Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi         2016/1512 E.  ,  2016/1210 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava TMK.'nun 713/1.maddesinden kaynaklanan tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,04.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi:Ceza Dairesi Dava: Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükme yönelik, ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 04.05.2017 tarihli, 2017/1421 Esas, 2017/1512 Karar sayılı "istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine" ilişkin karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat davasının dayanağını oluşturan ... 9....

      yevmiye ile hükmen kamulaştırma nedeniyle 3 parçaya ifraz olduğu, 9.681,02 metrekarelik miktarlı 1512 nolu parselin DSİ Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tescili ile hüküm kesinleştiğinde 1512 nolu parselin kamulaştırma bedelinin pay oranları dahilinde ... ve ... mirasçılarına ödenmesine, 88 nolu parselin ifrazından oluşan 41.331,11 metrekare miktarlı 1511 nolu parsel ile 25.987,87 metrekare miktarlı 1513 nolu parselin toplam 17280 pay üzerinden davacılar ...,... mirasçıları adına payları oranında tapuya tesciline, diğer tüm itirazların reddine karar verilmiş; hüküm, müdahiller ..., ... ve ... vekili, davalı ... vekili, müdahil ... vekili ve müdahil mirasçıları ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 22.05.2009 gün ve 2008/376 Esas, 2009/574 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Hükümden sonra 20.12.2009 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı "Çek Kanunu" ile 3167 sayılı "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun" yürürlükten kaldırılmış, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 2 ve 7. maddeleri gözetilerek, sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar...

          Bu açıklamalar ışığında, dava konusu uyuşmazlık, 1512 sayılı Kanun’un 33. maddesi gereğince boşalan noterliklerin vekaleten yönetimi sırasında, daire dışında yapılan işlemlerden elde edilen yol ödeneklerinin imzaya yetkili noter personeline veya noter vekiline ödenip ödenmemesi hususundan kaynaklanmaktadır....

            Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur (743 Sayılı Kanunun 634. ; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu m. 706; Borçlar Kanunu m. 213; Tapu Kanunu m. 26; 1512 Sayılı Noterlik Kanunu m. 60) Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak Kanunun öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez. Yasa hükümlerinin öngördüğü biçimde yapılmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir; burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle doğrudan göz önünde tutulur. Somut olaya gelince, davaya konu taşınmazların taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına dair sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir....

              Hukuk Dairesi         2007/1031 E.  ,  2007/1512 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araçta, davalının haksız fiiliyle hasara neden olması sonucu, sigortalısına ödenen 5.291.881.000 TL’nin davalıdan ödeme gününden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, zararın ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir....

                .-2015/881 K. sayılı kararının davalı ... tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay .... Hukuk Dairesi’nin 30/04/2019 tarihli 2019/1512 E.-2019/3256 K. sayılı kararıyla davalının adli yardım talebinin reddine karar verildiği, kararın itirazen incelenmesinin davalı tarafından istenilmesi üzerine dosyanın HMK’nun 337. maddesi uyarınca Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334. ve devamı maddeleri uyarınca; adli yardım talebinde bulunan kimsenin, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispat etmesi, davada veya talepte haklı olduğu hususunda da mahkemede kanaat uyandırması gerekir. Aynı Kanunun 336/2. maddesine göre de; adli yardım talebinde bulunacak kişinin, yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren, mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye ibraz etmesi zorunludur....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi ise (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla), davalının yetki itirazında bulunulmadığı, buna rağmen mahkemece resen yetkisizlik kararı verildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 70. maddesinin üçüncü fıkrasında "Taraflar, tüketici hakem heyeti kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir." şeklinde tüketici hakem heyeti kararlarına karşı itiraz yolunda özel bir düzenleme öngörülmüştür. Somut olayda, davanın 20.08.2016 tarihinde açıldığı, davacının ... Tüketici İlçe Hakem Heyetince verilen 12.08.2015 tarih 2015/1512 sayılı kararına itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, ... Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

                    Ceza Dairesi         2017/14248 E.  ,  2019/1512 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK.nun 152/1. maddesinde yapılan değişikliğe göre, öngörülecek ceza miktarının üst sınırının altı yıldan dört yıla indirilmesi karşısında söz konusu kanun değişikliğine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu