Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; ilk derece mahkemesince, davanın İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davası olduğu görüşünden hareket edilmiş ise de; dava açan dilekçede, İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasına ilişkin, dava ön şartlarının somut olayda mevcut bulunduğundan bahsedilerek, davalılar arasında yapılan taşınmaz hisse devirine ilişkin işlemin muvazaalı olduğu belirtilerek iptali isteğinde bulunulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 17. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Dairemizce verilmiş olan 04/3/2022 tarih ve 2022/296 esas 2022/490 karar sayılı kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Açılan dava İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali, terditli olarak ise TBK.nun 19.maddesine dayalı muvazaa nedenine dayalı iptal davasıdır. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
"iptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer." hükmü mevcut olup davanın görülebilmesi için satışın yapıldığı tarih olan 17/03/2014 tarihinden sonra davanın 30/01/2020 tarihinde açılmış olduğu dolayısıyla 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı belirtilerek dava reddedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne varki Davacı taraf terditli talepte bulunarak öncelikle İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan satış işleminin tasarrufun iptalini mümkün olmazsa TBK'nun 19. Maddesi uyarınca iptalini istemiş,mahkemece talep İİK 277 vd talep olarak değerlendirilip karar verilmiştir. Davacının TBk 19. Maddesine dayalı talepte de bulunduğu halde bu husus hiç incelenmemiştir. Bu tür davalar hak düşürücü süreye tabi olmaksızın, davacı tarafından her zaman açılması mümkün olan davalardır. Bu durumda davacının TBK 19....
TTK'nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu madde de tahdidi olarak sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ticari davadır. İstisnaları ise 4/2.madde de gösterilmiştir. Somut olayda, tarafların tacir oldukları tartışmasızdır. Sayın çoğunluk davanın, İİK 277.maddesine dayalı olmasını gerekçe yaparak asliye ticaret mahkemesinin görevsizlik kararını onamaktadır. Ancak 6102 Sayılı Yasa'nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari davadır. Bu nedenle nisbi ticari davalarda, davanın hukuki sebebinin İİK veya TBK veya bir başka yasaya dayalı olup olmamasına değil ihtilafın, tacir olan tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılması gerekir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/980 KARAR NO : 2023/946 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SELÇUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/186 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28/09/2022 gün ve 2022/186 Esas sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı T1 vekili Av....
Davalı T5 vekilinin istinaf nedenleri ise; ilk derece mahkemesince verilen kararda, davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde tanımlanan tasarrufun iptali davası olduğu ve somut olayda tasarrufun iptali şartlarının vuku bulduğu açıklandıktan sonra TBK'nun 19.maddesinde tanımlanan muvazaaya dayalı iptal davasına göre hüküm kurulmuş olmasının çelişkili bulunduğu, zira TBK'nun 19.maddesi kapsamında açılan bir davada İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerinin değerlendirilemeyeceği, somut olayda davanın TBK'nun 19.maddesine dayanılarak açıldığının sabit bulunduğu, bu durumda inceleme ve değerlendirmenin sadece bu kapsamda yapılması gerektiği, ayrıca kabule göre de İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2015/190 sayılı dosyasındaki takibin kesinleşmediği, usulsüz tebligat nedeniyle İstanbul 18....
Maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davasında mahkememizin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine ..." gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali niteliğindedir. Bu davalardaki amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz sayılması ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasıdır. Böylece ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsili amaçlanır. Davada alacaklı ile borçlu olan şirketler arasında ticari bir alım satım ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak davaya konu edilen taraflar arasındaki bu alım satım ilişkisi değil, davalı şirket ile diğer davalı 3. kişi arasındaki muvazaalı olduğu ve iptali istenilen işlemdir....
Dava İcra ve İflas Kanunun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ticari hayatta çeklerin vadeli (ileri tarihli) kullanılabilmesine davacı ile davalı borçlu arasındaki takip konusu çeklerin verilmesini gerektirir ticari ilişkinin 2009 yılından itibaren devam etmesine, taşınmazın tapudaki satış bedeli ile rayiç değeri arasında bedel farkı olmasına, İ.İ.K 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptale tabi bulunmasına göre davalı ...'in yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 717,34 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına 13/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, İİK. 277 vd maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptaline ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir....