Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak tasarrufun iptali davası açtığı anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaz davalı borçlu ... tarafından ilk olarak 04.12.2008 tarihinde davalı ...'a satılmıştır. Dava ise görevsiz mahkemede 12.03.2014 tarihinde beş yıllık hakdüşürücü süreden sonra açılmıştır. Bu halde mahkemece, davanın İİK'nun 284.maddesi gereğince hakdüşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli değildir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... ve ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kabule göre; mahkemece Borçlar Kanunu 19 a göre değerlendirme yapılarak karar verilmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; " ... dava , İİK 277 vd. Maddeleri uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19 gereği muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava TBK'nun 19. Maddesi ve İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan satış işleminin iptaline yönelik tasarrufun iptali isteminden ibarettir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Hükmüne uyulan bozma ilamında, davanın İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu, borçlu davalı ... tarafından taşınmazın diğer davalı ...’a satış tarihinin 19.06.2002, dava tarihinin ise 12.03.2009 olduğu, İİK'nin 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılmasının öngörüldüğü, sürenin hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerektiğinden mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığına değinilmiştir....

      Davalı ... vekili aciz belgesi sunulmadığını, borca ve imzaya itiraz edildiğinden takibin kesinleşmediğini taşınmazın iyiniyetle alındığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu tasarrufun alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne alacak miktarıyla sınırlı olarak Antalya Merkez Dutlubahçe 2621 Ada 4 nolu parsele ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı madde de iptal davalarının amacının İİK 278, 279 ve 280.maddelerde yazılı borçlunun borcun doğumundan sonra yaptığı mevcudunu azaltmaya yönelik tasarruflarının butlanına hükmettirmek olduğu açıklanmaktadır....

        İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların gerçekleşmesine kadar, kötü niyetli borçlu ile 3. kişi ve diğer 3. kişiler arasında iptale konu mal veya hakkın el değiştirmesi ve son hak sahibinin iyi niyetli kabul edilmesi halinde alacaklının alacağını elde edememe gibi bir tehlike ile karşı karşıya kalabileceği iddiası ve bu yönde açılan davalarda davacının hukuki yararı vardır şeklindeki gerekçede kanaatimizce doğru değildir. Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir....

          Bu anlamda dairemizin sayın çoğunlunun görüş ve düşüncesine göre açılan, İİK’ nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımamasına rağmen sadece B.K nun muvazaayı düzenleyen 18. maddesine göre kabul edilen, borçlu olduğu iddia edilen kişi ile 3. kişi arasındaki mal kaçırmaya ilişkin hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında davaların yasal dayanağı, davacının dava açmakta hukuki yararı ve verilen kararın uygulanma (infaz) kabiliyeti yoktur. Şöyleki, 1- İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımayan hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali davalarında dairemizin sayın çoğunluğunun yasal dayanak olarak kabul ettiği B.K nun 18. maddesi, tüm muvazaalı işlemlerde uygulanan genel ve işlemlerin yorumlanması ile ilgili bir madde olup, tek başına bu davaların yasal dayanağını oluşturmaz. Yargıtay 4....

            Bu anlamda dairemizin sayın çoğunlunun görüş ve düşüncesine göre açılan, İİK’ nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımamasına rağmen sadece B.K nun muvazaayı düzenleyen 18. maddesine göre kabul edilen, borçlu olduğu iddia edilen kişi ile 3. kişi arasındaki mal kaçırmaya ilişkin hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında davaların yasal dayanağı, davacının dava açmakta hukuki yararı ve verilen kararın uygulanma (infaz) kabiliyeti yoktur. Şöyleki, 1- İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımayan hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali davalarında dairemizin sayın çoğunluğunun yasal dayanak olarak kabul ettiği B.K nun 18. maddesi, tüm muvazaalı işlemlerde uygulanan genel ve işlemlerin yorumlanması ile ilgili bir madde olup, tek başına bu davaların yasal dayanağını oluşturmaz. Yargıtay 4....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/274 KARAR NO :2022/270 DAVA:Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) DAVA TARİHİ:06/04/2011 KARAR TARİHİ:21/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka tarafından, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak, dava dışı ... Taah. ve Paz. Ltd. Şti.’ne kredi kullandırıldığını, davalı ...'ın kredi kullanan şirketin yetkili temsilcisi ve müşterek borçlu müteselsil kefili olduğunu, ödenmeyen kredi borcu hesabının kat edildiğini, .... İcra Müdürlüğü’nün ... E.s. dosyasından genel haciz yolu ile, davalı-borçlu kefil ... aleyine icra takibine girişildiğini, borcu karşılayacak mal bulunmadığını, 18.01.2011 tarihinde ... ... İlçesi ... Mahallesi 153 ada, 7 parselde kayıtlı 42/180 arsa paylı taşınmazı davalı ...'e, 27.12.2010 tarihinde ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalılardan ... vekiline usulüne uygun biçimde 27.07.2007 tarihinde diğer davalı ...’ya ise 20.07.2007 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçeleri ise davalılar tarafından HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 11.9.2007 ve 12.09.2007 tarihlerinde verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu