ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/02/2023 NUMARASI : 2022/147 ESAS, 2023/47 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı, TBK 19) KARAR : Samsun 4....
ŞTİ'ne aidiyetine ve cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi olduğu, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olarak ve gerekçeli kararda da davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerinden kaynaklı tasarrufun iptali davası olarak kabul edildiği görülmüştür. Dava dilekçesi içeriği, ön inceleme duruşmasındaki uyuşmazlık tespiti ve gerekçeli karar ile açıkça davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali davası olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlığı bakmakla görevli daire Hukuk Daireleri İş Bölümü kararı gereğince 5. Hukuk Dairesi' olduğundan ve Dairemiz ile 5. Hukuk Dairesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan dosyanın, görevli dairenin tespiti için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2022 NUMARASI : 2021/181 E-2022/50 K DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/02/2022 tarih, 2021/181 Esas ve 2022/50 Karar sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili bankadan mal kaçırmak amacıyla davalıların kendi aralarında danışıklı olarak yapmış oldukları İzmir 8. İcra Müdürlüğü'nün 2019/16180 Esas sayılı muvazaalı takibinin ve bu takipten borçlu-davalı T6 maaşı üzerine konulan haciz işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile dava konusu takip ve maaş haczi üzerine İzmir 10. İcra Müdürlüğü'nün 2018/11610 Esas sayılı icra takibi ile ilgili olarak cebri icra yapabilme yetkisi verilmesini istemiştir....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayandığı ve hak düşürücü sürenin eldeki davaya uygulanmayacağı gözönüne alınarak, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
olduğunu, borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak, borçlarını ödememek ve aleyhlerine başlatılan takipleri sonuçsuz bırakmak adına şirket adına bulunan taşınmazları hacizli olarak davalıya devrettiğini, davalının taşınmazları hacizli olduğunu bilerek alması nedeni ile şirketi zarara uğrattığını, devir bedelinin çok düşük olduğunu beyanla 15 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan satış işleminin öncelikle muvazaalı olduğunun tespiti ile İİK 283/1 kıyasen uygulanarak haciz ve satışını isteyebilmelerine ve tasarrufun iptaline, muvazaa iddiasının kabul edilmemesi halinde İİK 277 eve devam gereğince tasarrufun iptali ile İİK 283 gereğince icra takibindeki alacak ve fer'ileri hakkında haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davanın İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddesi uyarınca açılmış olduğu değerlendirmesinde bulunulduğunu, halbuki davanın Türk Borçlar Kanunu 19. maddesinde tanımlanan muvazaa davası olduğunu, esasen ortada bir muvazaa bulunduğunun ispatlandığını, bu konuda açtıkları diğer bir davanın kabul edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir. Bursa 2....
Mahkemece, dava konusu olayda borcun doğumundan önce tasarrufun yapıldığı ve dosyaya aciz vesikasının sunulmaması sebebi ile tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açık olup mahkemenin bu açıklığa rağmen İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelemesi isabetli değildir. . Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/06/2021 NUMARASI : 2019/420 ESAS- 2021/179 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Pazarcık 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04/06/2021 tarih ve 2019/420 Esas ve 2021/179 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evli olduklarını, davalının başka bir kadınla birlikte yaşadığını, davacı lehine aylık 1.000,00 TL nafakayı ödemediğini bu nedenle aleyhine icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine davalının adına kayıtlı olan traktörü muvazaalı şekilde alacaklıdan mal kaçırmak için yeğenine devrettiğini beyan etmiş ve Gaziantep 11. Noterliğinin 34 XX 761 plakalı aracın devrine ilişkin 19/08/2019 tarihli işlemin iptaline karar verilmesini ve araç kaydının önceki halinde getirilmesine, mümkün olmadığı takdirde tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....