İcra Müdürlüğünün 2007/9518 E. sayılı dosyasında takip yaptığını, borçluların mal kaçırma girişiminde bulunduğunu, bu nedenle Yomra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/313 E. sayılı dosyasında tasarrufun iptali davası açıldığını, tasarrufun iptali istenen taşınmazlar üzerine 12.12.2007 tarihinde ihtiyati tedbir(ihtiyati haciz mahiyetinde) kararı alındığını, mahkemenin 03.06.2010 tarihinde tasarrufun iptaline karar verildiğini, şikayet dışı alacaklı ... Varlık Yönetim A.Ş’nin de aynı borçlular hakkında takip yaptığını ve tasarrufun iptali davası açtığını, şikayet dışı alacaklının tasarrufun iptali davasında 2009 yılında ihtiyati tedbir kararı verildiğini ve 28.12.2010 tarihinde tasarrufun iptaline karar verildiğini, tasarrufun iptaline karar verilen bağımsız bölümlerde müvekkilinin takip dosyasının ilk haciz sahibi olduğunu, bu nedenle bağımsız bölümlerin satışından kaynaklı sıra cetvelinin müvekkilinin takip dosyasında düzenlenmesi gerekirken Ankara 26....
Ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Yerel Mahkeme kararının davalı ... vekiline 8.12.2009 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin ise HUMK.nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirilerek 28.12.2009 tarihinde verildiği anlaşıldığından davalı ......
-Davacı alacaklının temyizine gelince; Mahkemece ihtiyati tedbirin hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş ise de tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak bir ... takibi olmayacağı, İİK'nun 281/... maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı ... dosyasına ibrazı ile cebri ... işlemine devam edileceği gözetilmeden mahkemece ihtiyati haciz mahiyetinde verilen ihtiyati tedbirin kararın kesinleştiği tarihle sınırlandırılması isabetli bulunmamıştır....
un borçlanma tarihi gözönüne alındığında davacının tasarrufun iptali davasına hakkı bulunmadığı, boşanma kararının kesinleşmesinden sonraki tarih itibarıyla doğmuş alacaktan dolayı davacının tasarrufun iptalini talepte bulunmaya hakkı olmadığı, ayrıca aciz vesikası da ibraz edilmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için borcun iptali istenen tasarruftan önce doğması ve borçlunun aciz halinde olduğu gösterir kat'i (İİK 143) veya geçici aciz belgesinin varlığı dava önşartı olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Somut olayda takip konusu borç 29.3.2007 tarihli şirket hisse devrinden kaynaklanan 28.3.2007 tanzim 1.7.2007 vadeli senede dayalı olup iptali istenen 26.9.2007 tarihli tasarruftan önce doğmuştur....
Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu davaların görülebilmesi için, diğer dava koşullarının yanında tasarrufun iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması ve borçlunun alacak hakkının sabit olması gerekir. Somut olayda, borçlu hakkında dava dayanağı .... 2....
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bendde açıklanan nedenlerle İİK.nun 97/17 maddesi uyarınca karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali talebinin reddine ilişkin hüküm fıkrasının ikinci bendinin tamamen hükümden çıkartılmasına yerine " karşı dava olarak usulen açılmış bir tasarrufun iptali davası bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına" tümcesinin ikinci bend olarak yazılmasına tasarrufun iptali davası yönünden hükmün düzeltilerek onanmasına, alacaklı vekilinin 2 nolu bendde açıklanan nedenlerle istikkak davasına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 282,68 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı-karşı davacıdan (Alacaklı) alınmasına 22.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bendde açıklanan nedenlerle İİK.nun 97/17 maddesi uyarınca karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali talebinin reddine ilişkin hüküm fıkrasının ikinci bendinin tamamen hükümden çıkartılmasına yerine " karşı dava olarak usulen açılmış bir tasarrufun iptali davası bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına" tümcesinin ikinci bend olarak yazılmasına tasarrufun iptali davası yönünden hükmün düzeltilerek onanmasına, alacaklı vekilinin 2 nolu bendde açıklanan nedenlerle istikkak davasına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 282,68 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı-karşı davacıdan (Alacaklı) alınmasına 22.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; dava konusu taşınmazın satıldığı dönemde cebri icra korkusu bulunmadığı, ödeme emrinin daha sonra tebliğ edildiği, bu haliyle tasarrufun iptali koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu davaların görülebilmesi için, diğer dava koşullarının yanında tasarrufun iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Somut olayda; mahkemece; ödeme emrinin ...'...
Ayrıca Mahkemece yargılama sırasında konulan ihtiyati haczin hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş ise de tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak bir icra takibi olmayacağı, İİK'nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibrazı ile cebri icra işlemine devam edileceği gözetilmeden mahkemece ihtiyati haczin kararın kesinleştiği tarihle sınırlandırması isabetli değildir. Buna ilaveten tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının da takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu taşınmazların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerektiği halde yazılı olduğu gibi harç belirlenmesi de yanlıştır....
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı tarafından 9.9.2014 tarihli kat’i aciz belgesinin sunulmuş olmasına, davalı ...’ın kardeşi olan borçlu Özlem’in durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK.’nun 280/I maddesi gereğince iptale tabi bulunmasına, dava konusu takip dosyasının Bursa 19.İcra Müdürlüğünün 2011/15635 sayılı dosyası olmasına rağmen hükümde 2012/641 esas sayılı olarak yazılmış olması yerinde giderilebilecek maddi hataya dayalı olmasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri ile takip konusu alacak miktarı (kat’i aciz belgesi düzenlemiş ise bu miktar) karşılaştırılarak...