Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e 27.04.2011 tarihinde yapılan tasarruf işleminin iptali ile cebri icranın devamına, cebri icra yoluyla satıldıktan sonra kalan bedelin davalı ...'e verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.'...

    Hukuk Dairesinin 2021/19277 Esas ve 2022/10757 Karar numaralı, 21/09/2022 tarihli kararıyla özetle; "Asıl davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açıldığının anlaşılmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava yönünden İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali koşulları olup oluşmadığı belirlenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. (...) Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne; muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davaları ise yazılı yargılama usulüne; tabidir. Birleşen dava yönünden davacı vekillerinin özellikle temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri beyanlara göre birleşen davanın TBK 19 maddesine dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Farklı yargılama usulüne tabi davaların birlikte görülmesi caiz değildir....

    Noterliğinin 24.09.2021 tarih ve 16752 yevmiye nolu sözleşmesi ile T1 A.Ş ye devir ve temlik edildiği, davalı borçlu taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiği, davalılar arasında yapılan taşınmaz satış işlemi muvazaalı olup TBK 19. Maddesi ve İİK.277 ve devamı maddeleri uyarınca iptalinin gerektiği, davalılar arasında yapılan satış işleminin müvekkil şirket yönünden iptalinin gerektiği, İİK.md 281/2 maddesi ve 5411 sayılı yasanın ilgili hükümleri uyarınca müvekkil şirketin bir güven kuruluşu olması sebebiyle teminatsız olarak ihtiyati haciz ve tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, İ.İ.K. 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın belirlenen bedeliyle tapu satış bedelinin uyumlu olduğu, satış bedelinin banka aracılığıyla ödendiği, davacı tarafından satışın alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığının ispatlanamadığı, bu durumda İİK 278 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasının unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TBK 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....

      Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. ----------da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. --------- maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19. ve İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davaları, şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        Davacı vekili davasını hernekadar Borçlar Kanununun 18. maddesi yada İİK'nun 279. maddesinde gösterilen hukuki sebeplere göre terditli açmış ise de dava, dava dilekçesindeki ileri sürülüşe, cevaba cevap ve temyiz dilekçeleri içeriğin ve de icra hukukuna yönelik işlemlerin yapılmasına nazaran İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali niteliğinde olduğu ve de davacı davasını açıkça Borçlar Kanunun 18. maddesindeki muvazaa hukuksal sebebine hasretmediğinden dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 13.10 YTL peşin harcın onama harcına mahsubuna 8.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Gerek, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davaları gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davalarında, diğer dava koşullarının yanında borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Borcun doğumundan kasıt ise borçlu hakkında başlatılan takibin tarihi değil, takibe esas olan borcun doğduğu tarihtir. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz....

            Ancak bu aşamada şu hususu özellikle vurgulamak gerekir ki alacaklı, borçlunun mal kaçırmak amacıyla tasarrufta bulunduğu kanaatine vardığında önünde seçimlik iki hak vardır: Koşulları varsa İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve özel nitelikte koruma sağlayan tasarrufun iptali davası veya TBK’nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açabilir. Diğer bir deyişle İİK anlamında alacaklı ve dolayısıyla dava açmakta hukuki yararı olduğunu ispat eden herkes iptal davası yerine genel muvazaa davası da açabilir. Davacının bu anlamda seçim hakkı veya terditli dava açma hakkını kabul etmek gerekir. Ancak İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasını açma koşulları bulunmayan kişinin açtığı genel muvazaa davasında, tapu iptali ve tescil yerine davalıya ait taşınmaz üzerinde alacak ve ferileriyle sınırlı olmak kaydıyla davacıya haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi şeklinde hüküm kurulması mümkün değildir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Dairemizce verilmiş olan 04/3/2022 tarih ve 2022/296 esas 2022/490 karar sayılı kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Açılan dava İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali, terditli olarak ise TBK.nun 19.maddesine dayalı muvazaa nedenine dayalı iptal davasıdır. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

              UYAP Entegrasyonu