Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; vasiyetnamenin iptaline noterlik başkatibi olan davalı ...'ın şekil hatası yapmasının sebebiyet verdiği, noter işleminden kaynaklanan ve mirasbırakanın ölümü ile doğan zarardan kusurlu olan davalı başkatip ile Noterlik Kanunun 162. maddesi gereğince diğer davalı noterin sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 828.950,92 TL'nin 05.11.2010 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- HMK'nun 279/2 maddesine göre; bilirkişilerin oy ve görüşlerini bildirdikleri raporda, imzalarının bulunması gerekir. Açıklanan yasal düzenleme nazara alındığında; bilirkişilerin raporda imzalarının bulunması zorunludur. Somut olayda; bilirkişiler ..... tarafından hazırlanan ve mahkemece hükme esas alınan 27.05.2016 tarihli raporda, bilirkişilerden Leyla Bozkurt'un (hakimlik mesleğine geçmiş olması nedeniyle) imza atmaktan çekindiği anlaşılmaktadır....

    Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda ise;yukarıda ifade edilen yasa hükmü ve açıklamalar incelendiğinde de görüleceği üzere,davacının malvarlığı yönünden zarara uğradığı kuşkusuz olmakla,eldeki bu davada manevi tazminat istem koşullarının bulunmadığı açıktır. Bu itibarla,davacının manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabul kararı verilmesi de doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir....

      Mahkemece; davanın kabulüne, tarafların TMK'nın 162 ve 166/1 maddeleri gereğince boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın için 12.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, karar verilmiştir....

      Ancak, Borçlar Kanununun 162/I maddesindeki “kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak men edilmiş olmadıkça borçlunun rızası aranmaksızın alacaklı alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir” hükmünden anlaşılacağı üzere her alacağın temliki mümkün olmayabilir. Başka bir anlatımla kanun, sözleşme veya işin niteliği icabı temlik olanaksızsa o alacak temlik edilemez. Alacağın temlikine ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davalılar arasındaki 28.06.2003 tarihli sözleşmenin 16.maddesi temlike olanak sağlamamaktadır. Dolayısıyla davacı, düzenlemesi Borçlar Kanununun 162 vd. maddelerinde yapılan alacağın temliki hükümlerine dayanarak istemde bulunamaz. Diğer taraftan, aynı sözleşmenin 12.maddesinde de yapının teslimi iskan (oturma) ruhsatının yüklenici tarafından alınması koşuluna bağlanmıştır. Dosya kapsamından, yapıya iskan ruhsatı da alınmadığı anlaşılmaktadır....

        Ancak, Borçlar Kanununun 162/I maddesindeki “kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak men edilmiş olmadıkça borçlunun rızası aranmaksızın alacaklı alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir” hükmünden anlaşılacağı üzere her alacağın temliki mümkün olmayabilir. Başka bir anlatımla kanun, sözleşme veya işin niteliği icabı temlik olanaksızsa o alacak temlik edilemez. Alacağın temlikine ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davalılar arasındaki 28.06.2003 tarihli sözleşmenin 16.maddesi temlike olanak sağlamamaktadır. Dolayısıyla davacı, düzenlemesi Borçlar Kanununun 162 vd. maddelerinde yapılan alacağın temliki hükümlerine dayanarak istemde bulunamaz. Diğer taraftan, aynı sözleşmenin 12.maddesinde de yapının teslimi iskan (oturma) ruhsatının yüklenici tarafından alınması koşuluna bağlanmıştır. Dosya kapsamından, yapıya iskan ruhsatı da alınmadığı anlaşılmaktadır....

          Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devri borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Eldeki davada da, 23.11.1998 tarihli adi yazılı biçimde düzenlenen satış senedine dayanılarak tapuda özel depo niteliğindeki 2. Bodrum kat 13 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve tescil isteminde bulunulmuştur....

            Dava; 1512 sayılı Noterlik Yasasının 162.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacıların murisinin düzenlediği vasiyetname; ... 5.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2011/650 Esas sayısı ile açılan vasiyetnamenin iptali davası sonucunda, davaya konu vasiyetin hazırlanmasına noter başkatibince başlandığı ancak noter ... tarafından işlemin tamamlandığı ve imzalandığı böylece vasiyetnamede birlik kuralının ihlal edildiği, vasiyetnamenin toplam 3 sayfa olduğu, 3....

              Fakat, bu sözleşmelerde arsa sahibinin borcu taşınmazdaki bir kısım mülkiyeti yükleniciye geçirmek olduğundan sözleşmenin Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213, Tapu Kanununun 26, ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca noterlikte düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

                Davalı noterin sahte kimlik belgesine dayalı olarak düzenlemiş olduğu vekaletname nedeniyle sorumlu olduğu ileri sürülmüş ve maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Somut olayda, sahteliği ... Mahkemesi'nin kesinleşen kararı ile tespit edilen ve gerçek arsa sahibi olan....adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi dava dışı ....tarafından kullanılmak suretiyle davacıya noter tarafından düzenlenen ve satış yetkisi içeren vekaletname verilmiş, davacı da bu vekaletnameye istanaden arsa bedeli olarak kararlaştırılan 340.000 TL'yi bu şahsa ödemiştir. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 162. maddesinde noterlerin hukuki sorumluluğu düzenlenmiş olup; sorumluluk kusura dayanmamaktadır. Kullanılan sahte kimlik belgesinde yazılı köyün de gerçekte ... bağlı olmaması nedeniyle davalı noterin gerekli özen ve ihtimamı göstermediği anlaşılmakta olup; davacının kusuru yüzünden nedensellik bağı da kesilmiş bulunmamaktadır....

                  in nüfus cüzdanının verildiği tarihin 2011 olduğu, araç satış sözleşme tarihinden önceki tarihe ait olduğu, bu durumun noterlik işlemi sırasında çıplak gözle dahi ve dikkatli bir araştırmayla fark edilecek hususlardan olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dava; noterin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.1512 sayılı Noterlik Kanununun "Noterlerin Hukuki Sorumlulukları" başlıklı 162.maddesine göre "Stajyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile, noterler, işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar. Noter, birinci fıkra gereği ödediği miktar için işin yapılmaması, hatalı yahut eksik yapılmasına sebep olan stajyer veya noterlik personeline rücu edebilir."Bu maddeye göre, noterlerin sorumluluğu "Kusursuz sorumluluktur." Kusursuz sorumlulukta, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur....

                    UYAP Entegrasyonu