Yukarıda da bahsedildiği üzere davacı alacaklı icra takibi yaptığı üçüncü kişi için borçlunun yaptığı tasarrufların iptali için İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak dava açılabilir. Oysa davalılar Yaşar FİDAN ile T7 karşı yapılmış icra takibi olmadığından İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak bu davalılara karşı açılan davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ancak davacı TBK 19. maddesine de dayanmakla bu davalılar açısından açılan davanın TBK 19. maddesine dayalı dava olduğunun kabulü gerekir. O, halde mahkemece yapılması gereken iş davacının borçlu davalı Gümüşkaya petrol nak.inşaat limited şirketinin üçüncü kişi olan davalı Canım inş ve tic limitedi arasındaki tasarruf için( 2742 ada 5 parsel) İİK 277 ve TBK 19. maddeye ilişkin tasarrufun iptali davasını bu dosyada incelemek; TBK 19. maddesine dayanarak davalı borçlu olduğu iddia edilen Yaşar Fidan tasarruf yaptığı üçüncü kişi T15 onunda dördüncü kişi olan T13'e yaptığı tasarruf (2800 ada 2 parsel 9....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/84 esas, 2021/212 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun İptali-Muvazaa (İİK 277 Ve Devamı-TBK. 19.) talebinin kabulüne karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava;Tasarrufun İptali-Muvazaa (İİK 277 Ve Devamı-TBK. 19.) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......
Diğer yandan, usul ekonomisi de düşünüldüğünde varılacak sonuç aynı olacağını, Açıklanan nedenler karşısında mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması ve işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın açıldığı tarihte taşınmazın elden çıkarıldığından bahisle davanın reddi yönünde karar verilerek önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır........ gerekçesiyle açıklanan nedenlerle Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.02.2020 tarihli 2018/659 E. ve 2020/81 K. sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TBK 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir....
Konunun aydınlatılması bakımından genel olarak mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18.maddesinde (yeni 6098 s.TBK 19.m) düzenlenen genel muvazaa ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarına değinilmesinde yarar bulunmaktadır: 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 18.maddesinde; (Yeni 6098 sayılı TBK 19.madde) “Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Tahriri borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisabeden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz.” hükmü ile genel muvazaa düzenlenmiştir....
İlk derece mahkemesince; davalılar arasında taşınmaz satışına ilişkin bir tasarruf olmadığı, taşınmazın davalı T3 tescilinin cebri icra yolu ile yapılan ihale sonucu gerçekleştiği, tasarrufun iptali davasının ön koşullarından olan taraflar arasında mevcut tasarruf koşulunun oluşmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görülebilmesi için ön koşulların oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri veya TBK 19. maddesi uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Öncelikle dava harcının eksik yatırıldığı, yerel mahkemece harç tamamlatılmadan davaya devam edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır....
Tasarrufun iptali davalarında, davacı dilerse TBK. 19. maddesine, dilerse İİK. 277 ve devamı maddelerine göre muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davası açabilir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamasında da belirtildiği gibi; iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
DELİLLER : İddia, savunma, icra dosyası, tapu kayıtları ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, İİK.277.vd.maddeleri gereğince tasarrufun iptali , olmadığı takdirde TBK 19. Maddeye dayalı muvazaa nedenine dayalı iptal talebine ilişkin bulunmaktadır. Tasarrufun iptali davalarını; elinde kesin ya da geçici aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir.(İİK.m.143 ve m.105). Bu yön, dava koşulu niteliğinde olup; mahkemece, re'sen (kendiliğinden) gözetilmesi gerekir. Aciz belgesinin, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra; ya da, istinaf ve temyiz aşamasında dahi sunulma olanağı mevcuttur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/147 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Nazilli 2....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca aciz vesikasının yargılamanın her aşamasında alınarak ibrazının mümkün olduğunu, kaldı ki mezkur davanın terditli açıldığını, muvazaa nedenli Tapu İptali davası için aciz vesikası gerekmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup re'sen dikkate alınması gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri, olmadığı takdirde muvazaaya dayalı( BK 19) tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davalarında davanın dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek bir alacak olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277. md) bulunması gerekir....