A-Dava şartları yönünden yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2021/369 ESAS, 2021/556 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı, TBK md. 19) KARAR : Samsun 2....
"iptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer." hükmü mevcut olup davanın görülebilmesi için satışın yapıldığı tarih olan 17/03/2014 tarihinden sonra davanın 30/01/2020 tarihinde açılmış olduğu dolayısıyla 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı belirtilerek dava reddedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne varki Davacı taraf terditli talepte bulunarak öncelikle İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan satış işleminin tasarrufun iptalini mümkün olmazsa TBK'nun 19. Maddesi uyarınca iptalini istemiş,mahkemece talep İİK 277 vd talep olarak değerlendirilip karar verilmiştir. Davacının TBk 19. Maddesine dayalı talepte de bulunduğu halde bu husus hiç incelenmemiştir. Bu tür davalar hak düşürücü süreye tabi olmaksızın, davacı tarafından her zaman açılması mümkün olan davalardır. Bu durumda davacının TBK 19....
Bu anlamda dairemizin sayın çoğunlunun görüş ve düşüncesine göre açılan, İİK’ nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımamasına rağmen sadece B.K nun muvazaayı düzenleyen 19. maddesine göre kabul edilen, borçlu olduğu iddia edilen kişi ile 3. kişi arasındaki mal kaçırmaya ilişkin hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında davaların yasal dayanağı, davacının dava açmakta hukuki yararı ve verilen kararın uygulanma (infaz) kabiliyeti yoktur. Şöyleki, 1-İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımayan hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali davalarında dairemizin sayın çoğunluğunun yasal dayanak olarak kabul ettiği B.K’nun 19. maddesi, tüm muvazaalı işlemlerde uygulanan genel ve işlemlerin yorumlanması ile ilgili bir madde olup, tek başına bu davaların yasal dayanağını oluşturmaz. Yargıtay 4....
Kabule göre; mahkemece asıl kredi borçlusu olan şirket hakkında verilen iflas erteleme kararı gereğince de en başta İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açılamayacağı belirtilmişse de davalı borçlu ...’in iflas erteleme davasının tarafı olmaması, davalı ... aleyhine takip yapılamayacağına dair tedbir kararının bulunmamış olmasına göre mahkemenin İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açılamayacağı yönündeki gerekçesi de doğru görülmemiştir. Kabule göre mahkemece gerekçede davanın BK 18 ve devamı madde hükmü değerlendirilmesine göre; davalı 3. kişi Nuhi' nin beyanıda dava konusu gayrımenkulün “güvenilir kişi” olması sebebi ile kendisine devredildiği, söylediğine göre bu hususun da değerlendirilmesi gerekirdi. Eksik inceleme ile karar verilmesi de isabetli olmamıştır. 2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Dava, İİK'nun 277 ve devamı madde hükümleri ile TBK'nun 19.madde hükmüne dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Tasarrufun iptali davalarına esas ihtiyati haciz, İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Eldeki davada iptal isteğine konu tasarruf, davalı borçlunun T3 İstanbul Anadolu 19. İcra müdürlüğünün 2019/20723 Esas sayılı dosyası kapsamında başlattığı icra takibine konu 238.857,58- TL'lik alacağın, Kartal 11....
İcra Müdürlüğünün 2016/190910 Esas sayılı dosyası ile 600.000 TL ve 400.000 TL tutarlı senetleri tanzim ettirdiğini, yapılan bu işlemin tamamıyla mal kaçırma amacıyla yapıldığını, yapılan bu muvazaalı işlemlerin BK 19 ve İİK 277. maddeleri gereği iptalinin gerektiğini, ayrıca davalıların akrabalık ilişkilerinin olduğunu, akrabalık bağının iptale tabi sebeplerden olduğunu bu nedenle dava konusu Gaziantep 13. İcra Müdürlüğünün 2016/190910 Esas sayılı dosyasının ve dosyaya dayanak 08.01.2015 tanzim ve 30.06.2015 vade tarihli 600.000 TL tutarlı ve 08.01.2015 tanzim ve 02.10.2015 vade tarihli 400.000 TL tutarlı senetlerin muvazaalı olduğunun tespitine, bunun kabul edilmemesi halinde tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargılama sırasında dava konusu taşınmazın el değiştirmiş olması nedeniyle davacı vekilinin beyanına göre, davanın bedele dönüştürüldüğü görülmüştür. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2022 NUMARASI : 2021/59 E- 2022/254 K DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 12.Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/09/2022 tarih ve 2021/59 Esas 2022/254 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalılardan T6 arasında 18/10/2010 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşmeye istinaden davalıya kredi kartları verildiğini, kullanılan ürünlerin geri ödemesinin yapılmaması üzerine davalıya ihtarname ve ihbarnamelerin gönderildiğini, gönderilen ihtar ve ihbarnamelere rağmen davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine İzmir 21.icra müdürlüğünün 2016/6225 sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, icra takibi sırasında davalı T6'nin tapunun İzmir ili, Bayraklı ilçesi, Mansuroğlu mahallesi...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davanın İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddesi uyarınca açılmış olduğu değerlendirmesinde bulunulduğunu, halbuki davanın Türk Borçlar Kanunu 19. maddesinde tanımlanan muvazaa davası olduğunu, esasen ortada bir muvazaa bulunduğunun ispatlandığını, bu konuda açtıkları diğer bir davanın kabul edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir. Bursa 2....