Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir....
e müracaat edilemiyeceği, dava konusu tasarrufun 23.11.2005 tarihli borçtan önce yapıldığı, muvazaa iddiasının dinlenebilmesi için davacının hukuki yararı ve ilgisi olması gerektiği, davalı borçlunun temlik sırasında ileride şahsen borçlanacağı öngörüşüyle alacaklıdan mal kaçırma inancı ile tasarrufta bulunduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması, borcun iptali istenen tasarruftan önce doğması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmesi ve aciz belgesinin alınmış olması gereklidir. Somut olayda davalı ... davacı şirkete borçlu olan ... AŞ'nin kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesidir. Davalının 17.11.2006 tarihli cevap dilekçesinden de anlaşıldığı üzere davalı ... ortağı olduğu borçlu ......
Davalı T5 istinaf dilekçesinde özetle; kendisine ait farklı taşınmazların da olduğunu, diğer taşınmazların devrinin yapılmadığını, imar kanunu uyarınca tüm yasal mirasçılar ile devretme durumu olduğunu, 3194 sayılı İmar Kanunu gereğince yapıldığını, doğrudan tarafların akraba olmasına ve bedelsiz olarak devir yapılmasına dayanıldığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK.'nın 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme davanın kabulüne karar verdiği istinafa davalıların geldiği görülmüştür. Dava tasarrufun iptali davasıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2017 NUMARASI : 2016/434 (E) 2017/509 (K) DAVA KONUSU : 2004 sayılı İcra İflas Kanununun (İİK) 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı Odakar İnşaat Yapı Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi ile müvekkili T1 arasında 907.700,00 TL limitli olarak akdedilen genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerini müteselsil kefil olarak imzalayıp ve kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesap kat edilerek borcun muaccel hale geldiğinin bildirilmesinin ardından İstanbul 16'ncı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1715 D....
Mahkemece davanın hukuki nitelendirmesi İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali olarak nitelendirilmiş olmasına Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2008/ 15381 sayılı icra dosyasından davalı borçlu aleyhine düzenlenmiş aciz vesikası bulunmadığı gibi, İİK 105 kapsamında da düzenlenmiş haciz tutanağının da bulunmamasına göre davanın aciz vesikası yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece verilen karar sonucu itibari ile doğru görüldüğünden davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 38,15 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi ile İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptalini ve müvekkili olan banka alacağı nedeniyle dava konusu takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK 277 ve BK 19 maddesine göre terditli açılan maaş haczine dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/04/2021 tarih ve 2020/331 Esas, 2021/153 Karar sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Bu tür davaları elinde kat'i (İİK 143) veya geçici aciz belgesi(İİK 105) bulunan alacaklılar açabilir. Aciz belgesinin varlığı mahkemenin de kabulünde olduğu gibi dava şartı olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Bu tür davaları elinde geçici (İİK madde 105)veya kat'i aciz belgesi (İİK madde 143)bulunan alacaklılar açabilir. Aciz belgesinin varlığı dava koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Mahkemece, davalı borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i aciz belgesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ... verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun bulunmamıştır. Borçlunun, bulunan ve icraca haczedilen mallarının takdir edilen kıymetlerine göre alacağı karşılamaya yetmediğini belirten haciz tutanağı İİK'nin 105/2 maddesi gereğince geçici aciz belgesi niteliğindedir....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1 ). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir....
A.Ş. ile davalılar ..., ... ve ... aralarındaki dava hakkında ... 3.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 04.12.2008 gün ve 2006/197 - 2008/693 sayılı hüküm Dairenin 27.04.2010 gün ve 2010/3111 - 3898 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, bu kez davalılardan ... vekili ile .. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup Yargıtay ilamı kararın düzeltilmesini talep eden davalı ... vekili avukat... ile ... vekili avukat ...ya 02.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiş, karar düzeltme dilekçesi ise HUMK’nun 440/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra davalı ... vekili tarafından 06.09.2010 tarihinde, diğer davalı ... ... vekili tarafından ise 13.09.2010 tarihinde verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi dışında davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalılar ... ve ... vekili avukat ...’e 20.07.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 25.08.2011 tarihinde verilmiştir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğundan HUMK 176/1 maddesi ve bu fıkranın 11. bendi uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK’nun 177. maddesi hükmü de uygulanmaz....