Mahkemece, tensiple birlikte davanın görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın talep halinde Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunmasına bundan dolayı asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olup, somut olayda da dava 09.07.2014 tarihinde İİK.nin 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkesidir....
Mahkemece, tensiple birlikte davanın ticari dava niteliğinde olduğu ve davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın talep halinde Ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunması nedeniyle asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olup, somut olayda da dava bu tarihten önce 15.06.2012 tarihinde İİK.nin 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkeme asliye hukuk mahkesi iken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı borçlular vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak mal bulunmadığını ileri sürerek borçlunun adına kayıtlı dava konusu araçları ve şirket hissesini diğer davalılara yaptığı devrine ilişkin tasarrufların İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak iptalini talep etmiştir....
Mahkemece, davanın İİK'nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, ticari dava niteliğinde olmayıp genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm davalı ...Tic.Ltd.Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunmasına bundan dolayı asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği ve öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olup, somut olayda da dava bu tarihten sonra 11.03.2016 tarihinde İİK.nin 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış bulunmasına göre davalı...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/457 ESAS (DERDEST DOSYA) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, tasarrufun iptali isteğine dayanmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tasarrufun iptali ile birlikte, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından 29/08/2022 tarihli ara karar ile "Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; dava değeri olan 33.910,26 TL üzerinden %15 (5.086,54 TL) teminat karşılığında davalılar T5 ve Kemal Kurt adlarına kayıtlı menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına dava değeri olan 33.910,26 TL'yi geçmemek kaydıyla bu dava sonuna kadar ihtiyati haciz konulmasına, bu hususta İstanbul 21....
Mahkemece, tensiple birlikte davanın görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın talep halinde Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunmasına bundan dolayı asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olup, somut olayda da dava 30.10.2012 tarihinde İİK.nin 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....
Dava, İİK'nin 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda, borçlu ve onunla hukuki muamelede bulunan üçüncü kişiler zorunlu dava arkadaşı olup her ikisinin de davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Bundan sonra üçüncü kişiden dördüncü kişiye devir olması halinde davacı alacaklı isterse davaya bedele dönüştürür. Dilerse dördüncü kişiye de dava açarak tasarrufun iptalini isteyebilir. Somut olayda, borçlu tarafından dava konusu taşınmazın ilk satışının yapıldığı üçüncü kişi ... hakkında dava açılmamıştır. Bu durumda, mahkemece ilk satışın yapıldığı, ...'...
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu davalardaki amacın; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasına, bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına göre, davalılar ... ve ... 'nun yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 20.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk ve ... 5. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İİK'nın 277. maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasıdır. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın, TTK'nın 4 ve 5. maddelerinde sayılan ticari işlerden olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ise davanın tasarrufun iptali davası olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, davacı vekilinin, davalılar arasında muvazaalı olarak yapılan Şirket hisse devri işlemlerinin iptaline karar verilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edildikten sonra gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R- Dava İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkindir. Anılan Yasanın 277.maddesinde belirtildiği üzere tasarrufun iptali davaları elinde muvakkat (madde 105/2) yahut kati (madde 105/1,143) aciz vesikası bulunan alacaklı tarafından açılabilir. Somut olayda borçlu şirket hakkında düzenlenmiş bir kesin aciz vesikası bulunmamaktadır. Mahallinde 7.2.2003 tarihinde yapılan haciz sırasında ise borçlu şirketin adresten ayrılmış bulunması nedeniyle haciz yapılamadığı anlaşıldığından bu haciz tutanağının geçici aciz vesikası niteliğinde olduğunun kabulü de mümkün değildir....