Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Somut olayda dava ön şartlarının tümünün mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Davalıların birlikte hareket ettiklerini, borçlunun durumunun ve kastının taşınmazı satın alan diğer davalı tarafından bilindiğini/bilinmesi gerektiğini gösteren herhangi bir delil bulunmadığı gibi tasarrufun iptalini gerektiren kanunda sayılı diğer iptal sebepleri de somut olayda bulunmamaktadır. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

Bu anlamda dairemizin sayın çoğunlunun görüş ve düşüncesine göre açılan, İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımamasına rağmen sadece B.K'nun muvazaayı düzenleyen 19. maddesine göre kabul edilen, borçlu olduğu iddia edilen kişi ile 3. kişi arasındaki mal kaçırmaya ilişkin hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında davaların yasal dayanağı, davacının dava açmakta hukuki yararı ve verilen kararın uygulanma (infaz) kabiliyeti yoktur. Şöyleki, 1-İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımayan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında dairemizin sayın çoğunluğunun yasal dayanak olarak kabul ettiği B.K’nun 19. maddesi, tüm muvazaalı işlemlerde uygulanan genel ve işlemlerin yorumlanması ile ilgili bir madde olup, tek başına bu davaların yasal dayanağını oluşturmaz. Yargıtay 4....

    Bu belirsizlik hukuki işlemin (tasarrufun) iptali davasının açılması anında davacı lehine davada hukuki yararın henüz mevcut olmadığını gösterir. 3-Mahkeme kararlarının yerine getirilmesi (infazı) bilindiği gibi ancak icra takibi yolu ile olur.İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan tasarrufların iptaline ilişkin verilecek kararlar ortada bir icra takibi olmadan nasıl,ne şekilde ve kimin tarafından uygulanacaktır?...

      Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz. Zira, herkes alacak ve tazminat talepleri, ile ilgili açtığı davalarda alacak veya tazminatın kesinleşmesini, borçlu (davalının)acze düşmesi nedeniyle aciz vesikası alınması gibi alacağın takibini zorlaştıran koşulları gerçekleştirmeden bu yolla amacına ulaşabilir. Bunun sonucu olarakta İİK nun 277 ve devamı maddelerinde ki düzenlemenin, yasa koyucu tarafından uygulanmamak üzere düzenlendiğini kabul etmemiz gerekir ki bu durum, yargının görevinin yasaları uygulamak olduğuna ilişkin prensibe uygun düşmez. 2-Diğer yandan (alacak veya tazminatın kesinleşmediği, aciz belgesinin alınmadığı, diğer bir deyişle İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmadığı haller nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Halbuki hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır....

        Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK'nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz. Zira, herkes alacak ve tazminat talepleri, ile ilgili açtığı davalarda alacak veya tazminatın kesinleşmesini, borçlu (davalının) acze düşmesi nedeniyle aciz vesikası alınması gibi alacağın takibini zorlaştıran koşulları gerçekleştirmeden bu yolla amacına ulaşabilir. Bunun sonucu olarakta İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde ki düzenlemenin, yasa koyucu tarafından uygulanmamak üzere düzenlendiğini kabul etmemiz gerekir ki bu durum, yargının görevinin yasaları uygulamak olduğuna ilişkin prensibe uygun düşmez. 2-Diğer yandan (alacak veya tazminatın kesinleşmediği, aciz belgesinin alınmadığı, diğer bir deyişle İİK'nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmadığı haller nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Halbuki hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır....

          Bu anlamda dairemizin sayın çoğunlunun görüş ve düşüncesine göre açılan, İİK’ nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımamasına rağmen sadece B.K nun muvazaayı düzenleyen 18. maddesine göre kabul edilen, borçlu olduğu iddia edilen kişi ile 3. kişi arasındaki mal kaçırmaya ilişkin hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında davaların yasal dayanağı, davacının dava açmakta hukuki yararı ve verilen kararın uygulanma (infaz) kabiliyeti yoktur. Şöyleki, 1- İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımayan hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali davalarında dairemizin sayın çoğunluğunun yasal dayanak olarak kabul ettiği B.K nun 18. maddesi, tüm muvazaalı işlemlerde uygulanan genel ve işlemlerin yorumlanması ile ilgili bir madde olup, tek başına bu davaların yasal dayanağını oluşturmaz. Yargıtay......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalılardan ... vekiline usulüne uygun biçimde 27.07.2007 tarihinde diğer davalı ...’ya ise 20.07.2007 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçeleri ise davalılar tarafından HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 11.9.2007 ve 12.09.2007 tarihlerinde verilmiştir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, muvazaalı tapu devrinin iptaliyle borçlu ... adına tescili isteğine ilişkindir. Davacı borçlu aleyhine Konya 9.icra Müdürlüğü’nün 2005/3960 2005/3960 sayılı dosyasıyla takibe geçtiğini, borcunu ödememek için gayrimenkulünü davalıya devrettiğinden tapunun iptalini istemektedir. Davadaki bu anlatıma göre uyuşmazlığın icra İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerinde yer alan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Tasarrufun iptali davaları taşınmazın aynıyla ilgili değildir. Şahsi dava niteliğinde olduğundan mahkemenin yetkisi genel hükümler uyarınca belirlenir. Davalı ... halen İzmir’de ikamet ettiğini bildirdiğine göre İzmir Mahkemeleri yetkilidir....

                Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu; uyuşmazlığının İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,davanın ticari davalardan olmadığı gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde talep halinde dosyanın görevli ...Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar ...,...,... vekili ile ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  "İçtihat Metni" -Y A R G I T A Y İ L A M I – MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ...Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe göre dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin gerekçeli kararı temyiz eden davacı vekiline 21.8.2007 tarihinde tebliğ edilmiş temyiz dilekçesi ise 7.9.2007 tarihinde mahkemeye verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu