Davacının istemi de bu tescile ilişkin olup aşamalarda davanın İİK 277 vd maddelerine dayalı olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamıştır. Davacı, alacağının tahsilini engelleyen bir işleme karşı, takip yapılmamış olması halinde veya İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi durumlarda 818 sayılı BK 18.(6098 sayılı T.B.K 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde vurgulanmış ve aşamalarda da davanın İİK 277 vd maddelerine dayalı iptal istemine ilişkin olduğuna dair bir beyanda bulunulmamıştır....
Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde özellikle vurgulanmıştır....
Mahkemece, davanın tacirler arasında mal satışından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından ve yargılama giderlerine ilişkin olarak da .... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Mahkemece, davanın tacirler arasında mal satışından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından ve yargılama giderlerine ilişkin olarak da .... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerinden kaynaklı tasarrufun iptali istemine ilişkin olmasına göre kararın temyiz incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 17. Hukuk Dairesi'ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 25/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tasarruf İİK'nin 278.maddesinde öngörülen 2 yıllık süre dışında yapılsa, diğer bir ifade ile haciz tarihinden geriye doğru 2 yıl içinde yapılmasa idi, bedel farkı bulunsa bile tek başına tasarrufun iptali için yeterli değildir. Davacı tarafından İİK'nin 278, 279 ve 280.maddelerinden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olkmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilecektir (YHGK'nun 25.11.1987 gün ve 1987/15-380 E-872 Karar sayılı kararı). Davalılar dava konusu tasarrufun yapıldığı tarihte karı-kocadır. Dava konusu tasarrufun iyiniyet ve bedel farkına bakılmaksızın İİK 278/3-1 madde gereğince iptale tabi olduğu, yine davalı 3.kişi koca ...'in davalı borçlu eş ......
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 18. maddesinde düzenlenen biçimi ile dava konusu işl.... danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali ist....e mi yoksa İİK’nın 277 vd . maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali ist....e mi ilişkin olduğu, burada varılacak sonuca göre mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine dair verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazdaki payını kardeşi olan diğer davalı ...'a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, satışın kardeşler arasında icra takibinden sonra yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.'nın 277 vd. maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. T.C....
Maddeleri uyarınca davanın açıldığını, iki Kanun maddesine de dilekçede yer verildiğini ve ikisine dayalı olarak davanın açıldığının belirtildiğini, ancak TBK m. 19 'a dayalı olarak tasarrufun iptali davası açılması ile İİK m.277 vd. dayalı olarak tasarrufun iptali davası açılması arasında hukuki olarak ortaya çıkacak farklar mevcut olduğundan aynı dava dilekçesinde iki kanun maddesine de yer verilerek tasarrufun iptalinin talep edilemeyeceğini, iki kanun hükmüne dayalı olarak açılabilecek davaların doğuracağı sonuçların , dava şartları, hak düşürücü süreleri birbirinden tamamen faklı olduğunu, davacı tarafından açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından açılan dava eğer ki sadece İİK M. 277 vd. uyarınca açılmış olduğundan bahisle iptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düştüğünü, eldeki davada beş senelik hak düşürücü sürenin dolduğunu, İİK m. 277 vd. uyarınca tasarrufun iptali davası açılabilmesi için alacaklının elinde muvakkat...
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd. maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.(mülga 818 sayılı BK.md.18) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufuniptali davası açması da mümkündür....