HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava İİK’nın 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19. madde uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir....
-Davalı T4 tarafından dava dilekçesi ve eklerine cevap dilekçesi sunulduğu, ancak süresinde cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "1- Davacının davasının ESASTAN REDDİNE," karar verildiği görülmüştür. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin taşınmazın satım tarihinin 15.10.2015 olduğundan genel kredi sözleşmesinin de 11.11.2016 olduğundan bahisle ön şart yokluğundan usulden reddettiği ancak maktu vekalet ücreti vermesi gerekirken nispi vekalet ücreti verdiği, İİK. 277 ve 279. Maddelerinin olştuğu, üçüncü kişinin müvekkili şirketi zarara uğratmak kastıyla hareket ettiğini, 277 ve BK. 19'a göre dava açtıklarını beyan etmişir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava İİK’nun 277 ve devamı ve TBK'nun 19. maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava, TBK md.19 ve İİK 277 vd. maddeleri gereğince; davalı borçlunun devrettiği taşınmaz ile ilgili söz konusu devire ilişkin tasarrufun tapu tashihine mahal olmadan iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2023 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 31/07/2023 tarih ve 1658 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1- 24 Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Foça Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/03/2023 tarih ve 2022/125 Esas. 2023/94 Karar sayılı dosyasından verilen kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. - 24....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/04/2022 NUMARASI : 2022/103(E) 2022/340 (K) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu T6 ile dava dışı temlik eden Yapı Kredi Bankası AŞ arasında imzalanan sözleşmeye istinaden kullandırılan kredinin geri ödemesinin yapılmaması nedeniyle borçlu aleyhine Edirne İcra Dairesi'nin 2016/34716 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, davalı borçlu T6'ın adına kayıtlı Edirne ili, Merkez ilçesi, Kirişhane Mahallesi, 5758 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki 1/4 payını borcun doğumundan sonra alacaklıları zarara uğratmak kastıyla kardeşi T6'a sattığını belirterek, tasarrufun İİK. 277 ve devamı maddelerine göre iptalini, olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle...
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 28/03/2013 NUMARASI : 2011/570-2013/361 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı İsmail’e satışına ilişkin işlemin BK'nun 19.maddesine dayalı olarak iptalini istemişir, Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır. Mahkemece, davanın İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, İİK'nun 278/2 maddesine göre edimler arasında fahiş fark olduğu,bu durumda davalı İsmail'in borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacını bilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı Alp vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı Lale’nin davalı Hsüeyin ile aynı ilçeden olduğunu, ayrıca davalı Hüseyin ile davalı Lale’ye vekaleten satışı gerçekleştrien eski eşi Gürkan Altun’un aynı köyden olduğunu, taşınmazın devrinin muvazaalı olduğunu, dava ayrıca TBK 19. Maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasıyla açılmış olup bu hususun yerel mahkemece göz ardı edildiğini, muvazaa iddiasıyla açılan davalarda borcun doğumu tarihinin bir önemi olmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava İİK.277.vd.md.uyarınca olmadığı taktirde TBK.19.md.uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine istinaden, olmadığı takdirde muvazaa hukuki sebebine dayanılarak tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf, temlik aldığı alacağa istinaden başlatılan icra takibinde takibin kesinleştiği ve alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek, müteveffa borçlu Hüseyin Ayyıldız adına kayıtlı taşınmazdaki 1/8 hissenin 30.12.2014 tarihinde yeğeni olan diğer davalı T3'a yapılan satış işlemine ilişkin tasarrufun, İİK 277 ve devamı maddelerine istinaden iptali, olmadığı takdirde muvazaa hukuki sebebine dayanarak iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....
DELİLLER : İddia, savunma, icra dosyası, tapu kayıtları ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, İİK.277.vd.maddeleri gereğince tasarrufun iptali , olmadığı takdirde TBK 19. Maddeye dayalı muvazaa nedenine dayalı iptal talebine ilişkin bulunmaktadır. Tasarrufun iptali davalarını; elinde kesin ya da geçici aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir.(İİK.m.143 ve m.105). Bu yön, dava koşulu niteliğinde olup; mahkemece, re'sen (kendiliğinden) gözetilmesi gerekir. Aciz belgesinin, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra; ya da, istinaf ve temyiz aşamasında dahi sunulma olanağı mevcuttur....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Mahkemece aciz belgesi şartı yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. Dava ön şartları yönünden bir eksiklik bulunup bulunmadığı tam olarak araştırılmamıştır. Ancak bunun öncesinde Mahkemece davanın İİK 277 vd md uyarınca açıldığı kabul edilmiş ise de hak düşürücü süre hususu dikkate alınmamıştır....
Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. TBK 19 muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda ise; 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir....