Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili, 21/11/2017 ve 30/11/2017 tarihli celselerde, davanın, muvazaalı ipoteğin iptaline ilişkin olduğu, sıra cetveline itiraz yönünden taleplerinin bulunmadığını açıklamıştır. İlk derece mahkemesince de, dava, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimi ve davacı vekilinin açıklamalarına göre, mahkemenin davanın nitelendirilmesine ilişkin kabul şekli isabetlidir. Ancak davacı tarafın herhangi bir hukuksal neden bildirmemiş ve muvazaaya dayanmış olması nedeniyle, davanın hukuki dayanağı İİK 277 ve devamı maddeleri yanında, dava tarihinde yürürlükte bulunan BK'nın 18. maddesi de oluşturmaktadır....

    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; " ... dava , İİK 277 vd. Maddeleri uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19 gereği muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....

    iptali gerektiğini beyanla tasarrufun İİK'nın 277.maddesi ve TBK'nın 19.maddesi gereğince vekil eden yönünden iptaline, taşınmazın cebri icra yolu ile Muş İcra Müdürlüğü'nün 2014/3133 ve 3135 esas ve Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüğü'nün 2020/49464 esas sayılı takip dosyasından olan alacağı karşılayacak miktarda haciz ve cebri satış yetkisinin vekil edene verilmesini, taşınmaz üzerine teminatsız ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Karara karşı davacı vekili, mahkemenin 09/12/2021 tarihli duruşmada verilen harcın ikmaline ilişkin ara kararında nisbi harcı yatırmak üzere süre verildiğini, ancak başvurma harcına ilişkin herhangi bir ihtarat bulunmadığını, öncelikli olarak ilgili ihtarat gerekli şekil şartlarına uygun olmadığı için harç miktarları da açıkça belirtilmediğinden 31/03/2022 tarihli duruşmada verilen dosyanın işlemden kaldırılması kararının akabinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, İİK nın 277. ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK nın 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalılardan ... vekiline usulüne uygun biçimde 27.07.2007 tarihinde diğer davalı ...’ya ise 20.07.2007 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçeleri ise davalılar tarafından HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 11.9.2007 ve 12.09.2007 tarihlerinde verilmiştir....

      Alacaklının bu soruya vereceği cevaba göre ya BK 19. maddesine dayalı dava ya da İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı dava açar. Muvazaa olmadan da salt alacaklıları zarara uğratmak için devir yapılabilir. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel bir dava olduğu halde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının borçlu adına tesciline karar verir. Muvazaa iddiası, zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebildiği hâlde iptal davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren en geç hak düşürücü süre olan beş yıl içinde açılması gerekir (İİK m.284). Yukarıda belirtilen ilke ve kurallardan da anlaşılacağı üzere TBK 19. maddesine dayalı muvazaa davası ile İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası şartları ile hüküm ve sonuçları bakımından birbirinden ayrı davalardır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/04/2022 NUMARASI : 2020/252 ESAS 2022/261 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Uşak 2....

        Davalı ... vekili,davalı ... vekili ve davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;İİK 277 vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasında ... vesikasının sunulması dava şartı olup davacı tarafından sunulan h... tutanakları ... vesikası niteliğinde kabul edilemeyeceğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun h... yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

          Eğer dava ...277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış ise bu üç koşula ilaveten borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i (İİK 143.madde)veya geçiçi aciz (İİK 105.madde)belgesinin bulunması da gereklidir. Aciz belgesinin varlığı sadece İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için önkoşul olup 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Gerek 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı, gerekse İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasının görülebilirlik koşullarından biri, mahkemece de belirlendiği gibi alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince, olmadığı takdirde TBK'nun 19. Vd. Maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların "geçersiz" ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

            UYAP Entegrasyonu