ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 18/12/2020 NUMARASI: 2020/653 2020/696 DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tasarrufun iptaline ilişkindir. İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesince, "... Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelinin çek ve bonoya dayandığı anlaşılmakla TTK md. 4 uyarınca mutlak ticari dava olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir...." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, "......
İcra Müdürlüğünün 2017/5123 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu hakkında yapılan takibin kesinleştiğini, müvekkili şirketin harçtan muaf olduğunu, müvekkili şirketin alacağının tahsil imkanının bulunmadığını, davalı borçlunun taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiğini, davalılar arasında yapılan taşınmaz satış işleminin muvazaalı olduğunu, İİK 277 vd maddeleri ile TBK. 19. Maddesi uyarınca iptalinin gerektiğini belirterek öncelikle İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına teminatsız ihtiyati haciz ve davanın TBK 19. Maddesine dayalı olduğu hususu da nazara alınarak HMK 389....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali (iik 277 ve devamı) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK'nun 277 ve 278. maddelerine dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlığın çözümü bakımından somut olayda davanın tarafları, konusu ve davacının talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı tarafın ....davalıların .... ve ... dava konusunun; İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davalı ... tarafından yapılan işlemin asıl amacının davacının alacağını elde etmesini engellemek olduğunun ileri sürülerek ve 3.kişiye yapılan borçlanmanın muvazaalı olduğunu iddia ederek; davacının, alacağın teminini sağlamak için yapılan işlemin iptali istemli eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır....
yaptırarak ona göre yargılamaya devam etmesi gerekirken davaya karma bir dava olarak devam etmesi, hangi yargılama usulüne göre devam ettiğini belirtmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğini, 3- Dava süresi ve ispat bakımından TBK 19, hüküm ve sonuçları yönünde İİK 277 ve devamı maddelerinin uygulanmasını gerektiren karma bir davanın usulsüz olduğunu, 4- Dava dilekçesinde yazılı hukuki nitelendirmeye bakılmaksızın İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğu kuşku ve duraksamadan uzak olduğunu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ve içeriğine dikkat edildiğinde müvekkil borçlu T6 hakkında alınmış kesin ya da geçici aciz vesikası da bulunmadığını, Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için sadece icra dosyasının değil icra dosyasına konu ilamın yani alacağın kaynağını oluşturan mahkeme ilamının da kesinleşmesi gerekmektedir....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksikliğin yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava TBK'nun 19. Maddesi ve İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan satış işleminin iptaline yönelik tasarrufun iptali isteminden ibarettir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....