DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, İİK 277 ve devam maddelerine dayalı tasarrufun iptali talebi ile açılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, davalı T3 vekili tarafından kararın istinaf kanun yoluna taşındığı görülmüştür. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Davacı, alacağının tahsilini engelleyen bir işleme karşı, takip yapılmamış olması halinde veya İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi durumlarda 818 sayılı BK 18.(6098 sayılı T.B.K 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde vurgulanmış ve aşamalarda da davanın İİK 277 vd maddelerine dayalı iptal istemine ilişkin olduğuna dair bir beyanda bulunulmamıştır. Bu nedenle davacının talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması ve BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davacının İİK 277 vd kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek hüküm tesisi isabetli değildir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/980 KARAR NO : 2023/946 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SELÇUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/186 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28/09/2022 gün ve 2022/186 Esas sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı T1 vekili Av....
Müdürlüğünün 2013/30566 ve 2011/3094 Esas sayılı takip dosyalarındaki alacaklar ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere cebri ... yapma yetkisi tanınmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 vd. maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Davalı ... 18.9.2007 tarihli duruşmada borçlunun arkadaşı olduğunu, dava konusu aracı bedelsiz olarak ve borçları nedeniyle geri alma şartına bağlı olarak kendisine sattığını, dava konusu taşınmazı da yine bedelsiz olarak borçlunun verdiği vekaletname ile borçlu adına onun dünürü olan davalı ...'a sattığını, davayı kabul ettiğini ancak yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini imzası ile beyan etmiştir. Davalı ... vekili, borçlunun adına kayıtlı taşınmazları olduğundan aciz halinin gerçekleşmediğini, taşınmazı bedeliyle aldıklarını ve halen kullandıklarını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davacı vekilinin verilen kesin süre içerisinde dava şartı olan aciz vesikasını dosyaya ibraz etmemesi nedeniyle HUMK'nun 163.maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Mahkemenin nitelendirilmesi ve verilen karar toplanan delillere, dosya içeriğine uygun değildir. Bir davanın İİk.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle davacının icra takibine konu ettiği kesinleşmiş bir alacağının bulunması, alacaklının alacağını tahsil edemeyip borçlu hakkında aciz belgesini alması ve alacaklının alacağına kavuşmasının engelenmesi için bu nedenle yapılmış bir muvazaalı tasarrufun olması gereklidir. Davacı vekili 17.7.2007 havale dilekçesi ile davanın İİK. nun 277 maddesinden doğan tasarrufun iptali davası olmadığını, davanın şirket mal varlığının, şirket ortağı olan davalı ... tarafından satış olarak gösterilen ancak muvazaalı bağış işleminin iptali davası olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece dava İİK.nun 277. maddesindeki tasarrufun iptali davası olarak nitelendirildiği için araçların satıldığı ... davaya 4. kişi sıfatı ile dahil edilmiştir....
DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T7'in İstanbul 9....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre tasarrufun borçtan önce yapıldığı ve muvazaa iddiası ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, takip konusu borcun tasarruftan önce doğduğunun iddia ve ispatlanamamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 30.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır. Diğer bir anlatımla ihtiyati haciz, devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulmasıdır. Bu dosyalarda ihtiyati tedbir kararı verilemez. Çünkü aynına ilişkin değildir. Ancak İİK 277'ye dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK 281/2 maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı vermek gerekmektedir....
Tasarrufun iptali nedenleri İİK 278,279 ve 280. Maddelerde sayılmıştır. Nitekim İİK 277. Maddesinde "İptal davasından maksat 278, 279 ve 280 inci maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmettirmektir." İfadesi ile bunu vurgulamıştır. Mahkeme gerekçesine bakıldığında İİK belirtilen tasarrufun iptali nedenlerinden hangisine dayanarak tasarrufu iptal ettiğini göstermemiştir. Bu yönüyle de karar Anayasanın 141. Maddesinde "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.." düzenlemesine de aykırıdır. Diğer taraftan mahkemenin tasarrufun iptalinde ki "İpotek tesisi için davacı tarafın alacağını ortaya koyması gerekirken bu yönde herhangi bir delil ibraz edememiş olduğu.." gerekçesinde ispat külfetini üçüncü kişiye yüklediği anlaşılmaktadır. Oysa tasarrufun iptalini isteyen alacaklı borçlunun alacaklılardan mal kaçırma kastını ve İİK 278 ve 279. Maddelerde ki iptal nedenleri yoksa İKK 280....