddi tazminat vekâlet ücreti, 32,43TL T4 maddi işlemiş faiz, 3.868,85TL T3 maddi tazminat vekâlet ücreti, 32,43TL T3 maddi işlemiş faiz, 37,025,98TL T8 maddi tazminat vekâlet ücreti, 310,41TL T8 maddi işlemiş faiz, 3.009,27TL Yargılama gideri, 25,23TL Yargılama gideri işlemiş faiz, 2.204,33TL Harç 18,48TL Harç iştemiş Faiz alacağı olarak düzeltilmesine, fazlaya ilişkin kısmın iptaline, Takip tarihinden dosya infaz tarihine kadar maddi tazminat...
Davacı ... yönünden ayrıca 2.107,70 TL tedavi giderine yönelik talepte bulunulmasına rağmen, bu hususun gerekçede yer almamaması, tedavi gideri hakkında hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacılar vekili dava dilekçesinde belirsiz alacak talebi şeklinde, her iki davacı için maddi ve manevi tazminat olarak toplam 10.000,00 TL tazminat talep etmiş olup; yargılama aşamasında sunduğu 05/11/2011 tarihli belirli hale getirme dilekçesi ile davacılardan ... için 6.720,26 TL maddi tazminat, diğer davacı ... için 192,18 TL maddi tazminat talep edildiğini açıklamıştır. Bu durumda, başlangıçta 10.000,00 TL olarak talep ettiği miktarın kalan kısmı manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı yanca 05/11/2011 günlü dilekçe ile manevi tazminat yönünden de talep artırılmak suretiyle istemde bulunulmuştur....
dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava, kira sözlşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, dava konusu alacak taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Davanın, 6100 Sayılı HMK.'nun yürürlüğe girmesinden sonra 19.07.2013 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemenin yukarıda belirtilen yasal düzenleme gereği dava dilekçesini görev yönünden ret ederek görevsizlik kararı ile dosyayı görevli Sulh Hukuk Mahkemesine göndermesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre reddedilen alacak talebi yönünden nispi, manevi tazminat yönünden ise; maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece reddedilen alacak talebinin 60.980,00 TL olduğu ve davalı yararına hükmedilecek nispi vekâlet ücretinin takdirinde bu miktarın esas alınması gerektiği gözetilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı lehine 6.928,40 TL nispi vekâlet ücreti, reddedilen manevi tazminat talebi içinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10. maddesi gereğince 1.200,00 TL maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu ayrım yapılmadan vekâlet ücreti takdiri doğru olmamıştır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekir ise de; düşülen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Sigorta yönünden ise maddi tazminat ve geçici işgöremezlik tazminatı olan 268.000,00 TL asıl alacak ve ayrıca 375.000,00 TL faiz talep ettiğini açıklamıştır....