Bu durumda mahkemece, HMK'nun 31. maddesi uyarınca davacı tarafın isteğinin ne olduğu, davayı, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası mı yoksa, TBK'nun 19. maddesine dayalı iptal davası olarak mı açtıklarının açık ve net bir şekilde açıklattırılması, aynı yasanın 33. madde hükmünün gözönünde bulundurularak, davanın, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğunun kabulü halinde, aynı yasanın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal koşullarının araştırılması, TBK'nun 19. maddesine dayalı iptal ve tescil isteği ise, davacının tasarrufa konu şirket hisselerinin borçlu adına tescil isteminde bulunabileceğinin, ancak bu halde dahi, alacaklının alacağını alma amacı ile bu davayı açtığı bu nedenle, İİK'nun 283. maddesi hükmünün kıyasen uygulanarak haciz ve satış yetkisinin verilebileceğinin düşünülmesi, ondan sonra taraf delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere...
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, davalılardan ...’nun müvekkiline olan borcu nedeniyle yapılan icra takibinde borcuna yetecek haczi kabil malının bulunamadığını ancak kendisine ait ... ilçesinde kain taşınmazını kardeşi olan diğer davalı ...’e alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla satmış, ancak bu satışın İİK’nun 277. maddesi hükmüne göre iptal edileceğini öğrendiği için yine aynı değerle 3. kişi ...’e devrini sağlamış olduğundan bu devir işlemlerinin B.K. 18. maddesine göre iptali ile taşınmazın M.... ... üzerine tesciline ve bu tescilden sonra İİK.’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince alacağın tahsili amacı ile borçlu davalı ... ... ile diğer davalı ... arasındaki tasarrufun iptaline, mümkün olmadığı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, İİK. 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 23.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali olarak nitelendirilerek, aciz haline ilişkin ön şart yokluğu nedeniyle değerlendirme yapılarak karar verilmiş ise de, terditli talep TBK'nın 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali açısından değerlendirilme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/505 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçtiklerini, davalı T6 kayden maliki bulunduğu Muğla İli, Bodrum İlçesi, Eskiçeşme Mahallesi, 12 ada, 48 parsel, zemin kat, 11 nolu bağımsız bölümünü, alacaklılarının alacaklarını sonuçsuz bırakmak amacıyla diğer davalılara devrettiğinden bahisle yapılan muvazaalı devirlerin; İİK'nun 277 v.d maddeleri uyarınca iptali ile, takibe konu alacak ve fer'îleriyle sınırlı olmak üzere, taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına ve taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, İİK'nun 277 v.d maddeleri kapsamında, tasarrufun iptali istemiyle açtığı davasını, 07/11/2017 Uyap kayıt tarihli ıslah dilekçesi ile, davasını tamamen ıslah ederek, TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaa davasına dönüştürdüğü ve mahkemece de, davanın TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaa davası olduğu kabul edilerek, yargılama bu şekli ile yapılıp, davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür....
Tasarrufun iptali davasının esastan reddi halinde iptali istenen tasarrufun değeri ile takip konusu alacak miktarından hangisi az ise o miktar üzerinden nispi vekâlet ücreti takdiri gerektiğini, mahkemece alınan kök ve ek bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, İstanbul Anadolu 3'üncü İcra Ceza Mahkemesinin 2017/325 (E) sayılı dosyası ile davalıların alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek ve şirketin iflasını istememek suçlarından yargılandığını, davalı T4'un hemşerilik ilişkisinden dolayı diğer davalı şirketin izrar kastını bilecek veya bilebilecek durumda olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, İİK'nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/06/2021 NUMARASI : 2019/420 ESAS- 2021/179 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Pazarcık 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04/06/2021 tarih ve 2019/420 Esas ve 2021/179 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evli olduklarını, davalının başka bir kadınla birlikte yaşadığını, davacı lehine aylık 1.000,00 TL nafakayı ödemediğini bu nedenle aleyhine icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine davalının adına kayıtlı olan traktörü muvazaalı şekilde alacaklıdan mal kaçırmak için yeğenine devrettiğini beyan etmiş ve Gaziantep 11. Noterliğinin 34 XX 761 plakalı aracın devrine ilişkin 19/08/2019 tarihli işlemin iptaline karar verilmesini ve araç kaydının önceki halinde getirilmesine, mümkün olmadığı takdirde tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hayatın olağan akışı içinde, yerleşik Yargıtay içtihatları ve satışı yapılan taşınmazın tapu kaydında yer alan haciz şerhleri karşısında adına kayıtlı taşınmazı , davalı-borçlunun diğer davalıya satması karşısında tasarrufa konu işlemi gerçekleştiren tarafların kastları ve kötü niyetleri sabit olduğunu, davalılar arasında yapılan taşınmaz satış işlemleri muvazaalı olup tbk. 19. maddesi uyarınca da iptali gerektiğini, borçlunun alacaklısını zarara uğratmak kastıyla yaptığı tasarruftan zarar gören alacaklı dilerse İİK. 277. ve devamı maddelerine göre iptal davası dilerse genel hüküm niteliğindeki TBK. 19. maddesine göre muvazaa davası açabilir. Yargıtay bu iki talebin aynı davada terditli olarak da açılabileceğini kabul etmektedir....
iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda mahkemece dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiş ise de Mahkemenin bu nitelendirmesine katılma olanağı bulunmadığından Mahkemece davacı tarafından davalı borçlu .... aleyhine açılan .... Hukuk Mahkemesinin .... Hukuk Mahkemesinin 2007/40Esas) sayılı dava dosyalarının sonucu beklenerek alacağın kesinleşmesi halinde mevcut delillerin TBK'nun 19 maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede yapılan hata sonucu davanın reddi isabetli görülmemiştir....
olduğunu, borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak, borçlarını ödememek ve aleyhlerine başlatılan takipleri sonuçsuz bırakmak adına şirket adına bulunan taşınmazları hacizli olarak davalıya devrettiğini, davalının taşınmazları hacizli olduğunu bilerek alması nedeni ile şirketi zarara uğrattığını, devir bedelinin çok düşük olduğunu beyanla 15 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan satış işleminin öncelikle muvazaalı olduğunun tespiti ile İİK 283/1 kıyasen uygulanarak haciz ve satışını isteyebilmelerine ve tasarrufun iptaline, muvazaa iddiasının kabul edilmemesi halinde İİK 277 eve devam gereğince tasarrufun iptali ile İİK 283 gereğince icra takibindeki alacak ve fer'ileri hakkında haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....