Mahkemece, dava konusu tasarrufun, davalı borçlu tarafından yapılmadığı ve tasarrufu yapan ...’ın da takip konusu borçla bir ilgisi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları İcra ve İflas Kanununu 282. maddesi gereğince borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kim- ../... - 2 - 2009/6552 2009/7532 seler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir....
İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekmektedir. Alacaklının iptal davası açarken ibraz etmek zorunda olduğu aciz belgesi, kesin ya da geçici olabilir. Kesin aciz belgesi icra takibi sonunda verilir (İİK m.143). İcra takibi sonunda verilen kesin aciz belgesinden (İİK m. 143) başka, borçlunun haczedilebilir hiçbir malının bulunmadığını tespit eden haciz tutanağı da aciz belgesi hükmündedir (İİK m. 105, I) ve alacaklı, böyle bir haciz tutanağı ile de iptal davası açabilir (İİK m. 277/1). Ancak bunun icin haciz tutanağında, borçlunun haczedilebilir hiçbir malının bulunmadığının açıkça yazılı olması gerekir....
TBK 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali davasında, davacının muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürdüğü, davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekmektedir. 2004 s. İİK 281/2. maddesinde "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Somut olay yukarıda açıklanan kanun hükümleri doğrultusunda değerlendirildiğinde, eldeki davada, davacının amacının davalılar arasında yapılan temlik işleminin muvazaalı olduğu ileri sürülerek, icra takibinden doğan alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır....
Bu durumda, mevcut davada, İİK'nun 277 ve devam maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davasının görülebilme şartlarıdan olan, "iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması" şartının gerçekleşmediği açıktır. Dolayısıyla, İİK'nun 277 ve devam maddelerine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Dava dilekçesinde dayanılan ikincil talep, tasarrufun BK'nun 19 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir. Ne varki, ilk derece mahkemesince bu talebe ilişkin hiç bir delilin toplanmadığı görülmektedir. İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile Türk Borçlar Kanunun 19.maddesinde düzenlenen muvaza nedenine dayalı iptal davaları birbirinden farklı davalar olup, farklı hükümlere tabidir....
O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi İİK'nın 277. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali talebi bakımından borçlunun, bilinen adreslerine gidildiği halde bulunamaması nedeni ile haczi kabil malın tespit edilememiş olması nedeni ile davalı borçlunun aciz halinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olup olmadığı tartışılarak haciz tutanakları geçici aciz vesikası niteliğinde ise dava şartının gerçekleştiği düşünülerek diğer şartları da gerçekleşmiş ise işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi; İİK'nın 277. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali talebi bakımından dava ön şartının gerçekleşmediğinin kabulü halinde ise dava dilekçesinde TBK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle de iptal edildiğinden bu talep bakımından aciz belgesi sunulması şartı aranmayacağından davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/691 KARAR NO : 2023/754 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇİNE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/01/2022 NUMARASI : 2020/352 ESAS, 2022/35 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Çine Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25/01/2022 tarihli ve 2020/352 Esas, 2022/35 Karar sayılı dosyasında verilen hükmün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Alacaklılara zarar vermek kastıyla yapılan Aydın İli Çine İlçesi Söğütçük Mh Kocakavak Mevkii 1417 parselde kayıtlı 92704,12 m2 zeytinlik ve tarla vasıflı taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun müvekkili bakımından İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptali, olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ve müvekkil bakımından dava konusu taşınmaz üzerinde...
davalı T7 devrettiğini, devredilen bu taşınmaza ilişkin tasarrufun iptalini teminen huzura gelindiğini, edimler arasında aşırı fark bulunduğundan 278/III-2 uyarınca da tasarrufun iptali gerektiğini, dava konusu taşınmazın satış değerinin gerçek değerinden çok çok düşük olduğunun yaptırılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını, dava konusu tasarrufun İİK 280/1 uyarınca iptali gerektiğini, dava konusu devrin İİK 280/3 uyarınca iptale tabi olduğunu, müvekkili şirketin bir güven müessesesi oluşu ve genel hükümlerden farklı olarak tasarrufun iptali davalarında İİK M.281/2 uyarınca verilecek ihtiyati hacizlerde teminat alma zorunluluğu bulunmayışı nazara alınarak teminatsız olarak tasarruf konusu Manisa ili, Salihli ilçesi, Zafer mahallesi, 2193 ada 1 parsel zemin kat 3 nolu bağımsız bölümde kayıtlı dükkan niteliğindeki taşınmazın İİK 281/2 maddesi gereğince ihtiyaten haczine, davalıların alacaklıları zarara sokmak kastıyla yaptıkları devir işleminin İİK 277 vd uyarınca iptaline, tapu...
a düşük bir bedelle muvazaalı olarak devrettiğinin görüldüğünü, söz konusu devirlerin oldukça düşük bedelle ve akrabalar arasında gerçekleştirildiğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, alacaklı şirketten mal kaçırma kastı ile gerçekleştirilen muvazaalı devrin iptali gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; TBK m.19 ve İİK 277 vd. maddeleri gereğince; davalı - borçlunun devrettiği taşınmaz ile ilgili, söz konusu devre ilişkin tasarrufun tapu tashihine mahal olmadan iptaline, söz konusu tasarrufa konu taşınmazların, cebri icra yolu ile ... İcra Dairesi ... ve ......
kat 15 nolu bağımsız bölümde bulunan dükkan vasfındaki taşınmazın devrine ilişkin tasarrufun İİK 277 vd....
Haciz tutanağının geçici aciz belgesi sayılabilmesi icin üç şartın gercekleşmiş olması gerekir: Birincisi, haciz tutanağı kesin hacze ilişkin olmalıdır (Geçici veya kesin aciz belgesine ilişkin İİK m. 102/son, m. 105/2 ve m. 143’te sözü edilen haciz “geçici haciz” (İİK m. 69/1) veya “ihtiyati haciz” olmayıp, kesin hacizdir. İhtiyati haciz tutanağı (İİK m. 262), yalnız başına aciz belgesi niteliğinde değildir. Çünkü alacaklı, yedi gün icinde takip yapmaz veya dava açmaz ise ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİK m. 264, I, IV). Bu nedenle, alacaklı, ihtiyati haciz tutanağı ile iptal davası açamaz.) İkincisi, icra memurunun takdirine göre haczi kabil malların alacağı karşılamayacağı anlaşılmış olmalıdır. Üçüncüsü, icra memurunun kıymet takdiri kesinleşmiş olmalıdır. Alacaklı, böyle bir haciz tutanağı ile de iptal davası acabilir (İİK m. 105, II; m. 277/1)....