Davacı vekili, 21/11/2017 ve 30/11/2017 tarihli celselerde, davanın, muvazaalı ipoteğin iptaline ilişkin olduğu, sıra cetveline itiraz yönünden taleplerinin bulunmadığını açıklamıştır. İlk derece mahkemesince de, dava, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimi ve davacı vekilinin açıklamalarına göre, mahkemenin davanın nitelendirilmesine ilişkin kabul şekli isabetlidir. Ancak davacı tarafın herhangi bir hukuksal neden bildirmemiş ve muvazaaya dayanmış olması nedeniyle, davanın hukuki dayanağı İİK 277 ve devamı maddeleri yanında, dava tarihinde yürürlükte bulunan BK'nın 18. maddesi de oluşturmaktadır....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ... aleyhine takip yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek, davalı borçlunun dava konusu taşınmazını diğer davalı kardeşine satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı ...’ın yetki itirazının terditli olduğu ve davacının da seçim hakkını Üsküdar olarak kullandığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Davanın TBK'nın 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın İİK 277 ve devamı maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi ve delillerin bu doğrultuda değerlendirilmesi isabetli görülmemiştir. Kişilerin dava hakkı Anayasanın 36. maddesiyle teminat altına alınmış olup, “hukuki yarar” ile sınırlıdır....
DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : 1. Davacı vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile yukarıda tarih ve sayısı gösterilen mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılması talep edildiğinden, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, gereği düşünüldü; I. YARGILAMA SÜRECİ : Davacının Talebi: 2. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili varlık yönetim şirketinin ticari faaliyeti kapsamında, dava konusu alacağı Denizbank A.Ş.'...
Hukuk dairemizin sayın çoğunluğu dahi, B.K nun 18. maddesine dayanılarak hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin kararlarda İİK nun maddesine uygun hüküm kurulmasını aramaktadır. Bu uygulama dahi, B.K nun 18.maddesinin açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarının tek başına yeterli ve yasal dayanağı olmadığını göstermektedir. Ayrıca, hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali ile ilgili taleplerde İİK nun 277-282. maddelerinde düzenlenen ön koşullar açılan davalarda aranmazken İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramak kanaatimizce çelişkidir. Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, davalılardan ...’nun müvekkiline olan borcu nedeniyle yapılan icra takibinde borcuna yetecek haczi kabil malının bulunamadığını ancak kendisine ait ... ilçesinde kain taşınmazını kardeşi olan diğer davalı ...’e alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla satmış, ancak bu satışın İİK’nun 277. maddesi hükmüne göre iptal edileceğini öğrendiği için yine aynı değerle 3. kişi ...’e devrini sağlamış olduğundan bu devir işlemlerinin B.K. 18. maddesine göre iptali ile taşınmazın M.... ... üzerine tesciline ve bu tescilden sonra İİK.’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince alacağın tahsili amacı ile borçlu davalı ... ... ile diğer davalı ... arasındaki tasarrufun iptaline, mümkün olmadığı...
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tasarrufun iptali davalarına İİK.’nın 281. Maddesince genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bakması gerektiğini beyan ederek görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: ---- dava ve cevap dilekçeleri ile tüm dosya kapsamı. DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, tasarrufun iptali talebine ilişkindir. "Dava, terditli olarak İİK'nin 277. ve devamı maddelerine olmadığı taktirde TBK'nin 19. maddesi uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Bozmaya uygun yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1)....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davalı borçlunun dava konusu taşınmaz hissesini borçlarından kurtulmak amacıyla diğer davalı kardeşine devrettiği, satışın gerçek olmadığı İİK 277 ve 278 maddesinde öngörülen satışın ve tasarrufun iptali şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaları elinde geçici (İİK 105) veya kat'i (İİK 143)aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir. Aciz belgesinin varlığı dava koşulu olup mahkemece resen araştırılmalıdır. Somut olayda borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i aciz belgesi bulunmadığı gibi borçlu aleyhine yapılan takip sonucu düzenlenen haciz olmadığından geçici aciz belgesi de yoktur....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın borcun doğumundan sonra tapudaki satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark olacak şekilde satılmış olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar ..., ... ve .... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1.İİK'nun 282.maddesi uyarınca tasarrufun iptali davaları borçlu ile borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından ödemeler yapılan kişiler ile bunların mirascıları aleyhine açılır. Buradaki borçlu hukuki muamelenin tarafı olan borçludur....