Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1)....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, BK. 18.maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak her zaman dava açabileceğine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve Aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 12.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, toplanan delillere, Borçlar Kanunu 18. maddesine göre açılan dava için satışı yapan ...’ın hayatta olması gerekçesi ve İİK 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası için de aciz halinin mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir H.U.M.K.’nun 76. maddesine nazaran, bir davada ileri sürülen maddi olgu ve bulguların hukuki nitelendirmesini yapmak kanun maddelerinin uygulamasını yapmak hakimin görevidir. Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe, dosya içeriğine ve borçlu Sami hakkında icra takibine geçildiğine göre mahkemenin davanın tasarrufun iptali davası olarak kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. İ.İ.K.’nun 282. maddesi hükmü gereğince bu tür davalarda davalı olarak borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Somut olayda borçlu ... davada taraf gösterilmemiştir....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 22.6.2011 tarihli haciz tutanağının İİK 105 madde anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olmasına,dava konusu aracın ticari araç olması nedeniyle davalılar arasındaki tasarrufun İİK 280/3-son maddesi gereğince iptale tabi bulunmasına, 2918 Sayılı KTK'nun 20/d maddesi gereğince harici araç satışlarının geçerli olmamasına göre davalı borçlu ... ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanır....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu hakkında yapılan diğer icra takipleri, borçlu adına kayıtlı dava dışı taşınmazdaki ipotek ve hacizler gözönüne alındığında 25.6.2009 tarihli haciz tutanağının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde bulunmasına, borçlu ile davalı 3.kişinin damat kayınpeder olması nedeniyle dava konusu tasarrufun iyiniyet ve bedel farkına bakılmaksızın İİK 278/III-I ve davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle İİK 280/1 madde gereğince tasarrufun iptale tabi bulunmasına göre davalılar ... vekili ile ...'...
Çünkü dava İİK 277 madde ve devamına göre açılmış tasarrufun iptali istemi davasıdır. Bu tür davalarda taşınmaz aynına ilişkin bir dava olmadığından tedbir istenemez. Ancak talebin ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava İİK 277 madde gereğince incelendiğinde; ihtiyati haciz kararı geçici bir tedbir niteliğinde olup, geçici bir süre için davacının haklarının koruma altına alınmasıdır. Burada davacının haklı olup olmadığına ihtiyati haciz kararı verilirken bakılmaz, haklı olup olmadığı ancak yargılama aşamasında açığa çıkacaktır. İİK'nın 281/2. maddesi "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 28/03/2013 NUMARASI : 2011/570-2013/361 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı İsmail’e satışına ilişkin işlemin BK'nun 19.maddesine dayalı olarak iptalini istemişir, Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır. Mahkemece, davanın İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, İİK'nun 278/2 maddesine göre edimler arasında fahiş fark olduğu,bu durumda davalı İsmail'in borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacını bilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı Alp vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece de belirlendiği gibi bu tür davaların dinlenmesi için geçici (İİK.md.105) veya kati (İİK.md.143) aciz belgesinin sunulmuş olması gereklidir. Somut olayda davacının alacaklı olduğu 2012/7 sayılı takip dosyası kapsamından davalı borçlunun adına kayıtlı araç ve banka mevduatı bulunmadığı, adına kayıtlı taşınmaz üzerininde birinci sırada davalı ...'in 2012/8 sayılı takip dosyasından koyduğu 70.000 TL'lik haciz ikinci sırada davacı haczinin olduğu, anılan taşınmazın 26.3.2013 tarihli kıymet takdiri raporu gereğince değerinin 18.358.60 TL olarak belirlendiği, borçlunun maaşı üzerinde davalı ...'...
Dava İİK'nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerekir. (İİK 105-143. madde) Aciz belgesi hükümden sonra ibraz edilebileceği gibi, Yargıtay temyiz incelemesi sırasında ve karar düzeltme aşamasında dahi sunulabilir. Somut olayda davacı tarafından dosyaya kesin ya da geçici aciz belgesi ibraz edilmemiştir. Mahkemece, borçlular aleyhine alınmış bir aciz belgesi bulunmadığı gerekçesi ile dava açma şartının gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de karar sonrası kesin aciz belgesi-nin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca hasıl olan yeni duruma göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekir....
İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekmektedir. Gerek öğretide gerekse yargı kararlarında tasarrufun iptali davası açılabilmesi icin borç ödemeden aciz belgesinin ibraz edilmesi gerektiği ve aciz belgesinin özel bir dava şartı olduğu kabul edilmektedir. İptal davası açılabilmesi icin alacaklının alacağını kısmen veya tamamen alamamış olması gerekir. Borçlunun haczedilebilecek veya haczedilmiş malları var ve bunların bedeli alacaklının alacağını ödemeye yetmekte ise, alacaklının, borçlunun üçüncü kişilerle yapmış olduğu tasarrufların iptalini dava etmekte hiçbir hukuki yararı yoktur....