"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) Taraflar arasındaki uyuşmazlık bozma ilamnda belirtildiği gibi İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sayılı dosyası ile açılan alacak davasının halen devam ettiğini, davanın niteliği itibari ile T.B.K'nın 19'uncu maddesine göre açılan muvazaa davası olduğunu, T.B.K'nun 19'uncu maddesine göre açılan iptal davalarında İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde arandığı gibi icra takibi başlatılmış olması ve aciz vesikası koşulunun aranmayacağını ve yine o maddelerle belirlenen hak düşürücü sürelerinde uygulanmayacağını, ilk derece mahkemesinin davayı red gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığının 17.07.2018 tarihli 2016/772 E. ve 2018/7256 K. sayılı içtihadının da aynı yönde olduğunu ileri sürerek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali (TBK'nın 19. maddesi) istemine ilişkindir....
Bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle, davanın TBK.19. maddesi uyarınca genel muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olup işbu davalarda davacı alacaklının aciz vesikası sunma zorunluluğu bulunmadığını, kaldı ki aciz haline ilişkin dava şartı her zaman tamamlanabilir dava şartı olduğundan bu nedenle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının davanın niteliği ve amacı ile bağdaşmadığını, yine TBK 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davalarında davanın niteliği gereği icra dosyasının varlığı ve kesinleşmesi dava şartı olmayıp borçludan alacaklı olunduğunun ispatlanılmasının yeterli olduğunu, icra takibinin dava derdest iken henüz kesinleşmemiş, takipsizlikle kapatılmış olması da dava şartı yokluğu sayılmayacağını, kaldı ki davaya dayanak İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2013/18160 E. (Yeni 2023/13136 E.) ve 2013/18168 E....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, TBK'nın 19. Maddesi kapsamında tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali, bu olmadığı taktirde İİK 277. maddesine dayalı olarak tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın TBK'nın 19. Maddesi kapsamındaki talep yönünden reddine, İİK 277. maddesine dayanan tasarrufun iptali yönünden KABULÜNE karar verilmiş, karar davalı T5 vekili tarafından istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesinin 2017/954- 2018/776 sayılı kararının Dairemizin 2019/454- 2020/616 sayılı kararı ile davanın öncelikle TBK'nın 19. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle eksik inceleme nedeniyle HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kaldırılmıştır....
Uyuşmazlığın çözümü bakımından somut olayda davanın tarafları, konusu ve davacının talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı tarafın ....davalıların .... ve ... dava konusunun; İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davalı ... tarafından yapılan işlemin asıl amacının davacının alacağını elde etmesini engellemek olduğunun ileri sürülerek ve 3.kişiye yapılan borçlanmanın muvazaalı olduğunu iddia ederek; davacının, alacağın teminini sağlamak için yapılan işlemin iptali istemli eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır....
Yine Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....
İcra Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı-karşı Davacı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Uyuşmazlık 3.kişinin İİK.'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davası ile karşılık dava alacaklının İİK.'nun 97/17.maddesine dayalı olarak açtığı, tasarrufun iptali davasıdır. Davalı, karşı- davacı alacaklı dava konusu aracın borçlu tarafından davacı 3.kişiye danışıklı olarak satıldığını ileri sürerek yapılan tasarrufun iptalini istemiştir....
Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, öncelikle BK. 18. maddelerine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talepli bu mümkün olmadığı takdirde İİK 277 vd maddelerine göre tasarrufun iptali şeklinde açılmış olmasına rağmen talepler tefrik edilmiş ve işbu davada davacı vekilinin 12/12/2008 tarihli dilekçesi ile davanın B.K 18. maddesine dayalı olarak yürütülmesi istenmiş, dosyaya sunulan Yargıtay ilamından da davacının icra takibinde geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmış ve de mahkemece BK 18. maddesine göre sonuçlandırılmış muvazaaya dayalı iptal davasına ilişkin olmakla; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/11/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; İİK.' nun 277.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, (tasarrufun iptali) istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şti olduğunu, ancak bu borçluya davada husumetin ileri sürülmediğini ve açıkladığı nedenlerle davanın tasarrufun iptali olarak görülmesi halinde davanın genel yetki kuralı gereğince müvekkilinin yerleşim yeri olan Adana Mahkemeleri'ne yetkisizlikle gönderilmesini, davanın muvazaaya dayalı tapu iptal tescil davası olarak kabul edilmesi halinde ise kesin yetki kuralı uyarınca dosyanın Kahramanmaraş Mahkemeleri'ne gönderilmesini talep etmiştir. Davalı .... San. ve Tic. AŞ. davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın İİK 277-282.maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK 6 ve 7.maddeleri uyarınca genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi yetkili ve görevli olmakla; davalılar birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılacağının düzenlendiği, davalı ... Ltd. Şti. merkez adresinin ......