Dava İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle geretirici nedenlere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına dava konusu taşınmazın ticari işletme olması, borca mahsuben ve bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerin üstünde bir bedelle satılmış olması nedeniyle davalılar arasındaki tasarrufun iptal edilmesi ile ve yargılama sırasında dava konusu taşınmazın dava dışı kişiye satılması nedeniyle İİK 283/2 madde gereğince 3. Kişi davalı ... şirketinden bedel olarak tahsilinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı .... A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden, 2001/16952 Esas sayılı takip dosyasına konu 19.7.2001 keşide tarihli çekin 4.7.2001 tasarruf tarihinden sonra düzenlendiği gerekçesiyle davanın bu alacak yönünden reddine karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali davasının ferisi niteliğindeki yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrı bir takibe konu olamayacaklarını, kararın hukuka uygun olmadığını ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, takibin iptali şikayetine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tasarrufun iptali davalarında, davacının haklı olması halinde mahkemece iki şekilde hüküm verilebilir. Birinci ihtimalde tasarruf konusu mal davalıların elindeyse tasarrufa konu mal üzerinde davacıya haciz ve satış hakkı tanınır (İİK m.283/1). Bu durumda davacı alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere sadece tasarruf konusu mala haciz koyabilir veya bu malın satışını sağlayabilir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/374 Esas KARAR NO : 2021/998 DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) DAVA TARİHİ : 09.03.2012 KARAR TARİHİ : 02.11.2021 Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı bankanın davalı borçlu -------- dosyalarından alınmış ihtiyati haciz kararlarının------ dosyaları ile infaz edildiğini ve başlatılan icra takiplerinin --------günlerinde tatbik edilmiş olan hacizlerde borçlu şirkete ait haczi kabil menkul mala rastlanılamadığını, davacının alacağını tahsil amacıyla ---- icra dosyasından ---- gönderildiğini, gelen yazı cevabından---- ile borçlu şirket ile ------- doğan her tür ve nitelikteki alacaklarının----- bildirildiğini, yine temlik sözleşmesine ---- tarihinde davalı -------hesabına ödendiğini, İİK 280 ve devamı maddelerinde belirtilen hükümler sebebiyle davalı borçlu şirket ile diğer davalı...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/93 esas sayılı dosyanın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak İİK 278, 279, 280, 283/2 madde kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, hükmüne uyulan bozma ilamında sergilenen gerekçeler karşısında davanın kabulüne karar verilmiş olup hüküm tüm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava İİK 277 ve devamına dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
a satılarak elden çıkarılması nedeniyle İİK.283/2 maddesi uyarınca taşınmazın 3.kişiye satış tarihi olan 20/11/2014 tarihindeki rayiç değeri olan 260.000,00 TL üzerinden talep konusu olan ... 5.... Dairesinin 2012/14923 sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak davalı ...'dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/32346 sayılı dosyası ile davalı Kazim hakkında icra takibi başlattığı, takip dayanağının 18/08/2016 tarihli senet olduğu ve takibin kesinleştiği, borçlunun dava konusu taşınmazını 07/06/2016 tarihinde diğer davalı T1 tapu kayıtlarına göre 124.500,00 TL bedelle sattığı, davacı ile davalı borçlu arasında gerçek bir borç ilişkisinin bulunduğu, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığı, aciz belgesi ile davanın ön şartlarının oluştuğunun anlaşıldığı, davalıların kayınbirader-enişte olduğu, davalılar arasında ikinci dereceden sıhri hısımlık olması nedeniyle yapılan tasarrufun İİK 278/3- 1,1 bendi kapsamında bağışlama olarak kabul edilmesi gerektiği, davalılar arasındaki akrabalık ilişkisi ve davalıların beyanları dikkate alındığında yapılan tasarrufun İİK 280. madde ve TBK 19. hükmü kapsamında muvazaalı olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....
T.. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi: Yerel Mahkemece dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiş ve dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlen rayiç değer arasında misli fark bulunmadığı, davalı 3 kişi N.. T..'un kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizin bozma ilamında da davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu kabul edilerek, dava konusu tasarrufun belirtilen gerekçeyle İİK'nun 280/1 madde gereğince iptale tabi oldu belirtilmiştir....
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, huzurundaki davanın İİK'nın 277. ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ile ilgisi bulunmadığını, davacı yanın davasının TBK 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hükümlerine dayalı ikame edilmiş olup dava asılsız muvazaa iddialarının kabulü halinde İİK 283 /1 maddesinin kıyasen uygulanmasının talep edildiğini, bu durumda; İcra İflas Kanununun 277. ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarına özgü özel ihtiyati haciz düzenlemesi yargılama konusu olayda uygulanamayacağı, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; İcra ve İflas Kanununun 257. maddesine göre vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız "Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa" ve / veya "Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa" ihtiyati...
O halde mahkemece dava konusu taşınmazın İİK 278, 279, 280.maddelere göre iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek iptale tabi olduğunun tesbit edilmesi halinde İİK 283/II.madde kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, mal kaçırmak amacıyla davalıların kendi aralarında danışıklı olarak yapmış oldukları Turgutlu İcra Müdürlüğü 201 sayılı takibinin ve bu takipten borçlu-davalı Coşkun üzerine konulan 1.sıra haciz işlemine ilişkin tasarrufların öncelikle TBK.’nun 19.maddesi gereğince İPTALİ kabul edilmemesi halinde İİK m.277 gereğince , İİK. M 278/1 vd. maddesi kıyasen uygulanarak müvekkilin ilamlı takip alacağı nedeniyle dava konusu icra takibinin öncelikle durdurulması ve icra takibinin iptal edilmesine dair tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....