"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı ... vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu aracın parasını kendi vererek davalı oğlu adına tescil ettirmesine ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı ...’in davaya konu aracı alabilecek ekonomik gücünün olduğu ve davacının aciz belgesi de sunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. ... ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür. Somut olayda, borçlunun ev adresine 27.03.2012 tarihinde haciz için gidildiğinde, 1.600,00 TL ev eşyası haczedilmiş, bu eşyalar üzerinde başka hacizlerin olmadığı belirtilmiş ve hacze kabil başka mal bulunamadığı tesbit edilmiştir....
Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ve kanun metninde öngörülen şartların dava konusu açısından gerçekleştiğini, öncelikle taraflar arasında yapılan tasarrufun iptaline, bu iddiaların kabul olmaması durumunda ise terditli olarak satış işleminin muvazaalı olduğunun tespiti ile muvazaalı işlemin iptaline, davanın kabulüne tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. GEREKÇE: Dava İİK m. 277 ve devamı gereğince açılan Tasarrufun İptali davasıdır....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulüne, dava konusu İstanbul İli Beylikdüzü ilçesi Yakuplu Mahallesi 748 ada 5 parselde bulunan taşınmaz ile ilgili davalılar arasındaki tasarrufun iptali ile davacının alacaklı olduğu Adana 5. İcra Müdürlüğü'nün 2015/2349 sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak koşulu ile davacıya cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Gerek Öğretide gerekse yargısal uygulamalarda böyle bir işlemin İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptal edilebileceği kabul edilmiştir. Zira satın alınan taşınmaz bedeli borçlunun mal varlığından çıkmış; fakat, karşılığı olan taşınmaz kendi isteği üzerine karısının mal varlığına karşılıksız olarak girmiş olmaktadır. Bu durumda borçlunun bağış olarak eşi yararına ödediği bedel ve tapuda karısı adına tescil edilmesi isteği kapsam ve niteliği itibariyle borçlu tasarrufu olup, bu tasarruf sonucu davalı eşin edindiği taşınmazdan İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca alacağın tahsiline imkan verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca bu tür davaların açılması mümkündür....
İcra Müdürlüğü’nün 2014/8310 E. sayılı dosyasındaki alacak ve tüm fer’ ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkeme; davanın reddine karar vermiş, davacı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinafa konu karar, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 'nın 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 5235 sayılı Kanun'un 7035 sayılı Kanun ile değişik 35/4. maddesi gereğince Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından hazırlanan ve 01/09/2020 tarihinden itibaren yürürlüğe giren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı gereğince; istinafa konu kararı inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8, 9 ve 40. Hukuk Dairelerine ait olduğundan, HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca Dairemizin işbölümü yönünden görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla, alacağın tahsilini sağlamaktır. ../... -2- 2012/7576 2012/11312 İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerekir. Somut olayda davacı tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmemiştir. Davacı vekilince 03.03.2010 tarihli geçici aciz belgesi sunulmuş ise de, bu belge İİK.'nun 143. maddesi anlamında kati aciz belgesi yerine geçmeyeceği gibi, icra müdürlüğünün de geçici aciz belgesi düzenleme yetkisi bulunmamaktadır....
Düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19. Maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19. Maddedeki muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin dikkate alınmasının talep edilmesi hususları dikkate alındığında dosyayla ilgili olarak inceleme yapma görev ve yetkisi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava her ne kadar İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali isteği ile açılmış ise de davacı vekili tarafından mahkemeye verilen 10.06.2007 tarihli ıslah dilekçesinde tasarrufun iptali isteklerini takipsiz bıraktıklarını ve M.K.nun 506 ve devamı maddeleri uyarınca tenkis talebinde bulunduklarını bildirmiş ve mahkemece de tenkis yönünden hüküm kurulmuş olmakla hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 1.Hukuk Dairesine aittir. Ancak aynı daire tarafından aidiyet kararı verilmiş olduğundan temyiz inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Yüksek Birinci Başkanlığa SUNULMASINA 21.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 31.3.2015 gün, 2013/18072 Esas ve 2015/5187 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 31.3.2015 gün 2013/18981 Esas ve 2015/5198 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak Menderes 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.3.2013 gün ve 2011/664 Esas 2013/206 Karar sayılı ilamının “Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın 284.maddesinde iptal davası hakkının batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşeceği hüküm altına alınmıştır....