a satış tarihi 23.11.1999 olup davanın ise 23.11.2007 tarihinde açılmış olmasına, İİK'nın 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmasının gerekmesine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesinde belirlenen 20 yıllık zamanaşımı süresinin alacağın (zararın) talebine ilişkin dava ve takiplerde uygulanabileceğine, tasarrufun iptali için yasal olarak kabul edilmiş olan beş yıllık hak düşürücü süreyi etkilemesinin düşünülemeyeceğine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 19.12.2005 gün ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140. maddesi gereğince davacıdan harç alınmamasına 9.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca aciz vesikasının yargılamanın her aşamasında alınarak ibrazının mümkün olduğunu, kaldı ki mezkur davanın terditli açıldığını, muvazaa nedenli Tapu İptali davası için aciz vesikası gerekmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup re'sen dikkate alınması gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri, olmadığı takdirde muvazaaya dayalı( BK 19) tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davalarında davanın dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek bir alacak olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277. md) bulunması gerekir....
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar vekilerinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarının kabulü halinde, tasarrufun alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış istemi yetkisinin verilmesi gerekir. Dava bedele dönüşmesi halinde ise bu bedeli geçmeyecek şekilde alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptal kararı verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmek sureti ile infazda kuşku yaratması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden ,6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
MESKENİYET İDDİASITASARRUFUN İPTALİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 82 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 283 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilen mahkeme kararının müddeti içinde tem-yizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında yapılan icra takibinde, alacaklı Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemesinde tasarrufun iptali davası açmış ve 7463 parselde kayıtlı taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesi sonucunda anılan ilama dayalı olarak 3. kişi adına tapuda kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulmuş, borçlu ve taşınmaz maliki üçüncü şahıs meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmuşlardır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 16/11/2020 NUMARASI: 2020/861 2020/563 DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi, taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişkiden doğduğu ve nispi ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise davanın tasarrufun iptali davası olduğu, İİK'nın 277. maddesine dayalı tasarrufun iptali davasının ticari davalardan olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere göre uyuşmazlığın B.K’nın 18. maddesinde sözü edilen muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu bu nedenle de taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili bulunduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dilerse BK. 18. dilerse İİY. 277. maddelerine göre muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davası açabilir. Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe, savunmaya ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre davacının amacı, borçlu tarafından yapılan ve satış suretiyle tezahür eden tasarrufun iptal edilerek icra marifetiyle alacağını tahsil etmektir. Hal böyle olunca davanın tasarrufun iptali davası olduğunun kabulü zorunludur. Tasarrufun iptali davaları şahsi hakka dayalı davalar olduğundan yetkili mahkemenin HUMK’nun 9. maddesine nazaran davalıların ikametgahı mahkemesi olduğunda duraksamamak gerekir. Satış konusu taşınmaz olsa bile sonuca etkili değildir....
Davalı alacaklı vekili, haksız açılan istihkak davasının reddi ile davacının borçlu kooperatif başkanının kardeşi olması nedeniyle borç durumunu bilecek konumda olduğu ve iş makinesinin satışına ilişkin tasarrufun iptali istemi ile karşılık dava olarak tasarrufun iptali davası açmıştır. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğu vborçlu elinde bulunma nedeninin izah edilemediğinden ve borçlu kooperatifin lbaşkanının kardeşi olan davacının ,aracın gerçek bedelinin çok altında bir fiyatla satın aldığının anlaşıldığından bahisli istihkak davasının reddine karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş hüküm davacı -karşılık davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
'nın davanın açıldığı tarihten önce vefat ettiği ve ölü kişi aleyhine dava açılamayacağından husumet nedeniyle, davalı ... yönünden ise borçlu aleyhine yürütülen takibin işlemsiz kaldığını ve yenileme yapılmadığı, tasarrufun iptali davasının ön koşulunun kesinleşmiş bir icra takibinin varlığı olması bakımından ön koşulun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava İİK'nın 277. ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, alacağın tahsili amacı ile açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için borçluya karşı cebri icra takibi yapılmış olması ve yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın iptali üzerine kesinleşmiş ve ödenmemiş bir alacağın bulunmasının gerekmesine, somut olayda borçlu ...'...
Bu durumda, davanın, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olması, Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu niteliği itibariyle de ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan değildir. Ayrıca, İİK’nun 277.maddesi uyarınca açılan “tasarrufun iptali” davalarının ticari nitelikte olmamasına, Asliye Ticaret ve Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki işbölümü ilişkisinin görev ilişkisine dönüşmüş olmasının da davaya ticari bir nitelik kazandırmamasına göre, uyuşmazlığın Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
nun oğlu olduğu, dava konusu taşınmazı hacizli olarak satın aldıkları ve İİK'nun 278.maddesine göre yakın akrabalar arasındaki tasarrufun bağış niteliğinde olup iptali gerektiği gibi İİK'nun 280.maddesine göre borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilebilecek şahıslardan olduklarından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir....