Dava, İİK'nun 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davalarda amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Ayni nitelikte değil şahsi nitelikte dava olduğu gibi bu tür davalar sonuçları itibarıyla daha çok lehine tasarrufta bulunulan 3.kişilerin hukukunu ilgilendirmekte, her somut olay özelliğine göre temelinde muvazaa veya haksız fiil gibi kabul edilebilecek tasarruflar nedeniyle alacaklı zarara uğramaktadır. Davada incelenmesi gereken hususun davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK’nin 277 vd. maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekmesi nedeniyle görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı ...'a satışı ile aynı taşınmazın birleşen dosya davalıları arasında yapılan diğer tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyanın davalıları ..., ..., ... ve ..., davanın reddini istemişlerdir. Diğer davalılar savunma yapmamışlardır. Mahkemece, davalı olan son malikin kötü niyeti kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. ../... - 2 - 2012/7687 2012/11610 Dava İİK.’nun 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açmasının da mümkün olduğu, davacının bu seçimlik haklarından birini kullanmış olması durumunda talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması giderek BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davacının İİK 277 vd kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek hüküm tesisi isabetli olmadığına değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile tapu kaydının iptali ile borçlu ......
İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/01/2023 NUMARASI : 2018/63 ESAS, 2023/4 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Kuşadası 2....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/159 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 vd.) KARAR : Torbalı 2....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
-Dava ... ve ... nolu bağımsız bölümler açısından İİK. 194 maddesi uyarınca açılmış tapu iptali ve tescil, ... nolu bağımsız bölüm açısından ise İİK. 277 vd. maddelerine istinaden açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davaları borçlunun .... kişilerle yapmış olduğu tasarrufi işlemlerin alacaklı bakımından geçersizliğinin sağlanmasına yönelik bir hukuk davasıdır. Tasarrufun iptali davasının konusunu borçlu ile .... kişi arasında yapılmış hukuki işlemler oluşturmaktadır. Somut olayda ... nolu bağımsız bölüm arsa sahipleri tarafından ...'e satılmıştır. Borçlu yüklenici ile ... arasında yapılmış bir tasarruf yoktur....
Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca davaya tasarrufun iptali davası olarak devam edilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayacak şekilde davanın nitelendirilmesi ve görevsizlik kararı verilmesi isabetli görülmemiştir. (Kısa kararda ... Sulh Hukuk Mahkemesinin gerekçeli kararda ... Sulh Hukuk Mahkemesinin yazılı olması da maddi hataya dayalı olarak kabul edildiğinden ayrıca bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.)...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/02/2020 NUMARASI : 2019/105 ESAS - 2020/110 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, dava konusu İstanbul, Şişli ilçesi, 674 ada, 54 parsel, 194 sayfa, cilt no:2 de kayıtlı 12 no.lu mesken niteliğindeki taşınmaz üzerinde davalılarca yapılan satış işleminin öncelikle muvazaalı olduğunun tespiti ile İİK'nin 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satışının istenebilmesine, muvazaa iddiasının kabul edilmemesi halinde İİK 277 vd. maddeleri gereğince tasarrufun iptali ile İİK'nin 283. maddesi gereğince satışa konu taşınmaz üzerinde icra takibindeki alacak ve tüm fer'ileri hakkında haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir....