Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla bu aşamada yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde İİK'nın 257/1.maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken ihtiyati haciz kurumunun amacına ve dosya içeriğine uymayan gerekçeyle talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Bu açıklamalara göre; özellikle manevi tazminat miktarının takdirinin hakime ait olduğu, hakimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, Mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı kanunun 259. maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir....

UYAP üzerinden erişilen icra dosya içeriğine göre, ihtiyati haciz isteyenin ihtiyati haciz talebine konu vekalet ücretleri sebebiyle davalılar aleyhine ilamlı icra takibi yaptığı, ödeme emrinin 23.11.2021 tarihinde borçlulara tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından 24.11.2021 tarihinde müvekkilleri adına tüm sürelerden feragatla takibin kesinleştirilmesinin talep edildiği, icra dosyası içeriğine göre takibin kesinleştiği gerekçesiyle maaş haczi gibi haciz işlemlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz, 6100 sayılı HMK’daki ihtiyati tedbirin özel bir çeşidi olup, ihtiyati haczin şartları ve etkileri 2004 sayılı İİK’da düzenlenmiştir. İhtiyati haciz yolu başlı başına bir icra takip yolu değildir....

    haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    No.lu ve 05.01.2022 tarihli ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAFA CEVAP : Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, taksirle ölüme neden olmaktan kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davasında istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin reddine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle, İİK un 257 inci maddesi uyarınca ihtiyati haciz koşulları gerçekleşmediğinden davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Bilindiği üzere; uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır....

    Uyuşmazlık, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davasında istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin reddine yöneliktir. Davacı vekilinin 31/05/2021 tarihli talep dilekçesi ile araç plakasına ihtiyati tedbir ve ya ihtiyati haciz konulmasını talep ettiği görülmüştür. Bu hali ile davacının talebi müphemdir. Talebin ihtiyati tedbir mi ihtiyati haciz mi olduğu net olmadığından bu hususta talebin ne olduğunun açıklattırılması ve ona göre karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi tarafından plaka üzerine ihtiyati tedbir ve haciz talebinin ayrı ayrı değerlendirildiği ve karar verildiği görülmekle davacı tarafça istinaf edilen kararın istinaf nedenleri dikkate alınarak inceleme yapılmıştır. Öncelikle ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına ilişkin istinaf talebi değerlendirilmiştir....

      Davalı aracın ayıplı olmadığını, iddia edilen sorunların kullanım hatasından kaynaklı olduğunu savunmuştur. Tespit dosyası da dahil olmak üzere dosya kapsamında 3 farklı rapor alınmıştır. Tespit dosyasındaki rapora göre "ileri sürülen ayıpların imalattan kaynaklı olup aracın iadesini gerektirdiği," mahkeme aşamasında bilirkişi kurulundan alınan ilk raporda "ileri sürülen ayıpların kulanıcı hatasından kayanaklandığı ve aracın iadesinin gerekmediği" belirtilmiş, mahkemece her iki rapor arasındaki çelişkiyi gidermek için yeni bir bilirkişi kurulundan alınan rapor ise ilk rapordaki tespitlerle benzerlik göstermiş, bu raporda araçta kullanıcı hatası ve imalat hatalarının bulunduğu, onarımla sorunun çözüldüğü, yalnızca egzos susturucunun kırık olup bunun imalattan kaynaklanan hata olduğu ancak bu durumun maldan tamamiyle yararlanmaya engel olmadığından aracın iadesinin gerekmediğini" belirtilmiştir....

        TL alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere malvarlıklarına İVEDİLİKLE TEMİNATSIZ ihtiyati haciz koyulmasına, mahkeme teminat yönünden aksi kanaatte ise teminat miktarının azaltılmasına, T4 yönünden yeterli inceleme yapılmaksızın verilen ihtiyati haciz kararının davalının aktif mal varlığı yönünden şüphe bulunması nedenleri ile Başkanlığınızca kaldırılarak işbu davalının tüm malvarlığı yönünden ihtiyati haciz koyulmasına karar verilmesini vekaleten talep etmiştir....

        Taraflar arasında görülen tazminat davasına ilişkin davacı tarafça ihtiyati haciz isteminde bulunulmuş, mahkemece kurulan 13/03/2020 tarihli ara kararla da ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiş, davalının itirazı üzerine duruşma açılarak verilen 09/07/2020 tarihli ara kararla itirazın reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun “İhtiyati haciz kararının icrası” başlıklı 261. maddesinin 1. fıkrası “Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.” hükmünü içermektedir. Anılan yükümlülüğe aykırı davranılmasının sonucu da aynı maddede hükme bağlanmış olup, buna göre aksi durum ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkması sonucunu doğuracaktır....

        Mahkemece; yapılan haciz işleminin haksız olduğu, haksız hacizden doğan sorumluluğun kusura dayanmayan objektif bir sorumluluk olduğu benimsenerek manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK 58, (BK’nın 49) maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. ....

          Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: A-) Davacı vekili, manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz isteminin reddi kararına karşı süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 12/06/2020 tarihinde meydana gelen kazada müvekkilinin çekmiş olduğu elem ve acının bir nebze giderilebilmesi için 30.000,00 TL manevi tazminat talebinde ve ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, ilk derece mahkemesince verilen ara kararı ile manevi tazminatın hakimin takdiriyle belirlenen bir tazminat olması nedeniyle İİK 257 kapsamında gerekli koşulları taşımadığından bahisle manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, bu ara kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, işbu davada İİK 257 vd. maddesinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle muaccel hale gelen manevi tazminat alacağı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin kanunen mümkün olduğunu, ilk derece mahkemesinin manevi tazminat yönünden ihtiyati haczin reddine ilişkin kararının kaldırılmasını...

          UYAP Entegrasyonu