"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dairemizin 24.12.2015 tarihli mahalline iade kararı ile dava konusu 1077 ada 81 parsel sayılı taşınmaza ilişkin imar şuyulandırma cetvelinin ve anılan parselin imar uygulaması sonucu davalı Fehime Sabancıoğullarından adına oluşan imar parsellerinin tespit edilerek bu parsellere ilişkin ... kayıtlarının tüm tedavülleri ile ... müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına alınmasının istenildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahalline iade kararı gereği tam olarak yerine getirilmediğinden Dairemizin 30.03.2017 tarihli kararı ile “Yüreğir ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/12/2018 tarih ve 2014/151- 2018/367 sayılı ilamının KALDIRILMASINA, B)1- Davanın, muris Duran Alptekin mirasçıları olan davacılar T8 T7 T13 T14 T9 T18 ve T11 yönünden kesin hüküm nedeniyle usulden REDDİNE, 2- Diğer davacılar yönünden KABULÜ İLE; -T2 mirasçıları olan davacılar T2 ve T15 yönünden 118.797,00- TL şuyulandırma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara 12/09/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen payları oranında verilmesine, -Yaşar Bingöl mirasçıları olan davacılar T12 T3 ve T5 Kuvvet yönünden 475.189,70- TL şuyulandırma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara 12/09/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen payları oranında verilmesine, -Mehmet Kuvvet mirasçıları olan davacılar T5 Kuvvet ve T16 yönünden 237.594,85- TL şuyulandırma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte...
Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın 21.06.2012 tarihinde kesinleşen 56400/1 nolu parselasyon planı ile 8425 ada 5 parsele şuyulandığı ve 22.01.2013 tarihinde tapuya tescili sağlandığından, bu parseldeki davacı payının iptali ile davalı idare adına tescili yerine şuyulandırma öncesi 8425 ada 3 parseldeki davacı payının iptaline karar verilmesi, 2-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına...
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, her ne kadar Adana Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu imar şuyulandırma işlemi idari yargı yerinde iptal edilmişse de, Seyhan Belediye Başkanlığının yapmış olduğu şuyulandırma işlemi ile ilgili imar ayakta bulunduğuna göre; davacı Hazinenin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 04.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından 1997 yılında kamulaştırıldığı, taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olması nedeniyle Kamulaştırma Kanununun 18. maddesi gereğince işlem yapılarak çekişmesiz kamulaştırma bedelinin bankaya depo edildiği, kamulaştırma evrakının 25.06.1997 tarihli yazıyla notere gönderildiği, mülkiyet ihtilafının çözümlenmesi üzerine taşınmazda pay sahibi olduğu tespit edilen davacılar tarafından süresi içerisinde bedel artırım davasının açıldığı anlaşıldığına göre dava bedel artırım davası olup, Kamulaştırma Yasasının 14. maddesinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malın sahibinin yapılan tebligat gününden veya tebliğ yerine geçen ferağ tarihinden itibaren 30 gün içinde, takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı adli yargıda dava açılabileceği hükmüne yer verilmiş olup, bedele ilişkin olarak açılacak dava yönünden yasada öngörülen, hak düşürücü nitelikteki bu süre geçtikten sonra malikin artık bedel konusunda...
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın sigorta hakkında limitle sınırlı olmak kaydı ile 1.495,72 TL nin limitle sınırlı olmak kaydı davalı ... şirketinden 12/03/2013 tarihinden itibaren diğer davalı için 29/10/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.500,00 TL manevi tazminatın davalı ... .... 29/10/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacı vekili bedel artırım dilekçesiyle 1.495,72 TL maddi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece 1.495,72 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. 6100 Sayılı HMK'un geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK'un 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL'ye çıkarılmıştır...
Somut olayda; dava haksız fiilden doğan tazminat alacağına ilişkin olmakla birlikte, davacının haksız fiil neticesinde tazminat talep edebilmesi için karşı tarafın söz konusu zararın doğmasında kusurlu olması gerekmektedir. Alınan bilirkişi raporu çerçevesinde davacının trafik kazasının meydan gelmesinde tam kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla, kusursuz taraf aleyhine tazminata hükmedilmesi mümkün olmamakla davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir, bununla birlikte davacıya her ne kadar ıslah dilekçesi sunması için süre verilmiş olsa da davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, dilekçesinin bedel artırım dilekçesi niteliğinde olduğu, bedel artırım dilekçesi sunulması yönünde davacıya mahkememizce kesin süre verildiği, bedel artırım dilekçesinin bu süre zarfında sunulmadığı üstelik artırılan bedel yönünden eksik harcın da yatırılmadığı anlaşılmakla, dava değeri olan 200-TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiştir....
verilmesi, Kabule göre de; 2-İlk karar ile ödenmesine hükmedilen 467.499,84 TL kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedel 130.542,43 TL’ye 07.09.2014 tarihinden, ilk karar tarihi olan 13.10.2015 tarihine yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir....
edildiğini, davacıların hiç yer verilmediği yönündeki iddialarının ve 275 m2 üzerinden bedel taleplerinin yerinde olmadığını beyanla davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/295 E-2018/446 K.sayılı ilamına dayanılarak ilamlı icra takibi başlatıldığını, takibe konu ilamın şuyulandırma nedeniyle bedel artırımı istemine ilişkin olduğunu, ilamın 07/09/202221 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihten sonra Anayasanın 46.madde uyarınca en yüksek faiz oranı uygulanarak hesaplama yapılması gerektiğini, ancak müdürlüğün 08/10/2021 tarihli kararı ile bu taleplerinin ret edildiğini belirterek 08/10/2021 tarihli işleminin iptalini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; takibe konu ilamın bedel arttırımına ilişkin olup Anayasal faiz uygulanamayacağını savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; '' 2004 sayı İİK'nın 16. Maddesi gereğince şikayetin REDDİNE,'' karar verilmiştir....